Yeni Mesaj
gazetesinin düzenlediği Milli Kahramanlarımızı anma Programı Kayseri Erciyes
Üniversitesi Sabancı Kültür Merkezinde düzenlendi. Kayseri halkının büyük ilgi
gösterdiği program Atatürk, silah arkadaşları ve şehitlerimizin anısına saygı
duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Pertevniyal Valide Sultan Camii imam
hatibi kurra hafız Mustafa Yıldırımın muhteşem Kuran tilavetinden sonra
alanında uzman 20den fazla akademisyen, gazeteci ve hukukçu konuşmacıların
konuşmaları sık sık alkışlarla kesildi. Konuşmalardan sonra sahne alan Grup
Nefesin Türk sanat musikisi ve kahramanlık türküleri verdiği müzik
ziyafetinden sonra Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr.
Haydar Baş konuşmasını yapmak üzere alkışlar arasında kürsüye geldi. Kayseri bizim
ana kucağımız, baba ocağımızdır diyerek sözlerine başlayan Prof. Dr. Haydar
Baş konuşmasının başında Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin
Keleştemura teşekkür etti.
Türkiyelilik bize
uymaz
Türk ve Türk milleti
kavramlarıyla oynanmaya başlandığını ifade eden Prof. Dr. Haydar Baş, Türk
kelimesiyle bilerek ya da bilmeyerek son zamanlarda oynanmaya başlandı. Anadolu
dendiği zaman akla Türk milleti gelir, Türk milleti dendiği zaman da akla
Anadolu gelir. Türkiyelilik gibi zorlama kelimelerle bu milleti ifade etmek
mümkün değildir dedi.
Anadoluya Hacı
Bektaş aşısı
Kayseri'deki
programda Anadoluyu Hacı Bektaş-ı Velinin Türkleştirdiğini söyleyen Bağımsız
Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş konuşmasını şöyle sürdürdü:
Hacı Bektaş-ı Veli Anadoluda öyle bir medeniyet inşa ediyor ki, burada
Yezdani var, Keldani var, Süryani var, Rum var, Ermeni var. Onları önce
İslamlaştırıyor, sonra bir bilek bir yürek yapıyor. Bu insanlar Hacı Bektaş-ı
Veliye bakarak ne diyorlar biliyor musunuz? Türklük bu kadar güzel ahlaksa biz
de Türkoğlu Türküz diyorlar. Anadolunun Türkleşmesi işte bu şekilde olmuştur.
Yani et ve kafatası üzerinden bu milleti ayıramazsınız. Hacı Bektaş-ı Veliyle
birlikte bir millet kimliği oluştu. Nedir bu kimlik? Bu kimlik bir
medeniyettir, bir kültürdür, bir siyasettir, bir dindir. Yani İslam medeniyeti,
İslam kültürü ve İslam siyaseti. Bunun içinde Kürt var, Laz var, Çerkez var,
Boşnak var, Arap var, Süryani, Keldani, Yezdani var. Bunlar yoğruldu, yoğruldu,
yoğruldu pişiren fırının adı Hacı Bektaş adı Türkoğlu Türk oldu. Bu kimliği bir
ahali kelimesiyle tefsir etmek hiç mümkün değildir. Neden? Çünkü ahali kendi
etnik kabiliyetlerini taşıyıp sadece onları temsil edenlerin adına denir.
Kültür birliği, maneviyat birliği, siyaset birliği, din birliği olan insanların
adına millet denir. Onun için bu coğrafyanın tek milleti, Türk milletidir. Türk
milleti Türkiyeli değildir, Türkiye Türk milletinindir.
İnsana hakkını İslam
vermektedir
Konuşmasında insan
hakları konusuna da değinen Prof. Dr. Haydar Baş insan haklarını insanlığa
kazandıran İslam dinidir dedi. BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş şunları
söyledi: Batının insan haklarını ilk defa gündem eden dünya olduğunu iddia
ediyorlar. Bu büyük bir yalandır. Benim Bakü Devlet Üniversitesinde yaptığım
doktora tezim 'Veda Hutbesinde İnsan Haklarıdır. Dediler bana ki, insan
hakları batının eseridir. Yok, dedim. Nereden biliyorsun diye sordular. İslam
dininden biliyorum dedim. İslam dininde kul hakkı diye bir hukuk, bir anlayış
vardır. Vasım Hoca, çok doğru konuşuyorsunuz dedi. Esasen insan haklarını
insanlık tarihine hibe eden ilk kurum İslam dinidir. Hangi isimle beraber? Kul
hakkı adıyla.
