_ İ _
- İbadet de, kabahat de kul içindir.
- İbadet ile Cennet?e girilmez, temiz kalb gerek.
- İbib-ullah sivri külâh.
- İç dedilerse, çeşmeyi kurut demediler ya.
- İç güveysinden hallice.
- İçerisi çıfıt çarşısı.
- İçi beni yakar, dışı eli.
- İçi başka, dışı başka.
- İçi dışına uymaz.
- İçinden pazarlıklı.
- İçine girmeyen hâli bilmez.
- İçine sıçan düşse başı yarılır.
- İçme nâmert elinden su, âb-ı hayat olsa da.
- İçtik üzüm suyunu, döktük yüzün suyunu.
- İfrit kesildi.
- İğne atsan yere düşmez.
- İğne deliğinden Hindistan?ı seyreder.
- İğne ile kuyu kazmaya benzer.
- İğne ipliğe dönmek.
- İğneyi evvela kendine sok sonra çuvaldızı ele.
- İğreti ata binen tez iner.
- İhmalcinin oğlu, uşağı olmaz.
- İhtimaldir padişahım belki derya tutuşa.
- İhtiyara yoksulluk güç.
- İhtiyarlık insanı her şeyden geçirir.
- İhtiyar olsam da gönlüm tazedir.
- İkbalin iyi olursa sen otur, ikbal işler.
- İki at bir kazığa bağlanmaz.
- İki ayağını bir pabuca koydular.
- İki ayaklı kütüphane.
- İki bakmak, bir istemeğe bedeldir.
- İki baş bir kazanda kaynamaz.
- İki bülbül bir dala konmaz.
- İki cambaz, bir ipte oynamaz.
- İki çıplak, bir hamamda yakışır.
- İki cami arasında kalmış binamaza (beynamaz) döndü.
- İki dinle, bir söyle.
- İki dirhem, bir çekirdek.
- İki elim,on parmağım yakanda.
- İki elin sesi var, bir elin nesi ?
- İki fındık bir olsa, bir koyun başını yaralar.
- İki göç, bir bozgun yerini tutar.
- İki gönül bir olunca samanlık seyran olur.
- İki gözü, iki çeşme.
- İki güreşenden biri yıkılır.
- İki kamçı, bir kuyruk herkes kendi başına buyruk.
- İki kaptan, bir gemiyi batırır.
- İki karpuz, bir el ile tutulmaz.
- İki karpuz, bir koltuğa sığmaz.
- İki kedi, bir arslana pes dedirir.
- İki kıbleye tapanda din olmaz.
- İki kılıç, bir kına sığmaz.
- İki köpek bir kemiği paylaşamaz.
- İki şahin bir yerde yuva yapmaz.
- İki şilte bir yastık, onu da terkiye astık.
- İki çatsan baca olur, kime varsan koca olur.
- İki tavşanı birden kovalıyan hiç birini tutamaz.
- İki tımar bir yem yerine geçer.
- İki testi tokuşunca, biri elbet kırılır.
- İki yakası bir yere gelmez.
- İkindiden sonra dükkan açılmaz.
- İkisini bir çifte koş.
- İlim deryadır.
- İlim gençlikte dikilen, ihtiyarlıkta meyvesi alınan bir ağaçtır.
- İlim, sahibine dost; mal, sahibine düşman kazandırır.
- İlim, sarıkla elde edilemiyen bir hazinedir.
- İlim, yalnız cehli giderir.
- İlk atılan taş uzak düşer.
- İlk göz ağrısı.
- İlk oyun acemilerindir.
- İllet ile dirilen mihnet ile can verir.
- İlmi Allah dileyene, malı dilediğine verir.
- İlmin dostundan düşmanı daha çoktur.
- İmam evinden aş, ölü gözünden yaş.
- İmanını gevretmek.
- İnadım inat, adım kel Murat.
- İnanma dostuna saman kor postuna.
- İnce eleyip sık dokuma.
- İncir çekirdeğini doldurmaz.
- İnersin gönül inersin, attan eşeğe binersin.
- İnsaf dinin yarısıdır.
- İnsaf olmayanda iman olmaz.
- İnsan beşer, kuldur şaşar.
- İnsan bilmediğini ayağının altına alsa, başı göğe değer.
- İnsan, demirden sert, taştan berk, gülden naziktir.
- İnsan doğduğu yerde değil, doyduğu yerde yaşar.
- İnsan ektiğini biçer.
- İnsan düştüğü yerden kalkar.
- İnsan göre göre, hayvan süre süre alışır.
- İnsan iki kere ölmez.
- İnsan insana gerek olur, iki serçeden börek olur.
- İnsan insanın aynasıdır.
- İnsan insanın rahmanı, insan insanın şeytanı.
- İnsan kâh olur dağı kaldırır, kâh olur darıyı kaldıramaz.
- İnsan kanatsız kuştur.
- İnsan kıymetini, insan bilir.
- İnsan kocar, gönül kocamaz.
- İnsan mürekkep yalamakla âlim olmaz.
- İnsan olan bir kere yanılır.
- İnsan olmayan insan kadrini bilmez.
- İnsan öleceğini bilse mezarını kendi kazar.
- İnsan sevdiği şeyi çok söyler.
- İnsan sözünden öküz boynundan tutulur.
- İnsana dayanma ölür, ağaca dayanma kurur.
- İnsana döğen, deveye diken yarar.
- İnsanı arkadaşı azdırır.
- İnsanı gam, duvarı nem yıkar.
