KOVİT 19 pandemisi nedeniyle belki de ömrümüzde bir daha yaşayamayacağımız bir Ramazan ayı geçirdik. Camilerin kapalı olduğu, toplu teravihlerin kılınamadığı, iftar davetlerinin verilmediği, kısaca sosyal yaşamın kısıtlandığı bambaşka bir ramazan ayı yaşadık.
Her şeye rağmen bu ayın adı rahmet ayı olan Ramazandı ve bu aydan istifade etmemiz gerekiyordu.
Belki de oluşan şartlar, kendi iç alemimiz ve nefsimizle yüzleşmemize vesile oldu.
Hayatımızı nasıl geçiriyoruz?
Bize emanet edilenlerin hakkını veriyor muyuz?
Ailemize sahip çıkıyor muyuz? Zira çocuklarımızın edep, adap ve din eğitimi ilk önce aileden başlar. Eskiden evde varsa dedeler nineler yerine göre anneler babalar aile bireylerinin yetişmesi için ellerinden geleni yaparlardı. Fakat son zamanlarda çocuklarımızın okul, ödev ve sınavlar arasında koşuşturmaları, babaların iş aş kazanç derdine düşmelerine, annelerin yoğun ev işlerine kendilerini kaptırmaları, geri kalan zamanda da bireylerin bazılarının sosyal medyaya bazılarının da televizyona takılmaları aile kurumunun işlevini yerine getirememesine sebep olmuştur.
Kovit 19 pandemisi dolayısı ile okulların tatil olması, sokağa çıkmanın sınırlandırılması, sosyal aktivitelerin azalması ile birlikte, aile bireyleri birbirlerini daha çok dinleme birbirlerinin eksiğini noksanı fark ederek, doğruyu bulmalarında onlara yardımcı olmuştur, yani aile denen bir milletin en küçük gurubu aslı vazifesini icra etmeye başlamıştır.
Abdullah b. Ömer (r.a.)’in naklettiği bir hadiste Allah Rasûlü (s.a.s.) şöyle buyurdular: “Hepiniz çobansınız ve hepiniz elinizin altındakilerden sorumlusunuz.”
Üzerimize düşen görevi yerine getirmez isek, mahşer yerinde herkes başının derdine düşecek, anne, baba, evlat, kardeş, karı, koca hepsi birbirlerinden kaçmaya başlayacaklardır. "Kişi o gün, kendi kardeşinden kaçar; Annesinden ve babasından, eşinden ve çocuklarından. O gün, onlardan her birisinin kendine yetecek bir işi vardır." (Abese; 34-37) , "O gün, cehennem de getirilmiştir. İnsan o gün düşünüp-hatırlar, ancak (bu) hatırlamadan ona ne fayda? Der ki: "Keşke ben önceki hayatımdan (bir şeyler) takdim edebilseydim. Artık o gün hiç kimse (Allah'ın) vereceği azap gibi azaplandıramaz. Onun vuracağı bağı da hiç kimse vuramaz." (Fecr, 23-26)
Keşke demeden vazifesini icra edenlerden olmak dileğiyle hayırlı bayramlar.
ALAİDDİN ÖZKAR 24.05.2020