Halkın korktuğu başına geldi ve Fransızlar, 29 Ekim 1919 tarihinde içinde Ermenilerin de bulunduğu bir taburla Kilis’i işgal ettiler. Askerlik şubesini de basan Fransız askerleri, bütün belge ve defterleri yaktılar.
Halkın ileri gelenleri Fransız işgalini reddetmek ve olayı protesto etmek için büyük bir miting hazırlamışlardır. Tekke Camii avlusunda 29.10.1919 tarihinde öğle namazını müteakip yapılan mitinge on bin kişinin katıldığı iddia edilmektedir.
İşgali protesto için bir diğer faaliyet de “Kaza Heyeti Namına Kilis Belediye Reisi Osman Fazlı” imzasıyla bir metin hazırlanarak 29.10.1919 tarihinde telgrafla Sivas’taki Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Heyet-i Temsiliyesine gönderildi. Telgrafta, Fransız işgali protesto ediliyor ve Kilislilerin ebediyen bağımsız ve hür yaşamak ve Türk kalmak istedikleri belirtiliyordu.
Kilislilerin bu bağımsız yaşama arzu ve isteklerine Heyet-i Temsiliye namına destek veren Mustafa Kemal, 31.10.1919 tarihinde gönderdiği cevâbî telgrafta, Kilislilerin yanında yer aldığını göstermiştir.
İşgal günlerinde halka karşı acımasız davranan Fransız askerleri taşrada bulunan ahaliye saldırarak silahlarını almışlar ve bazılarını da hapsetmişlerdir.
İngiliz işgali döneminde kurulan Heveskârân-ı Maârif Cemiyetinin faaliyetlerinden Fransızlar rahatsızlık duyduklarından cemiyet gözetim altında tutulmaya başlandı. Kilisliler de bir çıkış yolu olarak, ziraatla uğraşanların meslek kuruluşu görüntüsünü verdikleri “Çiftçiler Derneği” diye bir dernek kurmayı kararlaştırdılar.
Ermeniler, Fransızları kışkırtıyorlardı. Bundan dolayı pek çok defa peçeli kadınlar Fransız askerleri tarafından rahatsız edilmiş ve saldırıya uğramıştır. Bu olaylar karşısında halk galeyana gelince Fransızlar suçun kendilerinde olduğunu bildiklerinden, olayların büyümemesi için özür dilediler.
Fransızların Kilis
Halkına Hitaben Yayınladığı İnsanlık Dışı Bildiri
Olayların yatışmasını müteakip, Kilis’in ileri gelenleri harekete geçerek, Fransız İşgal Kuvvetleri Kumandanı nezdinde durum protesto edilmiş ve bu gibi olayların tekrarı halinde sorumluluk kabul edilmeyeceği bildirilmiştir. Fransız Kumandanı General Quérette ise ancak vahşî milletlere yakışacak bir tavır içerisine girmiş ve bir bildiri hazırlayarak şehrin kalabalık yerlerine asılmasını Kaymakamlıktan istemiştir. Bildiride:
Ne için taşıdığını araştırmaya bile lüzum görmeksizin üzerlerinde rovelver (tabanca) bulunan bir adamın sorgusuz sualsiz kurşuna dizileceği,
Kargaşalık çıkması halinde telef olacak veyahut yaralanacak bir Fransız askerine karşılık yerliden iki adamın kurşuna dizileceği ve bunların da kur’a ile belirleneceği,
Bir evden silah atılırsa o hanenin yıkılacağı,
Böyle bir durumun ortaya çıkması halinde Osmanlı hükümeti memurlarının idare ve hâkimiyet haklarının ellerinden alınacağı ve sokakların mitralyöz (makineli tüfek), bomba ve gazlı mermilerle ateş altına alınacağı, yazılı idi.
Bildiri üzerine, Kilis Belediye Meclisi, çeşitli mahfillere bir protesto telgrafı gönderdi.[21].
Anadolu Kadınları Müdafaa-i Milliye-i Vatan Cemiyeti, Hükümetten bu vahşîce davranışlara engel olunmasını istemiş.
Mustafa Kemal, Kilis’te Fransızların halka reva gördükleri bu muameleyi haber alınca Erzurum Müdafaa-i Hukuk Cemiyetine bir telgraf çekerek, bu vahşetin bütün Heyet-i Merkeziyelerce protesto edilmesini tavsiye etmiştir.
b) Fransız
İşgaline Karşı Kuva-yi Milliye Teşkilatının Kurulması
Sivas Kongresi’nde Güney Cephesi ile ilgili alınan kararlar sonrası, Heyet-i Temsiliye kararlarına uygun olarak Kilis’teki direniş örgütleri yeniden teşkilatlanarak Müdafaa-i Hukuk Cemiyetini kurup bu çatı altında çalışmalara başladılar.
Fransızlar açısından Kilis’in stratejik önemi çok büyüktü. Fransızlar Kilis’i Kilikya işgal bölgesinin harekât üssü olarak seçmişler ve kullanmışlardır. Gerek saldırı ve gerekse savunma, bütün hareketlerini buradan sevk ve idare etmişlerdir. Kilis’in bu stratejik önemi sebebiyle 1920 yılı başında Fransızlar ordu merkezini buraya nakletmiş ve askerlerin büyük bölümü de Adana’dan Kilis’e getirilmiş ve tahkimata başlanmıştı.
Fransızların Şehir
İçindeki Taşkınlıkları ve Halkın Tepkisi
1920 Mayısının sonlarına doğru şehir içindeki mevcutları 600 civarında olan Fransız askerleri sarhoş olarak çarşı-pazarda dükkâncıların eşyalarını kapmak, kadınların çarşafını yırtmak, nâra atmak, şarkı söylemek gibi hareketleri yaptıkları gibi, çarşı ortasında ahali üzerine rastgele ateş açmışlardı. Açılan ateş sonucu emekli Binbaşı Salih Bey, Mustafa Hannavi zade Mehmet ve Çakmakçı zade Abdülaziz Efendi ile Küspeci zade Ahmet Ağa isabet alarak yaralanmışlardır. Bu hâli gören Kilis halkı hemen dükkânları kapayarak olayı protesto etmişler ve kasabada gergin bir bekleyiş başlamıştır.
Fransızlarla
Yapılan Geçici Mütareke ve Kilis’teki Durum
Fransızları bir anlaşma yapmaya zorlamak için çalışmalar başlamış ve bir ateşkes için görüşmelerde bulunulması Fransızlarca kabul görmüştür.
Mütarekeye göre 29/30 Mayıs gece yarısından itibaren harekât dolayısıyla Fransızlarla olan çatışmalara son verilecektir. Ateşkes 20 gün sürecekti.
Bu arada Kilis Kuva-yi Milliyesi’nin özel olarak ileri sürdüğü mütareke şartları Fransızlarca kabul edilmemiştir. Antep Kuva-yı Milliyesinden olan ve Ateşkes şartlarını görüşmek üzere Kilis’e gelen İrfan Beyin Kilis Kuva-yı Milliyesi ile görüşmemsi ve Fransız dostu olan Ahmet Beyin hanesine misafir olması Kilis Kuva-yı Milliye Komutanı Polat Bey’i çok üzdüğünden Mustafa Kemal’e bir tel çekerek Kilis bölgesindeki görevinin değiştirilmesini istemiştir[51]. Bunun üzerine Polat Beyin tayini Maraş’a çıkmıştı.
(Kilis Postası Haber Merkezi)