İnsanların dünya ahiret saadeti için birçok eserler
ortaya koyan, Prof. Dr. Haydar Baş hocamız bu konuda da İslam da Zikir isimli
bir kitap yazmıştır, nefsi terbiye eden, gönüllerde Allah aşkını, feyzini,muhabbetini
arttıran zikir konusunda hocamız,bakın neler demiştir ; "Zikrullah, göğüslere
cila ve akıllara nurdur. Zikrullah, gönüllerin diriliğini getiren hayat ve
sevgilimiz olan Allah'ımıza (c.c) kavuşmamızdır. Zikrullah ile gece uyanık
kalıp, meşgul olmak amellerin en üstünü ve hallerin en güzelidir. Eğer Allah
(c.c), seni zikri ve fikri ile uğraştırıyorsa ve bundan zevk duymakta isen sana
müjde olsun ki, Allah (c.c) seni sevmiştir?" (İslam'da Zikir sh:135)
Zikir çok büyük bir ibadettir.
İsterseniz burada bir hadis-i şerifi ifadeyle,
sadece 'Kelime-i Tevhidin' faziletini, yüceliğini beyan etmiş olalım. Hz.
Fahr-i Alem Efendimiz, semada, Miraç Gecesi bir alem seyrediyor. Öyle muazzam,
öyle mutantan, öyle mükemmel ki, şu üzerinde yaşadığımız dünyadan yüz binlerce
defa büyüktür.
Allah'ın Sevgilisi tasvir ediyor ve soruyor
"Ya Rabbi! Sen bunu hangi ulu'l azim
peygamberin için hazırladım?" Cenab-ı Hak'tan: " Dünya hayatında
Kelime-i Tevhit ile Beni zikreden kullarıma hazırladım" cevabını alıyor.
Yani zikrin, sadece kalbe, ruha, nefis dünyamıza
değil, ukbaya da çok büyük faydaları var. Eğer bir insan Kelime-i Tevhid'e
inanarak zikre devam ederse, hem vallahi hem billahi, (Ben kendi adıma yemin
etmiyorum Resulullah'ın beyanı bu) onu cehennemin ateşi yakmaz. Bunda kimsenin
şek ve şüphesi olmasın.
O bakımdan kardeşlerimize hassaten tavsiye ediyorum.
Dilleri durmadan " La ilahe illallah" desin, "Allah" desin.
Öyle kazançlı
Prof. Dr. Haydar Baş, "İslam'da Zikir"
eserinde affedilmeye ve muhabbete vesile olan zikrullah hususunda şu bilgileri
veriyor:
Her ibadetin birden yedi yüze kadar karşılığı, mükâfatı
olduğu halde zikir böyle değildir. Zikrin karşılığı Allah'ın af ve
mağfiretidir. Bu ise zikrin fazilet ve şerefine delildir. Bilindiği gibi savaş
hali ölüme en yakın olduğumuz bir andır. Böyle tehlikeli ve hayatî bir anda
zikrin emredilmesi, zikrullahın önemine, faziletine ve şerefine bir delildir.
Demek ki en tehlikeli anlarda bile Allah'ın zikri dilden düşürülmeyecek,
kalpten çıkarılmayacaktır.
En önemli şey Allah'ın zikridir. Bu zikir gaye ve
istikameti belirlenmelidir ki, batıl ve faydasız şeyler uğruna insan hayatını
feda etmesin. Bu bakımdan zikir her an gereklidir. Bilhassa harb zamanlarında,
düşmanla karşılaşıldığında zafer kazanılması ancak dilin ve gönlün beraber
zikretmesiyle mümkündür. Şehit olmak gayesiyle harb meydanına çıkıldığında da
yine Allah'ın zikri dilden ve gönülden düşürülmemelidir ki, maksat hasıl olsun.
Enfal Suresi'nin 45. ayetinde, "Ey iman
edenler! Bir düşman topluluğuyla karşılaştığınız zaman sebat edin ve Allah'ı
çok anın ki kurtulabilesiniz" buyrulmaktadır. Şahadet mertebesine
erebilmenin yegâne şartı ila-yı kelimetullah uğruna savaşmaktır. Bu da bir
niyet ve niyeti ihlâsla birleştirme meselesidir. Bu ise Allah isminin bu âlemde
yücelip hakim kılınması ile mümkündür.
"Kullarımdan velilerim, yarattıklarımdan
sevdiklerim Beni zikredenlerdir ki, zikirlerine karşılık Ben de onları
zikrederim." (Ahmed b. Hanbel, Müsned).
"Ey Âdemoğlu, sen Beni zikrettikçe Bana
şükredersin, Beni unuttukça da Bana nankörlük edersin." (Heysemi
Mecmau'z-Zevaid, c. 10, s. 79).
Zikir ehlini, Allah (c.c) sever. Ya kendisini
zikretmeyenler için Allah (c.c) ne buyuruyor? İşte ayetler;
"Her kim, rahmanın zikrinden göz yumarsa biz,
ona şeytanı musallat ederiz, artık bu, ona arkadaştır." (Zuhruf suresi
36)
"Kalpleri, Allah'ın zikrine karşı kaskatı
kalmış olanların vay haline! Onlar apaçık bir sapıklık içindedirler." (Zümer Suresi 22)
"Onlar (münafıklar) Allah'ı pek az zikrederler."
(Nisa suresi 142)
"(Ey Resulüm) Bizim zikrimize arka çeviren,
dünya hayatından başkasını arzu etmeyenlerden yüz çevir (onlara bakma)"
(Necm suresi 29)
Ne diyelim Allah bizleri riyadan gösterişten uzak
zikreden kullarından etsin
ALAİDDİN ÖZKAR 08.03.2021
allah razı olsun