"Bizde mazeret bitmez partisi" hangi parti?

Aydın yazısında; 

"Tam 20 yıl geçti. Bir sabah uyanıyoruz ki, dolar, Euro, altın patlamış. Ama AKP çok rahat.

Bir diğer sabah uyanıyoruz ki, temel gıda (çay, şeker, yağ, un vs.) fiyatları patlamış. Ama AKP çok rahat.

Bir sabah uyanıyoruz ki, akaryakıt fiyatları patlamış, otoyol, köprü, tünel geçişleri zamlanmış, kasko bedelleri, vergiler filan uçmuş. Ama AKP çok rahat.

Bir sabah uyanıyoruz ki, Karadeniz'i sel almış, Ege'yi, Akdeniz'i yangın sarmış, Marmara'yı, doğu Anadolu'yu deprem vurmuş. Yüzlerce can vermişiz. Ama AKP yine çok rahat. 

Bir sabah uyanıyoruz ki, emekçiler yerin bilmem kaç yüz metre altında kalmış, doğudan, Suriye'den, Irak'tan şehit haberleri gelmiş. Ama AKP yine çok rahat." 

şeklinde yaşadığımız günlük hayatı resmettikten sonra "Neden?" diye sordu: 

Akın Aydın, sorduğu sorunun cevaplarını da kendisi verdi: 

"Çünkü her daim mazeretleri var. Bugünlerde en çok duyduğunuz cümleleri şöyle bir düşünün!"

Aydın; AKP'nin mazaretlerini de kendi cümleleri ile yazısında sıralamış: 

'Dünyada da ekonomik kriz var. Ekonomik krize rağmen ülkemiz büyüme rekoru kırdı. İhracatımız rekor kırdı. Halkımızı çektiği sıkıntıların farkındayız. Halkımızı tahrik etmek isteyenler var. Güçlü Türkiye'nin önünde engel olmak isteyenler. Halkımız enflasyona ezdirmeyeceğiz. Sorunları çözecek olan AKP'dir' gibi.

Dediğim gibi gören için AKP 20 yıldır aynı AKP.

'Halkımızın çektiği sıkıntıların farkındayız' diyenler ne yaptı? Açlık sınırı olan 6 bin 300 TL'yi vatandaşına çok gördü.

Asgari ücreti zafer edasıyla 5 bin 500 TL olarak açıklayıp ardından bir de 'vatandaşımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz, dedi ve sözümüzü tuttuk' diye eklediler.

Bakan Nebati, 'bir yılda 5 milyon istihdam sağladık. Bu birilerine kapak olsun' dedi.

Resmi 4 gayri resmi 8 milyon, insanımız bu kapağı iadeli taahhütlü olarak geri gönderir mi, bilmem ama Sayın Bakan ilk önce BTP Liderinin 20 Aralık için yaptığı 40 milyar ve 30 Haziran akşama eklediği 4 milyar dolarlık kapakları bir açması lazım.

 

Birkaç tane de mazeret örneği verelim

 

Ağır bir kış geçirdik. Isparta'ya 4 gün elektrik verilemedi. AKP, enerji dağıtım şirketini kurban etti.

İstanbul'a kar yağdı. Kurban çoktan hazırdı. Öyle ki mobeselerle bile nereye adım attığı bile izleniyordu ve mesul ilan edildi. Kimi inandı, kimi 'siz neredeydiniz' diye sordu.

Hatırlar mısınız? İstanbul'a yağmur yağmış ve 31 insanımız metropolün ortasında boğularak can vermişti.

Sayın Erdoğan ne demişti? 'Derenin intikamı'. 

2004 yılında sözde bir hızlı tren projesi hayata geçirilmiş ve hiçbir altyapı, teknik donanımı olmayan hızlı tren kaza yapmış, 41 insanımız hayatını kaybetmişti. Çorlu'daki tren kazasında ise 25 insanımız ölmüştü. 

Contalardan, menfezlere, yağan yağmur şiddetinden toprak yapısına kadar birçok mazeret ortaya konuldu. 

Mazeretleri yetmediği yerde: 'Her şey Allah'tan… Kem gözlerin nazarı' cümleleri bile kuruldu.

Ya Soma! Yerin dibinden 301 madencimizin cansız bedeni çıkartıldı. Neden, nasıl, niçin soruları soranlar tekmelendi, coplandı. Koruma ordusu eşliğinde ziyaretler yapıldı.

En son Sayın Erdoğan'a biz gazeteci tarafından 'sorumluluk kime ait' sorusu sorulma cesareti gösterildi.

"1862 yılında İngiltere'de madende göçük oldu, 204 kişi öldü. Fransa'ya geliyorum 1906 yılında dünya tarihinin en ölümlü ikinci kazası oldu. 

Japonya'ya bakıyoruz, 1914 yılında 687 ölü var, gaz ve kömür karışmasının neden olduğu sanılıyor, değerli arkadaşlar.

Çin'de metan gazı patlaması oluyor, Hindistan'da metan gazı alev alıyor, bakın Amerika, teknolojisiyle her şeyiyle, 1907 yılında 361 ölü var, bunlar olağan şeylerdir, fıtratında var' dedi.

Ama hiç kimse verdiği örneklerin yüz yıl önce olduğunu hatırlatmadı!

2010 yılında Zonguldak'taki bir madende grizu patlaması sonucu 30 madencimiz can verdi.

Dönemin Çalışma Bakanı Ömer Dinçer 'güzel öldüler' dedi.

İş kazaları ve işçi ölümlerinde Avrupa'nın çok çok önündeyiz. AKP döneminde 28 binden fazla emekçi iş kazasında hayatını kaybetti. 

Dönemin ekonomi bakanı Nihat Zeybekçi, "Bebek-anne ölümleri, iş kazaları, trafik kazaları, yiyecek içecek zehirlenmeleri, afetlerdeki kayıp oranları, intiharlar medeniyet göstergesidir" dedi.

Örnekler bitmiyor. Bugün ne diyorlar?

Şehitler tepesi boş kalmayacak…

Bizim yaptıklarımıza bakmayın. Biz, kendimiz yapmıyoruz. Biz inanıyoruz ki bize yaptıran Allah'tır, bize yaptıran Allah'tır, bize yaptıran Allah'tır…

Karnına ekmek giriyorsa aç değildir…

Kuyrukları azaltmak için ete zam yaptık…

Aynı gemideyiz…"

Görene, köre ne!

"Yapmakta olduğunuz şeylerden mutlaka sorguya çekileceksiniz." (Nahl Suresi 93.)"

Yenimesaj köşe yazısı ( https://www.yenimesaj.com.tr/bizde-mazeret-bitmez-partisi-H1443001.htm )