İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah, Her şeyden ayrıdır ama mekânsal bir ayrılık anlamında değil ve her şeydedir ama onlara karışarak değil."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Eşya, O'nu içine almaz, O'nu aşağıya ve yukarıya götürmez, O'nu yüklenmez ve neticede kendisiyle eğri ve doğru yapamaz. Ne şeylerin içindedir ve ne de onların dışındadır."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "O'nun eşyaya yakınlığı, yapışma şeklinde değil ve onlardan uzaklığı da ayrılma şeklinde değil."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Eşyaya girmiş değildir ki neticede, 'O şeylerde mevcuttu' densin ve onlardan uzak düşmemiştir ki, 'O onlardan ayrıdır' densin."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "O, her şeyden üstünlüğü ile ve kudretiyle ayrıdır ve her şey de O'na boyun eğmekle ve O'na dönmekle ayrıdır."
Kur'an'da şöyle buyurulur: "Tayin ettiğimiz vakitte gelip Rabbi onunla konuşunca Mûsa, 'Rabbim! Bana kendini göster, Sana bakayım' dedi. Allah, 'Sen Beni göremezsin ama dağa bak, eğer o yerinde kalırsa sen de Beni göreceksin' buyurdu. Rabbi dağa tecelli edince onu yerle bir etti ve Mûsa da baygın düştü. Ayılınca, 'Ya Rabbi! Münezzehsin, Sana tevbe ettim. Ben iman edenlerin ilkiyim' dedi."
İmam Rıza (a.s), 'Gözler onu derk edemez' ayeti hakkında şöyle buyurmuştur: "Kalplerin vehimleri O'nu derk edemez, nerede kaldı ki gözlerin bakışı O'nu derk edebilsin."
İmam Sâdık (a.s), hakeza bu ayetin tefsirinde şöyle buyurmuştur: "Ayetteki derkten maksat, vehmin ihatasıdır."
İmam Hâdi (a.s) şöyle buyurmuştur: "Görmek, gören kimseyle, görülebilecek şey arasında bakışın içinden geçebileceği bir hava olduğu takdirde mümkündür. O halde, bir hava ve nur olmaksızın görmek mümkün değildir. Gören ve görülebilen şey arasında bir irtibatın olması için (o ikisi arasında) bir benzerlik olmalıdır. Allah-u Teâla ise görücü kimseyle, arasında bir benzerlik olmasından münezzehtir. O halde münezzeh olan Allah'ı gözle görebilmenin mümkün olmadığı ispatlanmış oldu. Zira sebep ve sonuç arasında bir irtibat ve benzerlik olmalıdır."
İmam Sâdık (a.s), Allah'ın ahirette müşahede edilmesini hakkındaki sorulunca şöyle buyurmuştur: "Allah münezzehtir ve bundan çok daha yücedir. Ey İbn-i Fazl! Gözler sadece bir rengi ve niteliği olan bir şeyi görebilir. Oysa Allah renkleri ve nitelikleri yaratandır."
Resûlullah (s.a.a), münezzeh olan Allah'ın vasfı hakkında şöyle buyurmuştur: "Allah görülmeksizin yaratıklarına tecelli etmiştir. Allah en yüce görüş yerindedir (görülmekten yücedir.)"
İmam Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah aşikârdır ama görülmekten doğan bir aşikârlıkla değil." (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
(Kilis Postası Haber Merkezi)