İslam
03 Eylül 2022 - 10:28
Güncelleme: 03 Eylül 2022 - 11:01
Mümin Suresinde Mümin Nasıl Tarif Ediliyor
Mümin Suresi, Kur'an-ı Kerim'deki 40. süredir. Toplamda 86 ayetten oluşur. Mekke'de nazil olmuştur. Acaba mümin suresinde mümin nasıl tarif ediliyor?
İslam
03 Eylül 2022 - 10:28
Güncelleme: 03 Eylül 2022 - 11:01
Mümin süresindeki müminin tarifini Prof. Dr. Haydar Baş'ın Meltem Tv'de Haftanın Sohbeti Programında yayınlanan "Din Nedir?" başlıklı söyleşinden alıntı yaparak sizlerle paylaşıyoruz. Bu imkanı bize veren Prof. Dr. Haydar Baş Enstitüsü'ne teşekkürü bir borç biliriz. İsteyen kişiler Prof. Dr. Haydar Baş'ın sohbet ve programlarına Prof. Dr. Haydar Baş Enstitüsü Youtube kanalından ulaşabilirler.
“Kad eflehal mu'minun” (Mü’minûn Suresi süresi 1. Ayet)
“Muhakkak ki; inananlar kurtuldu, kurtuluşa erdi.”
Şimdi burada, bu ayette Cenabı Hak devamla kurtulan insanların yaptıkları amelleri de sıraya koyuyor.
“Onlar ki namazlarını huşu içinde kılarlar.” (Mü’minûn Suresi süresi 2. Ayet)
Namaz kılmadığın halde böyle bir iddiada bulunuyorsan yanlış yapıyorsun, derim sana. İzah edebildim mi?
E şimdi nasıl bir iş ki sen kâfirin yaptığını yapıyorsun. Namaz kılmamak inkâr edenin yaptığını yapmaktır. Onun için bizi takip eden kardeşlerimize özellikle istirhamımız namaza başlamak. Neden biliyor musunuz? Belki ayetin tam metin olarak hatırımda değil ama meal olarak;
“İnandıkları halde namaza kalkarken huzurla kalkmazlar.” Yani sanki onların sırtında bir yük var mealine, mânâsına gelen, böyle kalkarlar. Bir de “Allah’ı az zikrederler.” Bu -Allah korusun- münafıklığın alametidir. (Nisâ Suresi 142. Ayet) Şimdi insan bazen inandığı halde işi hafife alması, onun o ateşin sönmesine vesile olur ki; yavaş yavaş o içinde kor halinde her zaman bulunması gereken iman hakikatini son anda kaybedebilir. O halde bunu diri tutan nedir? İşte Allah'ın Kur'an'da beyan ettiği, işte namazdır. “Canım bununla bunun ne ilgisi var.” Namaz esasen dininde direği.“Essalatü imadüddin” Hz. Fahr-i Alem Efendimiz buyuruyor, “Namaz dinin direğidir” Bunsuz demek “direksiz ev” olur mu? Olmaz. O halde namazsız da din düşünmek çok zor. Bu benim sözüm değil, yanlış anlamayın. Daha!“Essalatü miracül mü´minin”
“Namaz, aynı zamanda müminin miracıdır.” Miraç, Allah ile kulunun görüşmesi. Bakın namazda kıyam var, namazda rükû var, namazda secde var. Bütün bu hallerin kime karşı olduğunu görüyoruz? Allah'a karşı. Yani Allah'ın huzurundasın, Onun huzurunda secde ederek onu tesbih ediyorsun. Daha! Secde ettiğin halde “Sen o kadar büyük Ulu, Azim Rabsin ki, ben adeta hiçbir şeyim.”
Ve namaza girerken ki iftitah tekbiri vardır. “Allahu Ekber” diyerek elimizin tersiyle de bütün alemi atıyoruz, bir sen bir ben var. Allah'la kulun adeta Allah'a vuslat ettiği an olarak namaz tavsif edilebilir. Onun içinde Peygamberimiz Aleyhisselam ona “kulun miracıdır, Müslümanın miracıdır” diye buyurmuştur. O bakımdan Cenabı Hak, “Onlar ki; namazlarını huşu içinde eda ediyorlar, kılıyorlar.” (buyuruyor). Daha!
Boş, yani insanları dünya ve ahiret saadetinden mahrum edecek işlerle uğraşmanın adına “malayani” denir. Değil mi?
