Rektörlük Konferans Salonunda oynanan ve üniversiteli öğrenciler kadar
Kilis Halkının da büyük ilgi gösterdiği oyun iki seans olarak
gerçekleştirildi. Cengiz Demirin yazdığı, Sabri Arafatoğlunun yönettiği ve
İstanbul Dünya Sahnesi oyuncularının sergilediği oyun, Çanakkale Destanında
yaşanan ruhun günümüze yansıtılmasını ve Çanakkale Savaşının geçtiği dönem ile
günümüz arasında bir bağ kurmayı amaçlıyor.
Oyunun kısaca öyküsü şöyle: Celadet Bey, bir Çanakkale gazisidir. Deniz
kenarında dinlenirken milli ve manevi değerlerimizden uzaklaşmış bir gençle
karşılaşır. Celadet Beyin bakışlarından hoşlanmayan genç, alaycı bir tavırla
nedenini sorar. Celadet Bey zamane insanını anlamadığını söyler ve kendi
zamanlarındaki gibi olmadığından dert yanar. Genç aynı alaylı tavırlarla onu
küçümser. Onu eskide kalmış bir insan olarak düşünür. Fakat Celadet Beyin bir
derdi vardır. O da Çanakkaleyi kazandıran ruhun gencin şahsında günümüz
insanında giderek kaybolmasıdır ve gencin dikkatini bu konuya çekmek
istemektedir. Gencin hiçbir zaman iyi günlerin gelmeyeceğini söylemesine karşın
Celadet Bey, milletimizin mayasının sağlam olduğuna ve tekrar eski ihtişamına
kavuşacağına inanır. Bunun da şartı Çanakkale Savaşını kazanan insanımızın
neslinin de tekrar atalarının sahip olduğu o birlik ve beraberlik duygusunu
yakalamasıdır. Gence Çanakkale Savaşından fedakârlık örnekleri sunarak, ona
düşüncesini anlatmaya çalışır ve o günlere götürür.
Öğretmen olan Ahmet Rıfkı ve Mehmetin cepheye gönüllü gitmesi,
vurdumduymaz biri olan Abbas'ın vatan savunması söz konusu olunca gözünü
kırpmadan cepheye koşması; geride kalan anaların ve genç kızların yaptığı
fedakârlıkları, yaşları küçük olmasına rağmen öğrencilerin de cepheye gitmesi
gibi kahramanlıklar anlatılmaktadır. Celadet Bey, yeniden bir dirilişin de
ancak aynı Çanakkale ruhuna sahip insanlarla gerçekleşeceğini ifade etmektedir.
(Kilis Postası-Haber Merkezi)