İmam Hüseyin'in Şehadetine Üzülmek İslami Bir Görevdir
Kilis İl Müftüsü M. Cüneyt Kavşut, Aşure Günü ve İmam Hüseyin Efendimizin şehit edilişi hakkında bir açıklama yaptı.
Bu ayın önemine işaret eden İl Müftüsü Kavşut şunları söyledi: "Aşure günü, Kameri aylardan Muharrem ayının 10. günü olup, bu ayın birinci günü ise, Hicri Yılbaşıdır. Bu yıl itibariyle 24.11.2012 Cumartesi günü hicretin 1434. yılını idrak etmiş bulunmaktayız. Bilindiği üzere, Hazret-i Peygamber ile Ashab-ı Kiram miladi 622 yılında Mekke'den Medine'ye hicret etmişlerdir. Daha evvel Müslümanlar iş ve işlemlerini değişik olaylara göre hesaplayıp takvimlendiriyorlardı. Hazreti Ömer'in hilafetinin 6. yılında Müslümanların Mekke'den Medine'ye olan hicretleri başlangıç sayılarak, Muharrem ayı birinci ay ve bu ayın ilk günü de hicri yılbaşı olarak kabul edilmiştir. Kur'an-ı Kerimde işaret edildiği(1) ve Hadis-i Şerifte de ifade edildiği üzere(2) Muharrem ayı "Eşhurul-Hurum" yani kutsal dört aydan biridir. Bunlar; Zilkade, Zilhicce (Hac ayları), Muharrem ve Recep aylarıdır. Cahiliye döneminde bile bu aylara saygı gösterilir, mecbur olmadıkça bu aylarda savaş yapılmazdı. Hazret-i Peygamber (S.A.V.) ilahi emir doğrultusunda, Müslümanların bu ayların kutsiyetini ihlal etmemelerini, bu aylarda oruç tutup, iyilik ve ibadet etmeyi tavsiye etmiştir. Nitekim Muharrem ayında oruç tutmanın fazileti hususunda bir Hadis-i Şerif'te Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur. "Ramazan ayı dışın da en faziletli oruç, Muharrem ayı orucudur. Farz namazların dışında en faziletli namaz ise, gece (teheccüd) namazıdır."(3) Aşure gününün önemi ise, bu kutsal ayda yer almasının yanı sıra, İslam öncesi ve sonrasında bir takım önemli hadiselerin bu günde vuku bulup cereyan etmesinden kaynaklanmaktadır. Nitekim Ebu Hureyre kanalıyla rivayet edildiği üzere bugünde meydana gelen bazı önemli hadiseler şunlardır:
1. Hazret-i Adem'in tevbesinin kabul edilmesi, 2. Hazret-i Musa'nın Firavunun şerrinden kurtulması, 3. Eyüp Peygamberin ağır hastalıktan şifa bulması, 4. Hazret-i İbrahim'in Nemrut'un ateşinden kurtulması, 5. Yunus peygamberin balığın karnından çıkıp kurtulması, 6. Nuh (A.S.), gemisinin karaya oturup, tufanın sona ermesi.
(4) İslam tarihinde Kerbela olayı diye bilinen Hazret-i Hüseyin ile çoğu Ehli Beytten 70 civarında kişi bugünde şehit düşmüştür. Müslümanları derinden üzen bu olay, Hicret'in 61. yılında o tarihte bir vaha olup, bugün Irak'ın bir vilayeti olan "Kerbela" mevkiinde vuku bulmuştur. Hazret-i Hüseyin (R.A)'in, Medine'den Küfe'ye doğru hareketini duyan Emevi Halifesi Yezid Bin Muaviye, verdiği talimat üzere, Ubeydullah bin Ziyad komutasındaki bir ordu ile önleri kesilerek etrafları sarılmıştır. Hazret-i Hüseyin ve bir avuç taraftarı kahramanca direnip savaşırlar. Ancak netice de başta İmam-ı Hüseyin olmak üzere yakınlarından ve Ehli Beyt'den 72 kişi şehit düşer. Allah'ın rahmeti ve selamı üzerlerine olsun. İmam'ı Hüseyin'in şehadeti nedeniyle üzüntü duymak, ona ve diğer şehit olanları rahmet ile yad etmek; İslami, insani ve vicdani bir görevdir. Ancak dövünmek, vücuda darp yapmak gibi ölçüsüz hareketler doğru değildir. Oruç tutma dışında, Aşure gününe özel bir ibadet şekli ve merasim yoktur. Bugün münasebetiyle "Aşure" denilen yemeği yapmak bir gelenek ve kültür olup, İslami bir ibadet değildir. Ancak ibadet niyetiyle yapılıp, dağıtılırsa sadaka ve sevap olur. Aşure gününde oruç tutmak sevap olup, nafile bir ibadettir. Hatta ilk başta Müslümanlarca farz mesabesinde telakki edilerek tutulduğu, ancak Ramazan orucu farz olunca Aşure orucu nafile olarak tutulmaya devam edildiği şeklinde rivayetler bulunmaktadır. Aşure gününün orucuyla ilgili bir Hadis-i Şerif'te bir soruya karşılık Peygamber Efendimiz (S.A.V.) şöyle buyurmuştur. "Umarım Cenab-ı Allah, Aşure gününün orucunu geçmiş senenin hatalarına kefaret yapar."(5) Bir başka rivayete göre, Hazret-i Peygamber Aşure gününün orucunu tutup tavsiye edince, Ashab-ı Kiram, "Ya Resulallah! Aşure Yahudi ve Hıristiyanların kutsal gördükleri bir gündür" demeleri üzerine "Yahudilere muhalefet ediniz, şayet gelecek seneye yetişip kalırsam, 9. gününde de oruç tutacağım."(6) diye buyurmuşlardır. Böylece Hazret-i Peygamberin sünnetine ittiba ederek, Aşure günü ve mümkünse bir gün öncesi veya sonrasında oruç tutmak büyük bir sevaptır. Ayrıca bu günde fakir ve fukaraya yardım edilerek, yemek ve diğer hediyelerle çoluk çocuğu sevindirmek sevap ve sadaka olmaktadır. Bu vesile ile tüm Müslüman kardeşlerimizin Hicri yılbaşısını ve Aşure gününü tebrik eder, bu günün Ülkemiz ve İslam âlemi için hayır ve huzura vesile olmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz ederim." 1. Beraat Süresi, ayet : 36 2. Riyazüs Salihin, cilt : 1, sayfa : 261 - 262 3. Riyazüs Salihin Tercümesi, cilt : 2, sayfa : 504 24/11/2012 4. İ. Antut Talibin cilt : 2, sayfa : 265 5. Riyazüs Salihin Tercümesi, cilt : 2, sayfa : 509 ve Mirkatül Mefatih cilt : 2, sayfa : 540
6. Mirkatül-Mefatih, cilt : 2, sayfa : 537 (Ali Kari) Meymeniye Matbaası, Mısır - H. 1306
(KP-Haber Merkezi)