KALORİ HESABI HER ŞEY MİDİR?
Meltem
Hastanesinden Diyetisyen Rabia Gül Kepekçi obezite hakkında bilinenlere farklı bir açıdan
ele alıyor. "Az ye, çok hareket
yap; zayıfla" yönteminin tek başına doğru olmadığını söyleyen ünlü
diyetisyen, fazla kilolardan kurtulmanın yöntemlerini anlatıyor.
İnsan metabolik ve fiziksel faaliyetlerle enerji tükettir. Aldığımız gıdalarla
sağladığımız enerji miktarı eğer tükettiğimiz enerji miktarından fazla ise
obezite meydana gelir. Obezitenin en basit tanımı budur. Ama acaba tek şey
harcadığımızdan fazla almamaktan mı ibarettir? Obezitenin bir çok sebebi
vardır. Beslenme alışkanlıkları, hormonal yapı, genetik yapı, hareketsizlik,
stres, ilaç kullanımı obeziteyi ortaya çıkaran en önemli etkenlerdir.
Dolayısıyla; “Az ye, çok hareket yap; zayıfla!” tek başına doğru değildir. Kilo
aldırıcı sebepleri çok iyi bilip, hayatımızı buna göre programlamamız gerekir.
"Öncelikle Stress ile Başa Çıkmak Gerekir"
Stresle başa çıkamamak, kişinin kendi kendisi ile barışık olmaması, güven eksikliği,
güvensizlik, huzursuzluk, duygusal yönden doyumsuzluk insana kilo aldırır.
Kendi bedeni ile barışık olmadan, diyet yaparak zayıflamaya çalışan bir kişi
hiçbir zaman sağlıklı kilo veremez, hatta kilo alır. Yediği her şeyin
kalorisini hesaplayanlar, elinde çizelge taşıyıp kalori hesabı yapanlar,
aslında kilo vermekte en çok zorlananlardır. Beni, diyet danışanlarımla
yaptığım seanslarda izleseniz diyetisyen miyim yoksa psikolog muyum karar
veremezsiniz. Bunu her zaman danışanlarım da ifade etmiştir.
"Dengeli Beslenmek İdeal Kiloda Kalmanın Yegane Yoludur"
Obezitenin temelinde sağlıksız beslenme, ölçüsüz yeme alışkanlıkları yatar.
Kilo vermek, şu kadar gün diyet yapmak, şu kadar kalori harcamak için spor
yapmakla sağlanmaz. Burada şunu çok iyi bilmeliyiz ki; sağlıklı beslenmeyi bir
alışkanlık haline getirip, dengeli beslenmek ideal kiloda olmanın yegâne
yoludur. Ve de böylece sadece kilo vermeyi başarmakla kalmayız, verdiğimiz
kiloları yeniden almayız da.
"Hızlı
Yemek Kilo Aldırıyor"
İnsan beyni, vücuttaki her organla olduğu gibi mide ile de iletişim halindedir.
Mide ile beyin arasında sinyal alışverişi vardır. Bu alışveriş 20 dakikada bir
gerçekleşir. Yani; mide beyine doygunluk hissini hemen yollamıyor, 20 dakika
sonra yolluyor. Yemek yiyen kişi, hızlı bir şekilde yeme işlemini
gerçekleştiriyor ve beyine sinyal gitmiyor. Tabi o zaman doyum hissine
ulaşmadıkça da yeme işlemi sürüp gidiyor. Yemekleri çok çiğneyerek, biraz yavaş
yiyerek ilk 20 dakikayı bir geçirebilsek; yediğimizden çok az miktar yemek ile
doyacağız. Geri kalan yemek sofrada, sağlığımızda biz de kalmış olacak. Acele
ile fazla çiğnemeden yuttuğunuz yiyecekler kilo almamıza neden olacaktır.
Unutulmamalıdır ki; besinler ağızda ne kadar iyi çiğnenirse midedeki
sindirimleri de o kadar kolaylaşır ve iyi çiğnemek çabuk doymayı sağlar.
"Yemek
Arasında Sıvılar Sindirimi Zorlaştırıyor"
Yemek esnasında alınan sıvılar sindirim enzimlerini ve mide asitlerini seyreltir.
Dolayısıyla, besinlerin sindirimi zayıflar. Mideden, yeterince sindirilmeden
bağırsaklara geçen gıdalar, ince bağırsakta baskı yaratır, hazımsızlık
hissi verir. Yemek boyunca içilen çok miktardaki su, kan şekerinin de hızla
yükselmesine yol açar. Bu da vücudun insülin üretimini arttırarak obezitenin en
büyük sebeplerinden birine yol açar ki; insülin yediğimiz gıdaların yağ olarak
vücutta stoklanmasını artırır. Su konusunda doğru olan yemek sırasında az su içmek; illa içeceksek az miktarda ılık çay
vb. içecekler içmektir. Ve yine su konusunda yapılması gereken yemek dışında,
gün içinde bolca su içmektir. Bu midemize doygunluk hissi verip daha az
acıkmamızı sağlayacaktır.
Başka bir kötü alışkanlığımız; yemeğe yoğunlaşmadan televizyon seyrederek,
gazete okuyarak yemek yemektir. Şu net olarak gösterilmiştir ki;
yoğunlaşmadan yenen yemekte tam sindirim sağlanamaz. Alın size bir kilo alma
sebebi daha. Şimdi soruyorum size; yukarıda bahsetmeye çalıştığım sadece birkaç
küçük alışkanlığı kazanmadan, bahsettiğim kötü alışkanlıkları bırakmadan ne
kadar az yiyerek; kaç kalorilik diyet yaparak ya da ne kadar çok hareket
yaparak ideal kilomuza ulaşabilir ya da kilomuzu koruyabiliriz?
Diyetisyen Rabia Gül Kepekçi