Türk milleti her yere
adalet dağıttı
Türk milleti denince
akla ilk gelen şeyin adalet olduğuna vurgu yapan BTP Genel Başkanı Prof. Dr.
Haydar Baş şöyle konuştu: Türk milleti İslamı hayatına geçiren dünyanın tek
milletidir. Araplar da İslamı hayatlarına geçirmişlerdir ama bizim gibi
İslamın nezaket ve nezafet kurallarına uygun bir tarzda çok uzun zaman sonra
hayatlarına geçirme imkânı bulmuşlardır. Türkler Müslüman olduklarından
itibaren bu nezaketi, nezafeti hayatlarında hâkim kılmışlardır. Gittikleri her
coğrafyada can emniyeti, mal emniyeti, namus emniyeti, din ve vicdan emniyetini
bütün insanlara yaşatmıştır. Onun için Türk milleti denilince akla ilk gelen
şey adalettir.
Haklar var ama
kullandırılmadı
Türkiyede her
vatandaşın hukuk önünde eşit haklara sahip olduğu ve gereğini yaptığı takdirde
istediği mevkiye gelmesine hiçbir engel olmadığının altını çizen Prof. Dr.
Haydar Baş şöyle konuştu: Türkiyede hakkımız verilmedi diyenler var.
Doğrudur. Sadece Güneydoğuya yapılmadı bu. Karadenizliler bilirler,
Güneydoğuya bir hak verilmediyse Karadenize üç, beş verilmedi. Bu bölgeyi
temsil eden vekiller Karadeniz bölgesine hiçbir hizmet vermemiştir. Demirelden
sonra yol hizmetleri gelmeye başladı. Kuran kursları açıldı. Hala yolu olmayan
köyler var. Yetmedi, arkadaşlar Türkiyede Alevi kardeşlerimize de hiçbir hak
verilmemiştir. Ama bizim Karadenizli silahını kuşanıp dağa çıkmadı, devletine
isyan etmedi. Bektaşilikten, Caferilikten ve Alevilikten mağduriyet içinde
olanlar da silahlarına sarılıp dağa çıkmadılar. Ne hikmetse Osmanlının sonra
dönemlerinde öyle bir akım başladı ki bu akıma bazı dini kurumların başında
olan insanlar da alet oldular. Mesela İngiliz Muhipleri Cemiyetini kuranlar
sakalı göbeğinde olan hoca efendiler ve şeyh efendiler. Bugün şeyh olarak
tanıdığınız âlim olarak bildiğiniz kerameti kendinden menkul insanlar Kürt
Teali Cemiyetini kurdular. İttihadı İslam Cemiyetini kurdular. Bu yol
kesilmedi, Mustafa Kemalin istiklal mücadelesiyle birlikte bunlar kayboldular
ama yok olmadılar. Üstleri küllendi. Mustafa Kemal sonrası bunlar mantar gibi
tekrar ortaya çıkmaya başladı. Arkadaşlar mantar gibi ortaya çıkanlar Anadolu
insanını ecnebilerle ittifak ederek istismar ettiler, kullandılar. Maalesef
birçoğunu dağa çıkardılar. Şimdi bunun faturasını, hak vermedi diye devlete
kesiyorlar. Türkiye cumhuriyeti vatandaşı olan Kürt, Laz, Çerkez, Boşnak,
Süryani, Keldani, Rum, Ermeni hukuk önünde eşit haklara mı sahiptir, yoksa
imtiyazları mı vardır? Eşit haklara sahiptir değil mi? Türkiyede bir Kürt
kardeşimiz doktor olabilir mi, hâkim, savcı, cumhurbaşkanı, başbakan, vekil ve
bakan olabilir mi? Olabilir. Demek ki hukuk önünde bütün vatandaşlar gereğini
yerine getirdikleri takdirde istedikleri yere gelebilirler. Şimdi bu akil
denilen ukala adamlar devlet suç işledi diyorlar. Devlet suç işlemedi. Bu suçu
devlet eliyle birileri işledi. Kim işledi? Ecnebi siyasetiyle Türkiyede
hükümran olan, onların talimatını hayata geçirme görevini üstlenen, icraat
mevkiinde bulunan siyasiler önlerindeki hukuku ihlal ettiler, iptal ettiler ve
bazı vatandaşlara eğitim hakkı vermediler, sağlık hizmetleri vermediler, sosyal
imkânlardan mahrum bıraktılar. Bugün hukuk önünde devletin yasalarına göre
benim Güneydoğulu kardeşimin hakkı bakidir. Bu hakları vermeyenlerle mücadele
etmesi gerekirken devleti cezalandırıyorlar.
Orhan Dede - Kayseri
Yeni Mesaj Gazetesi