Türk Kimdir?
Yüzyıllardır kimsenin başaramadığı bir şey... İnsanlık tarihinde eşi benzeri olmayan bir maya tuttu bu topraklarda. O ordu silahla değil, maneviyatla kuruldu. Ve bir halk doğdu: yeni bir kimlik, yeni bir ruh, yeni bir medeniyet… Ve Mustafa Kemal Atatürk, bu sırrı neden herkesten iyi biliyordu?
15 Eylül 2013'de Yenimesaj Gazetesi tarafından İstanbul'da düzenlenen Milli Kahramanları Anma Programında, Prof. Dr. Haydar Baş "Türk Kimdir?" sorusuna nasıl cevap vermiş:
Türk Kimdir?
Şimdi peki bu “Türk kimdir?” Hacı Bektaş-ı Veli’nin, Hacı Bektaş-ı Veli’nin, Türk dediği insanlar kimdir? Gelin biraz da bunu irdeleyelim. Hacı Bektaş Allah rahmet eylesin, şefaatinden Cenâb-ı Hak mahrum eylemesin. Horasan'da yetişmiş Horasan erenlerinden, Ahmet Yesevi Hazretleri'nin yetiştirdiği büyük bir insan-ı kâmil. Ahmet Yesevi, İmam Ali’nin “Muhammed” diye bir oğlu var, Hz. Fatıma'nın dışında evlendiği ismini bilemeyeceğim kusura bakmayın, annemizden “Muhammed” ismindeki hanımdan doğan çocuğun adı “Muhammed.” Ve bu efendim biliyorsunuz şeyde Kerbela'dan sonra İmam Hüseyin'in bütün evlatları ve torunları Maveraünnehir bölgesine ve Horasan'a hicret ediyorlar. Horasan ve Maveraünnehir enteresan Müslüman olmayan Türklerin yatağı. Gidiyor orada Türkleri Müslüman ediyorlar. Kim? Ehl-i Beyt sülalesi. Yani İmam Hüseyin'in torunları, evlatları oradaki insanları Müslüman ediyorlar. Horasan'da Maveraünnehir bölgesinde Müslümanlar böyle öbek öbek hepsi birbirine haber vermek suretiyle Müslüman oluyorlar. İşte içlerinde bunların “Hoca Ahmet Yesevi” denilen, İmam Muhammed'in soyundan bir insan oradaki dergâhta Hacı Bektaş'ı, hünkârı yetiştiriyor. İrşad ekibi hazırlıyorlar, Anadolu yaylasına gönderiyorlar.
Arkadaşlar elinize haritayı alıp bakarsanız en az yedi bin kilometrelik bir yol. O gün uçak yok, otobüs yok, tren yok, ne var? At var efendime söyleyeyim merkep var, daha katır var. E zannıma göre onların o vasıtaları da yok. Tabanvayla taa yedi bin kilometreyi yürüyerek Hacı Bektaş'a geliyorlar. Orada mekân tutuyor Hacı Bektaş. Ve geldiği yerde, coğrafyadaki insanlar da annesinin sülalesi olan Türkmenler, Türkmen Türklerinden. Şu işe bakın, Allah'ın cilvesine bakın. Hacı Bektaş onların Türkmen Türklerinden olduğunu öğrenince seviniyor. Gece gündüz uğraşıyor ama hiçbiri Müslüman değil. Üstelik ahlaki yapıları çok bozuk. Gece gündüz onları uğraşıp Müslüman ettikten sonra tertemiz nefislerini tezkiye ederek terbiye ediyor. Bu eşkıya sürüsünden Hacı Bektaş'ı veli, “Mürşid-i Kamil” dediğimiz insanları yetiştiriyor. Bu olmamış bir olay.
Arkadaşlar İslam tarihini biraz bilirim. Yani böyle bir şey olmamış hiç insanlık tarihinde. Allah bunu Hacı Bektaş'a nasip etmiş. Hacı Bektaş bunlardan bir irşad ordusu kurdu. İşte o coğrafyanın tamamında Anadolu'da; Keldani, Yezdani, Süryani, Rum'u, Ermeni’si, Laz'ı, Çerkez'i, Boşnak’ı, Arap'ı, Kürt'ü otuz altı tane etnik grubu İslam medeniyetiyle, İslam maneviyatıyla, İslam kültürüyle yoğuruyor, yoğuruyor, yoğuruyor bütün bunların adına da “Müslüman Türk” diyor. İşte Müslüman Türk bu. Sevgili arkadaşlar, bu manayı en güzel içimizde bilen merhum Mustafa Kemal Atatürk'tür. Niye? Lozan Anlaşması'nda Amerikalılar diyor ki, “siz Kürtlere haklarını vermeniz lazım.” Mustafa Kemal İnönü'ye telgraf çekiyor. De ki, “Kürtler ayrı bir millet değil, onlar da Müslümandır, Türk milletidir” diyor. Arkadaşlar, “Ne mutlu Türk'üm” diyenin özünde İslam, İslamoğlu İslam vardır. Bugün, bugün maalesef Türkiye, İslam olanlarla olmayanın savaşını veriyor haberiniz olsun. Bu kimliği inkâr etmek demek, İslam'ın karşısına “Lât’ı, Uzzâ’tı, Menât’ı koymak” demektir. Ama Allah'ın izniyle, nasıl o gün Hacı Bektaşi Veli, o yaylada bütün insanları yoğurdu, bir elin parmakları gibi kardeş yaptıysa, işte sizlere de bu düşüyor. Var mısınız bunu yapmaya? Var mısınız?