“Onlar ki; zekatlarını verirler.” (Mü’minûn Suresi süresi 4. Ayet)
Zekat imanın da ispatı oluyor. Görünüşte siz bunu malınızın noksanlığına bir alamet, bir işaret olarak zannedersiniz, ama iş böyle değil. Nereye benzer? Gidersiniz bir meyve ağacını budarsınız, bir ağacı budarsınız. Bir de bakarsınız ki budadığınız bu ağaç -bir yıl evvel budamıştınız- bir-iki yıl sonra çok daha cesametli büyüdü. Onu bu hale getiren sizin budamanızdır. İşte budamakla, servetinizi budamakla, artıklarını atıyorsunuz, sahibine teslim ediyorsunuz.Zekatı Allah sizin malınızın içine gizleyerek başkasının hakkını emanet ediyor size. Siz bu emaneti sahibine tevdi edeceksiniz. Bunu yaptığınız zaman işte işi helal vadide, mecrada değerlendirmiş olacaksınız. Yapmadınız mı, Allah korusun kendi elinle beraber kazandıklarını kendi elinle haram ediyorsun. Yazık, günah değil mi? Sonra zekat hususunda ihmalinde bence gasp da söz konusudur, emaneti ihanet de söz konudur. Ne bileyim bunu insan irdeledikçe altından çok daha şeyler çıkıyor. Kısaca bunu da Cenabı Hak “felah bulan insanların yapmayacağını, yapması mümkün olmadığını” beyan ediyor, nerede bu ayette.
Değil mi? Bir de insanın “hayâ duygusu” vardır. Değil mi? Bu duygunun korunması, iffetin korunması, haysiyetin korunması, şerefin korunması, bütün bunlardan sonra da bir insan iffetini nasıl korur? Zekatı verecek, malı varsa vermesi lazım. Kılacak namazı varsa kılması lazım.
Bak; hep bunların bir sırası var. Cenab-ı Hak evvela iffetlerini korur demiyor. İman ediyor. Bak baştan da söyledik: “Mümin kurtulmuştur.” Ne yaptı o mümin? Namazını kıldı. Daha ne yaptı? Boş yere vaktini geçirmedi, malayani işlerle sözlerle meşgul olmadı. Daha, zekatını verdi. Bunun ardından işte o mümin iffetini koruyor. Bunların hiçbirini yapmıyor, “o adamda iffet var” diyemezsin.
Evet, daha!
Bak o da iffetten sonra geliyor. Şimdi hem şunu çok rahat diyebiliriz: “İffeti olmayan insana emanet de teslim edilemez.” Teslim edersin ağzına burnuna sürer, bulaştırır, mahveder gider. İffet çok mühim bir hadise. Bir insanda iffet olmazsa doğruluk da olmaz, sözünde de dürüstlük olmaz. İman, onun olması için yukarıdaki şartların yerine gelmesi gerekir. Bütün bu şartlardan sonra emanet ve ahde riayet konusu geliyor. Daha!“Onlar ki namazlarına devam ederler.” (Mü’minûn Suresi süresi 9. Ayet) Bir başka; “huşu içinde kılıyor,” “devam ediyor.” Bir noktada bırakmıyor o kadar mühim ki; bir defa kılar, aynı hali yakalar. Allah'ın vadettiği insanın iş tabiatında ulaşmaya çalıştığı bir hal var. Bunu yakalar. Ondan sonra, “Oldum, ettim, gittim, daha lüzum yok, ben her an huzurdayım.”Mevlana Hazretleri diyor ya; “Aşık her an mihrab-ı Haktadır, Hakkın mihrabındadır.” Ama Mevlana namaz kıldığı halde diyor, “Hakk’ın mihrabında.” Eee bizim bazı arkadaşlar, hiç namaz kılmıyor o da mihraptaymış. Hay senin mihrabına! Yüzü kıbleye dönmez, bu yanlış. O yanlış işte bunun yanlışlığını Cenab-ı Hak “Onlar ki namazlarına devam eder.” Çok mühim; o hali bırakmaz, onun devamı da şarttır. Evet yine bir başka şartı;
“İşte gerçek varisler bunlardır.” (Mü’minûn Suresi süresi 10. Ayet) Ne varisi bunlar? Efendim “Peygamber varisi,” “Cennet varisi”, “Cemalullaha varis olan insanlar” bunlardır. Allah şefaatlerinden mahrum eylemesin ve bunların yeri de Firdevs Cennetidir.
Kilispostası Haber Merkezi
Mümin Suresinde Müminin Tarifi
Namaz Kılmak Bize Ne kazandırır?
Cenab-ı Hak,“Kad eflehal mu'minun” (Mü’minûn Suresi süresi 1. Ayet)
“Muhakkak ki; inananlar kurtuldu, kurtuluşa erdi.”
Şimdi burada, bu ayette Cenabı Hak devamla kurtulan insanların yaptıkları amelleri de sıraya koyuyor.
“Onlar ki namazlarını huşu içinde kılarlar.” (Mü’minûn Suresi süresi 2. Ayet)
Kurtulmuş insanın ilk icraatı neymiş?
