Kimi hastada alevlenmeler hafif seyrederken, kimisinde ise çok şiddetli sorunlar oluşturarak hastanın hayatını kabusa çevirebiliyor! Ani ataklar ve iyileşme dönemleriyle seyreden bu hastalığın adı; Crohn! Güzel haber ise günümüzde geliştirilen yeni ilaçlar sayesinde tedavisinde artık oldukça başarılı sonuçlar elde edilebilmesi!
Crohn; sindirim sisteminin ağız boşluğu ile kalın bağırsak arasındaki tüm bölümlerini tutabilen, tuttuğu bölümde kalınlaşma ve ülserlere yol açan iltihabi bir bağırsak hastalığı. Genellikle ince bağırsağın son kısmı ve kalın bağırsağın başlangıç bölümünde görülüyor. Aslında temel olarak sindirim sistemini ilgilendiren bir hastalık olsa da eklem, cilt, göz ve damar gibi bağırsak dışı pek çok sistem ve organları da tutabiliyor. Bu hastalığın yol açtığı bir başka önemli problem, alevlenme dönemlerinde yatak istirahati, hatta hastanede tedavi altında olmayı gerektirecek kadar şiddetli yakınmalara neden olabilmesi. Yüz güldüren gelişme ise artık tedavisinde oldukça başarılı sonuçlar elde edilebilmesi! Acıbadem Fulya Hastanesi Crohn ve Kolit Merkezi’nden Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Hülya Hamzaoğlu günümüzde geliştirilen yeni ilaçlar sayesinde Crohn hastalığının eskisinden daha etkin bir şekilde tedavi edilebildiğine dikkat çekerek, “Yeni grup ilaçlarla hastaların uzun süren kortizon tedavileri ve buna bağlı yan etkilerden korunmaları mümkün oluyor. Erken tanı ile zamanında uygun tedaviye başlanması da hastaları Crohn'un yaratacağı hasarlardan korumada çok önemli bir rol oynuyor” diyor.
En tipik belirtisi
karın ağrısı ve ishal
Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Hülya Hamzaoğlu Crohn hastalığında en sık gözlenen belirtilerin karın ağrısı ve ishal olduğuna işaret ederek, “Karın ağrısı genellikle yemek sonrasında, göbek çevresi veya göbek altı bölgesinde hissediliyor. Bağırsakta ciddi derecede daralmanın oluştuğu hastalarda karında şişkinlik, ağrı, kusma, kabızlık görülebiliyor” diyor. Kalın bağırsağın tutulduğu hastalarda dışkıyla kan gelmesi de rastlanan bir başka bulgu. Crohn hastalığının aktif döneminde yorgunluk ile halsizlik gibi sorunlar gelişebiliyor, hastaların ateşleri yükselebiliyor. İştahsızlık, istemsiz kilo kaybı diğer belirtileri oluşturuyor. Anal bölge tutulumunda anüs çevresinde çatlak, iltihaplı akıntı yapan fistüller ve apseler oluşabiliyor. Bazen bu şikayetler hiç karın ağrısı ve ishal olmadan da görülebiliyor.
Nedeni bilinmese
de…
Crohn hastalığına nelerin yol açtığı tam olarak
bilinmiyor, ancak genetik ve çevresel faktörlerin birlikte rol oynadığı
düşünülüyor. Ailesinde Crohn hastası bulunan bir çocukta bu hastalığın görülme
riski, sağlıklı ailelerin çocuklarına göre daha fazla. Gastroenteroloji Uzmanı
Prof. Dr. Hülya Hamzaoğlu çevresel faktörler arasında ise sigara tüketiminin
ilk sırada yer aldığına dikkat çekerek, “Öyle ki sigarayı bırakmak ilaç
tedavisi kadar etkili olabiliyor” diyor. Sigaranın yanı sıra gıdalarla alınan
çeşitli maddeler, bakteri, bakteri toksinleri ve virüsler, hastalığın ortaya
çıkmasında rol oynayabiliyor. Ayrıca aspirin, antibiyotik, bazı ağrı kesiciler
ve doğum kontrol hapları hastalığın daha da şiddetlenmesine yol açabiliyor”
diyor.
Tedaviden başarılı
sonuçlar elde ediliyor
Crohn kimi hastalarda hafif kimi hastalarda ise çok ağır bir tabloyla ortaya çıkıyor. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Hülya Hamzaoğlu tedavi programının hastalığın şiddetine ve tuttuğu bölgeye göre belirlendiğini belirterek şu bilgileri veriyor: “İlk tedavi basamağını genellikle ilaç tedavisi oluşturuyor. İlk basamak ilaçlarına yanıt olmaması durumunda kademe kademe yeni tedavilere geçiliyor. İlaç tedavisi uygulanan hastalarda, uzun bir süre sonunda olumlu sonuç alınamazsa cerrahi tedavi seçeneği değerlendiriliyor. Ameliyat ancak çok gerekli durumlarda yapılıyor. ”
Beslenme
alışkanlıklarına dikkat!
Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Hülya Hamzaoğlu Crohn hastalığında iştahın azalması, bağırsaklarda emilimin bozulması ve ishal gibi nedenlerle vücutta sıvı, vitaminler ile minerallerin eksilmesi gibi sorunların gelişebileceği uyarısında bulunarak, “Bu nedenle hastaların yeterli ve dengeli beslenmeleri çok önemli. Ayrıca ishal döneminde çok posalı yememek, lifli besinleri de biraz azaltmak gerekiyor. Yanmış yağlar, sucuk, salam ve sosis gibi işlenmiş gıdalar ve mangaldaki etlerden de kaçınmalı, çünkü bunlar kalın bağırsak kanseri için riski arttırıyor ” diyor. Prof. Dr. Hülya Hamzaoğlu toplumdaki yaygın inanışın aksine Crohn hastalarının katı bir diyet yapmalarına ise gerek olmadığını söylüyor.
(Kilis Postası Haber Merkezi)