Prof. Dr. Haydar Baş Esntitüsü katkıları ile Prof. Dr. Haydar Baş'ın Meltem Tv'de Haftanın Sohbeti Programında yayınlanan " Kıyamete Kadar Örneğimiz Hz. Muhammed (S.A.A.)’dir" başlıklı söyleşinde anlatığı Hz. Musa ile ilgili bir kıssayı sizlerle paylaşıyoruz.
-Ne sizin çoluk çocuğunuz yok mu? Yok.
Afedersiniz meczup bir zat: “Yahu Musa’ya demediniz mi bunu Cenabı haktan isterdi size en azından bir iki tane evlat verirdi.”
-Dedik!
-Ne dedi?
-Bize dedi ki “Allah'ın katında böyle bir takdir yok size” Allah Allah!..
-Onun da elinde böyle bir değnek varmış. “Yahu senin rahmetin de yok mu?” tak bir tane yere vurur. “Senin Lütfun da yok muydu?” tak bir tane daha. “Kerem'in de yok muydu?” tak bir tane daha.
Şimdi adamın yaşı 70- 80. Yani ne karıdan bir şey olur ne erkekten. Çoluk çocuğun olması mümkün değil. Aradan bir zaman geçiyor. Allah Allah! O kadıncağız ikişer üçer birden doğuruyor. Beş altı tane neyse çocuk oluyor.
Günlerden bir gün Hz. Musa o haneye rastlıyor.
-“Allah Allah! Bu çocuklar kimin?”
-Bizim.
-Nerden çıktı bunlar? Böyle böyle…
-Ne dedi?
-“Rahmetin de yok muydu? Kerem'in de yok muydu?” O zaman, Hz Musa tabi sır ehli bir zat. Anlıyor ki; evet biz her ne kadar bunu kaderde görmediysek de Allah'ın lütfunda var, Kerem'inde var, ihsanında da var. O da elini uzatmış oradan almış bu tarafa aktarmış. Yani olayın özü budur.
Bir bu yönüyle Allah yakındır, yani naz makamından Allah yakındır. Naz ehli dedik onun için anlattık. Farkındaysanız. Bir de niyaz ehli vardır ki rütbesi çok yücedir. Naz ehlinin rütbesinin fazla büyük olmasına gerek yok naz ehli nazlanmış çocuğa benzer. Çocuk gelir cebinden istediğini alır, ne ceza verirsin ne bir şey, sadece “heyt” dersin ama gene bildiğini okur. Evliya-i kiram hazeratı böyledir. O naz ehli zümre. Kilispostası Haber Merkezi
Hz. Musa’nın Çocuk Duası
Hz Musa bir gün böyle geçerken bir haneye, bir aileye rastlıyor, in yok, cin yok.-Ne sizin çoluk çocuğunuz yok mu? Yok.
Afedersiniz meczup bir zat: “Yahu Musa’ya demediniz mi bunu Cenabı haktan isterdi size en azından bir iki tane evlat verirdi.”
-Dedik!
-Ne dedi?
-Bize dedi ki “Allah'ın katında böyle bir takdir yok size” Allah Allah!..
-Onun da elinde böyle bir değnek varmış. “Yahu senin rahmetin de yok mu?” tak bir tane yere vurur. “Senin Lütfun da yok muydu?” tak bir tane daha. “Kerem'in de yok muydu?” tak bir tane daha.
Şimdi adamın yaşı 70- 80. Yani ne karıdan bir şey olur ne erkekten. Çoluk çocuğun olması mümkün değil. Aradan bir zaman geçiyor. Allah Allah! O kadıncağız ikişer üçer birden doğuruyor. Beş altı tane neyse çocuk oluyor.
Günlerden bir gün Hz. Musa o haneye rastlıyor.
-“Allah Allah! Bu çocuklar kimin?”
-Bizim.
-Nerden çıktı bunlar? Böyle böyle…
-Ne dedi?
-“Rahmetin de yok muydu? Kerem'in de yok muydu?” O zaman, Hz Musa tabi sır ehli bir zat. Anlıyor ki; evet biz her ne kadar bunu kaderde görmediysek de Allah'ın lütfunda var, Kerem'inde var, ihsanında da var. O da elini uzatmış oradan almış bu tarafa aktarmış. Yani olayın özü budur.
Allah'ın Rahmetinden Ümit Kesilmez
Onun için Allah'ın rahmetinden kul ümit kesmez. Her sebebe her vesileye sarılması lazım. İşte o baş sebep Allah'ın sevgilisi Hz. Muhammed Aleyhisselamdır.Bir bu yönüyle Allah yakındır, yani naz makamından Allah yakındır. Naz ehli dedik onun için anlattık. Farkındaysanız. Bir de niyaz ehli vardır ki rütbesi çok yücedir. Naz ehlinin rütbesinin fazla büyük olmasına gerek yok naz ehli nazlanmış çocuğa benzer. Çocuk gelir cebinden istediğini alır, ne ceza verirsin ne bir şey, sadece “heyt” dersin ama gene bildiğini okur. Evliya-i kiram hazeratı böyledir. O naz ehli zümre. Kilispostası Haber Merkezi