İmam Ali (a.s), yarasanın yaratılışı hakkında şöyle buyurmuştur: "Allah'ın şu yarasaların yaratılış hikmetlerinden bize gösterdiği şeyler, onun harikulade yaratışına ve sanatının inceliklerine örneklik teşkil eder. Her şeyi harekete geçiren ışık, yarasayı hapseder. Bütün canlıları hareketsiz kılan karanlıklar da onu harekete geçirir."
İmam Ali (a.s), münezzeh olan Allah'ın sıfatı hakkında şöyle buyurmuştur: "Kudretinin melekûtunu ve hikmetinin eserlerini ifade eden inceliklerini bize göstermesi... O'nun kudretiyle ayakta durabildiğini itiraf etmesi, bir hüccet olarak bizleri gayr-i ihtiyari O'nu tanımaya ve marifetine sevk etmiştir. Eşsiz, örneksiz yoktan var ettiği yaratıklarında, sanatının eserleri, hikmeti apaçık ortaya koymaktadır. Neticede bütün yaratıklar O'nun birer hücceti ve O'na götüren birer delildirler."
İmam Hüseyin (a.s) şöyle buyurmuştur: "Samed içi boş (mümkün'ul-vücud) olmayan kimsedir. Samed, efendiliği zirvede olan kimsedir. Samed yemeyen ve içmeyen kimsedir. Samed uyumayan kimsedir. Samed, sürekli olan ve olacak olan o daimi kimsedir."
İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: "Samed ortağı olmayan, bir şeyi korumaktan yorulmayan ve kendisine hiçbir şey gizli olmayan kimsedir."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Samed, cüzleri (parçaları) olmayan kimsedir."
İmam Sâdık (a.s), Samed kelimesinin tefsiri hususunda şöyle buyurmuştur: "Yani içi boş olmayan kimse demektir."
İmam Bâkır (a.s), Samed kelimesinin tefsiri hususunda şöyle buyurmuştur: "Yani az ve çokta kastedilen kimsedir (kendisine el açılan kimsedir)."
İmam Bâkır (a.s) şöyle buyurmuştur: "Samed, üzerinde bir emredicisi ve sakındırıcısı olmayan itaat edilen büyük kimsedir."
İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: "Samed olmasını istediği bir şeye, 'ol' deyince oluveren kimsedir. Samed eşyayı var eden, onları zıtlar, benzerler ve eşler olarak yaratandır. Samed zıddı olmadan, benzeri bulunmadan, eşi ve ortağı bulunmadan birliği kendisine has kılan kimsedir."
İmam Ali (a.s) tevhid hakkında şöyle buyurmuştur: "Allah'a nitelik isnat eden, O'nu birlememiş; örneklendiren O'nun hakikatini kavrayamamış; teşbih eden O'nu kasdetmemiştir. (Allah olarak inandığı gerçekte Allah değildir). O'na işaret eden ve tevehhüm eden O'nu Samed bilmemiştir. (İşaret ettiği ve vehmiyle algıladığı şey Allah değil, başka bir şeydir)."
Kur'an'da şöyle buyurulur: "Gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş'a hükmeden, yere gireni ve ondan çıkanı, gökten ineni ve oraya yükseleni bilen O'dur. Nerede olursanız olun, O, sizinle beraberdir. Allah yaptıklarınızı görür."
İmam Ali (a.s) münezzeh olan Allah'ın sıfatı hakkında şöyle buyurmuştur: "Kuşkusuz her yerde, her zaman ve anda bütün insan ve cinlerle beraberdir."
İmam Sâdık (a.s), kendisine, "Elimizi göğe doğru kaldırmamız ile yere (aşağıya) doğru indirmemiz arasında ne fark vardır?" diye soran bir zındık'a şöyle buyurmuştur: "Bu iş, Allah'ın ilmi, ihatası ve kudreti açısından eşittir. Ama Allah, dostlarına ve kullarına ellerini göğe-Arş'a doğru kaldırmalarını emretmiştir. Zira Arş rızkın kaynağı olarak takdir edilmiştir." (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
H. Okan Egesel
(Kilis Postası Haber Merkezi)