MİRAC GECESİNİ ANLAMAK VE NASİPLENMEK
Recep ayının 27. Gecesine rastlayan Mirac hadisesi
Müslümanlar için gerçekten önemli bir gecedir. Bu gecede mekândan münezzeh olan
Allah(c.c.) kulu ve resulü Muhammed’i kendisinin belirlediği bir mekânda
görüşmeye kabul eylemiştir.
İsra suresinde bu gerçek şöyle haber verilir:
“Bir gece, kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim
diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Harâm'dan, çevresini mübarek kıldığımız
Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir; O, gerçekten
işitendir, görendir. (İsra suresi / 1. Ayet)
Miraç hadisendeki yolculuk iki etaptan oluşmaktadır:
“İsra, gece yürümek, gece yolculuğu yapmak anlamına gelir.
Mirac ise yükseğe çıkış aracı demektir.” (Rahmeten Li’l Âlemin/Prof. Dr. Haydar
Baş/1. Cilt/sayfa 292)
Bazı aymazlar bu gece hakkında birçok dedikoduya meydan
vermişler. Rüyada mı uyanıkken mi gerçekleştiği hakkında şüpheye düşmüşler.
Sözde Müslüman bazıları da bu oyuna alet olmuşlardır.
Ancak bu konuda en anlamlı cevabı Prof. Dr. Haydar Baş
Rahmeten Li’l-Âlemin eserinde vermiştir:
“Gecenin sadece bir bölümünde meydana gelen Mirac mucizesi,
Peygamberimiz uyanık bir halde bedenen ve ruhen gerçekleşmiştir. Ekser ulema bu
görüştedir.
Çünkü Resulullah (sav), Miracın sabahında Miracı haber
verince, müşrikler hemen tekzibe kalkıştılar. Ve birbirlerine koştular. Yeni Müslüman olmuş
bazı kimselerin kalbini çeldiler, irtidadına (yoldan
çıkmasına) sebep oldular. Eğer rüya olmuş olsaydı, yani sadece ruhun Miracı
olmuş olsaydı hiç kimsenin itirazına hedef olmazdı. Çünkü rüyada herkes
gezebilir ve uyanık iken hafsala-i beşerin (insan aklının) kabul etmeyeceği
garibeler seyredebilir. Şu hâlde, Resulullah’ın Miracı
uyanık halde cesediyle
beraber vaki olmuştur ki, müşriklerin akılları yetmediğinden
itiraz ve inkâra kalkışmışlardır.
Diğer taraftan; eğer Mirac rüya olsaydı, mucize denmezdi.
Hazreti Peygamberin diğer Peygamberlere fazileti iki hususta özetlenir. Biri
dünyada Mirac ile, diğeri ise ahirette şefaat iledir. Zira nübüvvet, kitap ve
şeriat diğer peygamberlere de verilmiştir. Mirac ve şefaat sadece Hazreti
Peygambere mahsustur.
Hem; kâfirler, Beytü’l-Mukaddes’ten nişan sordular. Eğer
rüyada vaki olsaydı, ondan nişan istemezlerdi. Neticede kâfirler, Miracı inkâr etmişlerdir.
Bu tarihi bir vakıadır. Rüyada gördüm deseydi, kimse inkâr etmeye yeltenmezlerdi bile. Zira
bunlar, rüyada mümkün olan şeylerdir.” (Rahmeten Li’l Âlemin /Prof. Dr.
Haydar Baş /1 cilt/sayfa 307-308)
Her şeyi akıl süzgecinden geçirmeye çalışanların, aklıyla
anlamaya çalışanların, hele de imandan nasibi olmayanların; Allah’ın(cc) kudreti sayesinde gerçekleşen mucize mukabilindeki olayları anlayabilmelerini beklemek imkânsızdır.
“Allah Resulü Miracdan ümmetine hediyelerle döndü.
Rabbimizden hediyeler…Dost meclisinde bizden de bahsedildi demek ki! Alemlerin
Rabbi biz kullarını Alemlerin Efendisi biz ümmetini hiçbir zaman unutur muydu?
Rabbani hediyelerin başlıcaları şunlardır: “Bakara suresinin
son ayetleri/ Beş vakit namaz /Muhammed ümmetinden Allah’a hiçbir şeyi ortak
koşmayanların bağışlanacağı müjdesi.” (Rahmeten Li’l Âlemin /Prof. Dr. Haydar
Baş/1. Cilt/ sayfa 298)
Gelelim bugün ve gece yapılacak ibadetlere:
“Recep ayının yirmi yedinci gecesine rastlayan mübarek Mirac
gecesinde on iki rekât nafile namaz kılınması iyi görülmüştür. Her rekatında 1
Fatiha ile bir başka sure okuyarak iki rekâtta bir selam vermeli, sonra yüz
defa “Süphanallahi velhamdülillahi vela ilahe illallahu vallahu ekber” demeli.
Bundan sonra, yüz defa istiğfar ederek yüz defa Salat ve Selam okunmalıdır.”
(Kur’an ve sünnet ışığında Büyük İslam İlmihali/ Prof. Dr. Haydar Baş / sayfa
804)
Resulullah bugün ve gece hakkında şu hadisi ile bizleri
müjdelemiştir: “Recep ayında bir gün ve bir gece vardır ki her kim o günü
oruçla, geceyi dahi namazla geçirir ise, kendisine yüz sene geceleri namaz
kılanın gündüzleri dahi namaz kılanın sevabı verilir.”
“Bir rivayette belirtildiğine göre İmam Muhammed Cevat (İmam
Muhammed et- Taki) Bağdat’ta iken Recep ayının ortasına denk gelen günde ve
yirmi yedinci gününde oruç tutmuş. Bütün ailesi ve maiyetindekilerde oruç
tutmuştur.” (Kur’an ve sünnet ışığında Büyük İslam İlmihali/ Prof. Dr. Haydar
Baş /sayfa 805)
Demek ki Mirac orucunun faziletli olanı miracın ertesi günü
olan 27. Günü olmaktadır. (Ehl-i Beyt uygulaması bunu gösteriyor.) Gücü olan
öncesinde de oruç tutarsa olur. Ancak asıl olan Mirac’la alakalı oruç, ertesi
gün olan 27. gündür.
Sıkıntılı günlerden geçtiğimiz bu zaman diliminde, gönüllerin
Allah’a yönelmesi ve birbirimize çokça dua etmemiz gerekmektedir. Hem
hediyeleri başımıza taç edeceğiz hem de Tevbe ile affedilmeye hak kazanacağız İnşallah.
Alemlerin Rabbi olan Allah(c.c.) cümlemize Mirac’ın sırrına ermeyi, bereket ve rahmetinden
nasiplenmeyi lütfeylesin. Âmin
Uğur Kepekçi
Allah razı olsun Uğur hocam Rabbim kandilin nimetlerinden fayda***mayı cümlemize nasip etsin inşallah.