Yüreklerimizi yakan 6 Şubat Kahraman Maraş depreminden sonra enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyor.
Depreme Kilis’te yakalanan biri olarak, ilk günden bu güne, Bağımsız Türkiye Partisi Kilis il teşkilatı olarak, genel başkanımız Hüseyin Baş’ın teşvik ve desteğiyle, bölgedeki yardım faaliyetlerinin içinde olduk.
BTP Kilis il yönetim kurulu üyemiz M. Esad Yenici, depremin ilk günü İslahiye’de olan annesi ve akrabalarından haber alamadığını söyledi. Daha sonra aradığımızda, yakınlarının evinin tamamen yıkıldığını, enkaz altında Ninesi, Annesi, Kız kardeşi, Eniştesi ve Yeğenini olduğunu,sağ salim kurtulmaları için dua etmemizi istedi.
İkinci gün aradığımda enkazın başında hiçbir çalışma olmadığını gelen giden resmi araçlara müdahale için yalvardıklarını, ancak netice alamadıklarını söyledi.
Depremin üçüncü günü ise beni aradığında, çalışmaların yetersiz olduğunu, hiçbir işyerinin açık olmadığından dolayı kendilerinin de aç, susuz, çadırda olmadığından soğukta donduklarını söyledi.
Hemen arkadaşlarla arabanın arkasını gerekli olan ihtiyaç malzemelerini yerleştirdikten sonra İslâhiye’ye intikal ettik. İlçe’nin girişi ana baba günü gibiydi, onlarca iş makineleri Tırların üzerinde bekliyordu, şehir merkezine girdiğimizde ise ayrı bir karmaşa, sokaklarda yakınlarını arayan özel araçlar, enkaza gitmeye çalışan iş makineleri, yaralıyı hastaneye götürmek için yol arayan ambulansın siren sesleri..
Ne yazık ki bunlara müdahale edecek,asayişi sağlayacak, müdahaleyi hızlandıracak, Asker, Polis güvenlik güçleri yeteri kadar meydanda yok.
Biz ise yıkılmış ve yan yatmış binaların arasından, arkadaşımızın olduğu yere vardığımızda, yıkılan binanın enkazının altında 35 kişinin olduğu öğrendik, depremin üçüncü günü, en kazın başında yalnızca bir iş makinesi 4 kişilik kurtarma ekibi henüz çöken binanın çatısının bile üzerinden alamadıkları gibi ölü ve yaralı olarak enkazdan çıkarılanda olmamıştı.
Depremin beşinci günü maalesef arkadaşın yakınlarının cansız bedenine ulaşıldı.
Halbuki depreme hızlı müdahalede en uygun en hazırlıklı Türk Silahlı kuvvetleri olmalıydı.
Zira, şehirde bulunan Afat görevlisinin ya kendisi enkaz altındadır, ya da yakınları, haliyle görevli öncelikle kendisinin ve yakınlarının derdine düşecektir.
Oysa, askerin öyle bir derdi yoktur, ailesi yanında değildir, anında depreme müdahale için hazır kıtadır, ve ne yazık ki hazır kıta olan milletin askeri, halkın bu zor gününde istenilen şekilde yanında olamadı.