Bu ekseriyetle halk arasında söylenirdi ve eyi birşedi. Eskiden dellerdi kine kara kış kışlı giderse, zemheride ayaz giderse, marttan da nisan müsaade ederse, o sene bütün ammidi varlıklar meydana gelir, zengin bir yıl olduğunu anlallar. Bu halk takvimi olaraktan söylenir, yarı Suriye Halep’tan alınmış, yarı da Kilis’teki alimler bunu şeytmişler. Buna şindik ne deller, kasım ayı boyunca geçen yere fukara yazı deller. O gah yağar, gah açılır, buna fukara yazı deller, kasım ayına. Kasım ayı geştikten sona on üş aralık yirmi üş aralık, yani on gün kara kış denir. Bu kara kışda yağmur gayet fazla olması lazım, kara kış kışlı geşmesi lazım.
Kar yağacağına kan
yağsın
Onnan sona yirmi üş aralık ile on bir şubat arasına da zemheri deller arabiyyede. Bu da kırk gün sürer, ayaz gitmesi lazım. Sona büyüklerimiz deller kine zemheride kar yağacağına kan yağsın. Yeni zemheride karı istemezler, don olması istenir. Bir şubattan yirmbir mart arasına da sa’atler denir. Bu sa’atler dört tanedir. Bunnardan bir şubattan on üş şubat arasına sa’atildebah denir. O sa’atildebahde çok muazzam soğuk olur. Hatta onun üzerine doğru gerek eyri bir şey vardır: bir babasınnan oğlan sa’atildebahde deveden yolculuk ederken eyle bir don olmuş, eyle bir soğuk olmuş kine donup kalacaklar, hemen deviyi yatırmışlar, kesmişler, devenin karnını boşaltmışlar, devenin karnının içine girmişler kine buymuyak deyerekten. Buna sa’atildebah denir, çok soğuk olur, on iki buçuk gün sürer,
Onnan sona on dört şubattan yirmbir şubat arasına sa’atilsöt denir. Sa’atilsöt tandıra kuvvat deller, yeni onda da gene soğuk olur, yani tandırdan çıkma. Eskiden evlerde tandırlar vardı, çukura ataş kollardı, üstüne bir yorgan örtellerdi, tandır dellerdi ona, ordan çıkma. Edi sa’atilsöttür, dışarı çıkılmaz.
Onnan sona sekiz marttan yirmaltı mart arasına da sa’atilbellah denir. Sa’atilbellah demesi de, eskiden Kilis’te yer altı kanalı yohtu. Her sokahda bele duvarların kenarında çukur yeller vardı, oralara bellaha dellerdi, o bellahalerden yağan yağmurun suyu akar giderdi. Onun için buna sa’atilbellah denir.
Onnan sona sekiz marttan yirmbir mart arasına da sa’atilhabeyi denir. Yeni bu arabça, sa’atilhabeyi işrakil’abeyi. Yeni artık abaye lüzum yok. Aba geyeller ya. Yeni abiyi at artık şey olur. Bi de bu takvimlerden hariç eski hafta günnerinin adları vardı. Bah ne deller:
Teleta teltik
Erba’a yırtık
Hamis hanım
Cüma’a canım
İllaahad
İlla ahad
Başı kesik kel ahmed.
Halhalını gümüşten
yaptırrım
Teleta teltik dediyi Salı, erba’a Çarşamba, hamis Perşembe, cüma’a canım Cuma, seb cumartesi, ille ahad Pazar, bu da halk arasında, çocuklar arasında gelenektir. Bu halk takvimi bu şekilde. Kara kış bitiyor, zemheriye giriyor, o zaman yeni çütçüler dellermiş kine, kızlar kendi aralarında eyer kara kış kışlı giderse, zemheride ayaz giderse, marttan da nisan müs’ade ederse kızına dermiş ki çütçü o sene dermiş ben senin halhalını gümüşten yaptırrım.
Karinin oğlağını
sel götürür
Esgiden küçük kız çocuklarına veyahut oğlan çocuklarına kuyumcularda ayaklarına takılan halhal yapallardı, sergi zamanı, tanır tanır çocukları şeyderdi. Halk takvimi Kilis’te bu şekildedi.
Bir de onnan sona, yeni senenin sonuna doğru, sa’atilhabeyi çıkar ya, onnan sona bir mayıs gelir, onda da hanım edi bugün yağmur yağarsa karinin oğlağını sel götürür. Bir de bir mayısta mesela güneşlik olurdu, seybanaya çıkallardı. O şey, tamam işde… Sa’atilhabeyi çıktıktan sona bahara girdiyimizde yağmur yağdığı gün deller kine halk arasında karinin oğlağını sel götürür. Vahtiyle bir karinin oğlağı varmış. Bele güneşlik günnük olmuş. Kakmış şeye çıkartmış bunu, yaymıya,dışarı çıkartmış. Dışarı çıkarttığında bir yağmır yağmış, sel sele getmiş, o oğlağı sel götürmüş. Ta o zamannan berli deller kine ooo yağmır yağdı, karinin oğlağını sel götürdü, kış bitti.
Anlatan: Duran Kale (Yaş 75) (Emekli Ortaokul mezunu)
Kaynak: Kilis İli Ağızları
Prof. Dr. Hülya Arslan Erol
(Kilis Postası Haber Merkezi)