"Bir mü'min dünya hayatını nasıl yaşamalıdır"ın örneğini hayatının her karesiyle gösterdi.
Sabrı, tevekkülü, tefekkürü, kanaatı, şükrü, ibadeti, zikri, Allah için sevmeyi, Allah için buğzetmeyi, şartlar ne olursa olsun Hak için mücadele etmeyi, özveriyi, cömertliği, istişareyi, Kuran okumanın güzelliğini, istiğfarı, salat u selamı, Allah, Peygamber ve Ehl-i Beyt sevgisini ve sayamadığım bir çok dini ve ahlaki güzelliği O'nda gördük.
O bu ölçüler çerçevesinde sürekli Hakk'ı konuşan, doğru olanı ifade eden ve sevenlerine yaşatan bir liderdi.
Bilmeyenler için ifade edelim, bu şekilde bir hayata, "şehit olarak yaşamak" denir.
Zaten hayatını şehit olarak yaşamayana şehitlik de nasip olmaz.
O'nun hayatında dini değerlere sahip çıkmak kadar milli değerlere de sahip çıkmak vardı.
O hep, "Dini bütünlüğümüz milli bütünlüğümüzün, milli bütünlüğümüz de dini bütünlüğümüzün teminatıdır" derdi.
O "birlik ve beraberlik" dedi.
"Türk-Kürt kardeştir" dedi.
"Şii-Sünni-Alevi hepimiz Müslümanız, kardeşiz" dedi.
"Bu milletin sağı da solu da birdir, kardeştir" dedi.
Bizleri liderimiz Atatürk'le buluşturdu, "Atatürk vatandır" dedi, Hoş Geldin Atatürk'ü yazdı.
"Tam bağımsızlık" dedi, bağımsızlığın modelini, Milli Ekonomi Modeli'ni yazdı.
Küresel esareti tamamen ortadan kaldıracak Sosyal Devlet Milli Devlet tezini ortaya koydu.
Finansal esareti bitiren Milli Para ve Milli Paralarla Ticaret projelerini ortaya koydu.
İnsanca bir yaşam için Vatandaşlık Maaşı projesini ortaya koydu.
O dolu dolu bir hayat yaşadı.
Çok mükemmel eserler bıraktı.
O, şimdi hiç dilinden ve gönlünden düşürmediği, çok kavuşmak istediği Sevgilisiyle beraber...
Bizlerse, hasretimizin sonuçlanacağı o güzel ana kadar O'nun bizlere emanet bıraktıklarıyla yaşamaya devam edeceğiz.
Şu bir gerçek ki, biz O'nunla olduğumuz her dem O da bizimle olacaktır.
Hocam milyonlarca insanın gönlünde taht kurarak ruhunu teslim etti.
Türkiye'de ve dünyanın birçok ülkesinde birçok insan yetiştirdi.
Uluslararası Milli Ekonomi Modeli kongrelerinde yüzlerce yabancı profesör, "Hocam biz size talebe olmak istiyoruz, ülkemizde sizin temsilciniz olmak istiyoruz" demişlerdi.
"Prof. Dr. Baş'a bir değil binlerce Nobel ödülü
vermek gerekir" demişlerdi.
"Komünizm çöktü, Kapitalizm çöktü tek çıkış yolumuz Prof. Dr. Baş" demişlerdi.
Gerek yurt içinden gerekse yurt dışından o kadar çok taziye mesajı geldi ki...
Şu bir gerçek, Prof. Dr. Baş her yönüyle bir turnusoldu, gerçekleri gösteren bir aynaydı.
Kim olduğunu öğrenmek isteyen Baş aynasına baksın.
Orada kendini görecektir.
Eğer gayet açık ve net olan güzellikleri O'na bakınca göremiyorlarsa bilin ki kendi çirkinlikleri sebebiyledir.
O'na bakıp da güzelliklerini seyredenler, O'na olan hayranlıklarını ifade edenler kendilerindeki güzelliği O'nda seyrediyorlar.
Herkes sevdiğiyle haşrolacaktır.
Bizlerin de duası O'nunla haşrolmaktır.
Tek umudumuz da Hz. Peygamber'in (s.a.v) "Kişi sevdiğiyle beraberdir" hadisidir.
Biz O'nu çok sevdik, Allah bizi O'nunla beraber eylesin.
O'nun bize öğrettiklerini hakkıyla yaşamayı ve yaşatmayı nasip eylesin.
(Kilis Postası Haber Merkezi)