Namaz.Efendim “ben inanıyorum”, namazımı kılmıyorum. O halde yanlış yapıyorsun. İnandığın şeyin ispatı için senin o namazı ikame etmen farzı ayindir, farzdır. Efendim “Ben hiç noksanım yok, hatamda yok, vebalimde yok, günahımda yok. Ne diyorsun buna?”Namaz kılmadığın halde böyle bir iddiada bulunuyorsan yanlış yapıyorsun, derim sana. İzah edebildim mi?
Namaz kılmayana kâfir denir mi?
İmam Azam'a sormuşlar ki; “Namaz kılmayana kâfir denir mi?” Buyurmuş ki; “Namaz kılmayan kafir değildir, ama namazı da kafirler kılmaz.”E şimdi nasıl bir iş ki sen kâfirin yaptığını yapıyorsun. Namaz kılmamak inkâr edenin yaptığını yapmaktır. Onun için bizi takip eden kardeşlerimize özellikle istirhamımız namaza başlamak. Neden biliyor musunuz? Belki ayetin tam metin olarak hatırımda değil ama meal olarak;
“İnandıkları halde namaza kalkarken huzurla kalkmazlar.” Yani sanki onların sırtında bir yük var mealine, mânâsına gelen, böyle kalkarlar. Bir de “Allah’ı az zikrederler.” Bu -Allah korusun- münafıklığın alametidir. (Nisâ Suresi 142. Ayet) Şimdi insan bazen inandığı halde işi hafife alması, onun o ateşin sönmesine vesile olur ki; yavaş yavaş o içinde kor halinde her zaman bulunması gereken iman hakikatini son anda kaybedebilir. O halde bunu diri tutan nedir? İşte Allah'ın Kur'an'da beyan ettiği, işte namazdır. “Canım bununla bunun ne ilgisi var.” Namaz esasen dininde direği.“Essalatü imadüddin” Hz. Fahr-i Alem Efendimiz buyuruyor, “Namaz dinin direğidir” Bunsuz demek “direksiz ev” olur mu? Olmaz. O halde namazsız da din düşünmek çok zor. Bu benim sözüm değil, yanlış anlamayın. Daha!“Essalatü miracül mü´minin”
“Namaz, aynı zamanda müminin miracıdır.” Miraç, Allah ile kulunun görüşmesi. Bakın namazda kıyam var, namazda rükû var, namazda secde var. Bütün bu hallerin kime karşı olduğunu görüyoruz? Allah'a karşı. Yani Allah'ın huzurundasın, Onun huzurunda secde ederek onu tesbih ediyorsun. Daha! Secde ettiğin halde “Sen o kadar büyük Ulu, Azim Rabsin ki, ben adeta hiçbir şeyim.”
Ve namaza girerken ki iftitah tekbiri vardır. “Allahu Ekber” diyerek elimizin tersiyle de bütün alemi atıyoruz, bir sen bir ben var. Allah'la kulun adeta Allah'a vuslat ettiği an olarak namaz tavsif edilebilir. Onun içinde Peygamberimiz Aleyhisselam ona “kulun miracıdır, Müslümanın miracıdır” diye buyurmuştur. O bakımdan Cenabı Hak, “Onlar ki; namazlarını huşu içinde eda ediyorlar, kılıyorlar.” (buyuruyor). Daha!
Müslüman Boş İşlerle Uğraşmaz
Müslümanın, müminin bir vasfı da malayani boş şeylerden meşgul olmaz. “Onlar ki malayani boş ve yararsız işlerden yüz çevirirler.” (Mü’minûn Suresi süresi 3. Ayet)Boş, yani insanları dünya ve ahiret saadetinden mahrum edecek işlerle uğraşmanın adına “malayani” denir. Değil mi?
Nedir malayani?