- İnsanı ümit, deveyi hamut yaşatır.
- İnsanı zaman kadar terbiye eden bir şey yoktur.
- İnsanın adı çıkmasından canı çıkması hayırlıdır.
- İnsanın aklı acıyan yerinde.
- İnsanın değeri sözünden belli olur.
- İnsanın eti yenmez, derisi giyilmez, tatlı dilinden başka nesi var ?
- İnsanın gözü, yerin kulağı var.
- İnsanın gözünü bir avuç toprak doyurur.
- İnsanın her zamanı bir olmaz.
- İnsanın izzeti de elindedir zilleti de.
- İnsanın kötüsü olmaz meğer ki züğürt ola.
- İnsanın soyu bir, huyu bindir.
- İnsanın söylemezinden, suyun şarlamazından korkulur.
- İnsanın söz anlamazı atın gem almazı.
- İnsanın yere bakanından, hayvanın göğe bakanından kork.
- İp kırıldığı yerden bağlanır.
- İpe un serdi.
- İpi, sapı yok.
- İpin ucunu kaçırdı.
- İpiyle kuyuya inilmez.
- İpliği pazara çıktı.
- İpsiz sapsız.
- İpten kazıktan kurtulmuş.
- İrfan, sahibini aziz eyler.
- İrisini ipe, ufağını çöpe dizer.
- İsa için Musa?yı kınamazlar.
- İslâmın şartı beş, altıncısı haddini bilmek.
- İsmi var, cismi yok.
- İspatına muktedir olmadığın şeyi söyleme.
- İstediğini söyleyen istemediğini işitir.
- İstemem yan cebime koy.
- İstenilen yere git ar eyleme, istenilmeyen yere gidip dar eyleme.
- İstenmeyen aş, ya karın ağrıtır ya baş.
- İstersen şahit ol, borcun yoksa kefil ol.
- İsteyenin bir yüzü kara, vermeyenin iki yüzü.
- İsteyenin kuluyum, istemeyenin sultanı.
- İstimi aldı.
- İş anlatılıncaya kadar baş elden gider.
- İş anlayanda değil, başaranda derler.
- İş başa düştü.
- İş başa düşünce, gayret dayıya düşer.
- İş başa düşünce sözü ayağa düşürme.
- İş başarana baş vurulur.
- İş bilenin, kılıç kuşananın.
- İş çığırından çıktı.
- İş çoğaltmak, iş bilmemekten ileri gelir.
- İş işten geçti.
- İş, olacağına varır.
- İşe şeytan karıştı.
- İşi Allaha kalmış.
- İşi, erbabına işletmeli.
- İşi olmıyanın aşı olmaz.
- İşi yüzüne gözüne bulaştırır.
- İşimiz Allah?a kaldı.
- İşin bilen, eşin bilen, aşın bilen fakir olmaz.
- İşin içinde bir bit yeniği var.
- İşin yoksa şahit ol, paran çoksa kefil ol.
- İşini kış tut da yaz çıkarsa bahtına.
- İşitilmemiş haber yoktur cihanda.
- İşkembeden atma.
- İşleyen demir ışıldar.
- İşte at, işte meydan.
- İşte kılıç, işte meydan.
- İşten artmaz, dişten artar.
- İt ağzına bir kemik.
- İt başı terkide durmaz.
- İt ile çuvala girilmez, kedi ile kilere.
- İt ite, it de kuyruğuna buyurmuş.
- İt iti bulur.
- İt iti yemez.
- İt itin ayağına basmaz.
- İt sürüsü.
- İt ürümekle deniz murdar olmaz.
- İt ürür, kervan yürür.
- İte dalanmadansa çalıyı dolanma yeğdir.
- İti an, çomağı hazırla.
- İti an, taşı eline al.
- İti ite salarlar.
- İti, öldürene sürütürler.
- İti yol kocatır.
- İtin ayağını taştan mı sakınırsın ?
- İven (acele eden) kız ere varmaz, varsa dahi baht bulmaz.
- İvmekle (evmekle) yol alınmaz.
- İyi adamın ağzından iyi çıkar, kötü adamın ağzından kötü.
- İyi arkadaş uzun yolu kısaltır.
- İyi dost kara günde belli olur.
- İyi eden iyi bulur, kötü eden kötü bulur.
- İyi evlat ana babayı vezir eder, kötüsü rezil eder.
- İyi gitmeyince, kadri bilinmez.
- İyi gün doğuşundan bellidir.
- İyi gün dostu.
- İyi ile konuşan çuvalına un doldurur.
- İyi ipek kendini kırdırmaz, iyi kadın kendini dövdürmez.
- İyi kadının kocası, cüppesinden bellidir.
- İyi, kötü geçit başında belli olur.
- İyi olacak hastanın hekim ayağına gelir.
- İyi olursa bahtından, kötü olursa bizden bilirler.
- İyi söyle iyi işit.
- İyi söz ile yılan ininden çıkar.
- İyi söz insanın dilini aşındırmaz.
- İyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik er kişinin kârı.
- İyiliğe iyilik olsaydı koca öküze bıçak olmazdı.
- İyilik eden, iyilik bulur.
- İyilik et denize at balık bilmezse Hâlik bilir.
- İyilik et, iyilik bul.
- İyilik et komşuna, iyilik gelsin başına.
- İyilik gibi alemde sermaye olmaz.
- İyilik iki baştan olur.
- İzmir'in seyyahı, Şam'ın şekeri, Medine'nin hurması, züğürtlükten gelir bıyık burması.