Hiçbir faydası olmayan “lak lak, şak şak” gibi konular. Bunlarla iştigal etme, etmek. Artı, hiç seni ilgilendirmez, kalkarsın onunla iştigal etmeye başlarsın, onu konuşursun. “Peki, ne ilgisi var seninle?” dediğin zaman omuz silker. “Hiç.” Ne konuşuyorsun? İşte bu da malayani. Başkasına ait olan işleri –efendim- konuşmak. Bir söz vardır, “zenginin malı züğürdün çenesini ağrıtır.” Sana ne! Müslüman işte bununla uğraşmaz. Daha doğrusu Müslüman boş işlerle beraber iştigal etmez.Zekat İmanın İspatıdır
Bak burada bir başka vasfı Müslümanın;“Onlar ki; zekatlarını verirler.” (Mü’minûn Suresi süresi 4. Ayet)
Zekat imanın da ispatı oluyor. Görünüşte siz bunu malınızın noksanlığına bir alamet, bir işaret olarak zannedersiniz, ama iş böyle değil. Nereye benzer? Gidersiniz bir meyve ağacını budarsınız, bir ağacı budarsınız. Bir de bakarsınız ki budadığınız bu ağaç -bir yıl evvel budamıştınız- bir-iki yıl sonra çok daha cesametli büyüdü. Onu bu hale getiren sizin budamanızdır. İşte budamakla, servetinizi budamakla, artıklarını atıyorsunuz, sahibine teslim ediyorsunuz.Zekatı Allah sizin malınızın içine gizleyerek başkasının hakkını emanet ediyor size. Siz bu emaneti sahibine tevdi edeceksiniz. Bunu yaptığınız zaman işte işi helal vadide, mecrada değerlendirmiş olacaksınız. Yapmadınız mı, Allah korusun kendi elinle beraber kazandıklarını kendi elinle haram ediyorsun. Yazık, günah değil mi? Sonra zekat hususunda ihmalinde bence gasp da söz konusudur, emaneti ihanet de söz konudur. Ne bileyim bunu insan irdeledikçe altından çok daha şeyler çıkıyor. Kısaca bunu da Cenabı Hak “felah bulan insanların yapmayacağını, yapması mümkün olmadığını” beyan ediyor, nerede bu ayette.
Onlar ki iffetlerini korurlar
“Onlar ki iffetlerini korurlar.” (Mü’minûn Suresi süresi 5. Ayet)Değil mi? Bir de insanın “hayâ duygusu” vardır. Değil mi? Bu duygunun korunması, iffetin korunması, haysiyetin korunması, şerefin korunması, bütün bunlardan sonra da bir insan iffetini nasıl korur? Zekatı verecek, malı varsa vermesi lazım. Kılacak namazı varsa kılması lazım.
Bak; hep bunların bir sırası var. Cenab-ı Hak evvela iffetlerini korur demiyor. İman ediyor. Bak baştan da söyledik: “Mümin kurtulmuştur.” Ne yaptı o mümin? Namazını kıldı. Daha ne yaptı? Boş yere vaktini geçirmedi, malayani işlerle sözlerle meşgul olmadı. Daha, zekatını verdi. Bunun ardından işte o mümin iffetini koruyor. Bunların hiçbirini yapmıyor, “o adamda iffet var” diyemezsin.
Evet, daha!
Emanetlerine ve Ahidlerine riayet ederler
“Onlar ki emanetlerine ve ahidlerine riayet ederler.” (Mü’minûn Suresi süresi 6. Ayet)Bak o da iffetten sonra geliyor. Şimdi hem şunu çok rahat diyebiliriz: “İffeti olmayan insana emanet de teslim edilemez.” Teslim edersin ağzına burnuna sürer, bulaştırır, mahveder gider. İffet çok mühim bir hadise. Bir insanda iffet olmazsa doğruluk da olmaz, sözünde de dürüstlük olmaz. İman, onun olması için yukarıdaki şartların yerine gelmesi gerekir. Bütün bu şartlardan sonra emanet ve ahde riayet konusu geliyor. Daha!“Onlar ki namazlarına devam ederler.” (Mü’minûn Suresi süresi 9. Ayet) Bir başka; “huşu içinde kılıyor,” “devam ediyor.” Bir noktada bırakmıyor o kadar mühim ki; bir defa kılar, aynı hali yakalar. Allah'ın vadettiği insanın iş tabiatında ulaşmaya çalıştığı bir hal var. Bunu yakalar. Ondan sonra, “Oldum, ettim, gittim, daha lüzum yok, ben her an huzurdayım.”Mevlana Hazretleri diyor ya; “Aşık her an mihrab-ı Haktadır, Hakkın mihrabındadır.” Ama Mevlana namaz kıldığı halde diyor, “Hakk’ın mihrabında.” Eee bizim bazı arkadaşlar, hiç namaz kılmıyor o da mihraptaymış. Hay senin mihrabına! Yüzü kıbleye dönmez, bu yanlış. O yanlış işte bunun yanlışlığını Cenab-ı Hak “Onlar ki namazlarına devam eder.” Çok mühim; o hali bırakmaz, onun devamı da şarttır. Evet yine bir başka şartı;
“İşte gerçek varisler bunlardır.” (Mü’minûn Suresi süresi 10. Ayet) Ne varisi bunlar? Efendim “Peygamber varisi,” “Cennet varisi”, “Cemalullaha varis olan insanlar” bunlardır. Allah şefaatlerinden mahrum eylemesin ve bunların yeri de Firdevs Cennetidir.
Kilispostası Haber Merkezi
Bu haber 671 defa okunmuştur.
İlginizi Çekebilir