• Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri
Anasayfa
  • Ekonomi
  • İslam
  • İlçeler
  • Kilis Güncel
  • Analiz
  • Eğitim
  • Siyaset
  • Vefat
  • Spor
  • Güncel Haberler
  • Kültür & Sanat Teknoloji Sağlık Dünya Türkiye Videolar
  • Ara
SON DAKİKA:
09:28
Altın Fiyatları 27 Mart 2023
02:57
Çadır Kent İmzalanan Protokol İle Devredildi
02:50
Omuz Omuza Yeniden Sahalara
02:38
Kadınlar Birçok Sağlık Şikayeti Menopoz Kaynaklı Olabilir?
Video Galeri Foto Galeri Yazarlar Üye Paneli
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
  1. Köşe Yazarları
  2. Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi
  3. Sosyal Devlet Milli Devlet
13 Eylül 2022 - 10:08

Sosyal Devlet Milli Devlet

13 Eylül 2022 - 10:08
Yorumlar
TAKİP ETTAKİP ET
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi

Türkiye Cumhuriyetinin idarecilerimiz tarafından sık sık "Demokratik laik sosyal bir hukuk devleti" olduğu söylenir. 

Doğrudur. Tam da anayasada böyle yazmaktadır. 

Anayasanın 2. maddesi; "Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir" şeklindedir. 

Buraya kadar sorun yok. Ama bu sosyal devletten kim ne anlıyor? Esas önemli olan bu.

Sosyal Devletin tanımı 

Sosyal devlet anlayışının temelini "Devletin, vatandaşları arasında sosyal adaleti sağlayarak tüm bireylere insan onuruna yarışır bir hayat sağlamayı garanti etmesi" oluşturur (1). 

Bu anlayış temelinde sosyal devletin birçok kişi tarafından tanımı yapılsa da ortak olan ana başlıklar; 

- Tüm fertlere eşit asgari koşulların sağlanması

- Vatandaşların tamamına mesleki tatminlerini sağlayacak yeterli ücretin temin edilmesi

- Vatandaşların sağlık güvencesi ve emeklilik hakkı tanınması hatta vatandaşa kendi istediği gibi değerlendireceği boş zamanlar oluşturulması olarak ifade edilebilir. 

Türkiye'de Sosyal Devlet

Türkiye'de sosyal devlet uygulamaları, ülkeyi idare eden merkezi hükümetlere göre hep farklılık arz etmiş, hiçbir zaman standardize edilememiştir. 

Cumhuriyet öncesi dönemde muhtaç kişilere kurulan vakıflar aracılığıyla yardımlar yapılması ve 19. yy.'da dul ve yetim maaşları sosyal devlet uygulamaları olarak ifade edilmiştir.

Son yıllarda ise kurulan halk arasında Fak-Fuk-Fon olarak bilinen Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu aracılığıyla ihtiyaç sahiplerine yardım edilmesi, sosyal devlet uygulaması olarak tanıtılmıştır. Bu kurumun kendi resmi sitesinde de kurulma sebebi "sosyal bir hukuk devleti olması özelliği gereği" olarak belirtilmektedir (2).

Bir önceki yazımızda da bahsettiğimiz gibi; ülke yöneticilerimiz "Demokratik laik sosyal bir hukuk devleti olmanın gereği olarak kömür dağıtıyoruz, ders kitabı dağıtıyoruz, ihtiyaç sahiplerine gıda dağıtıyoruz, yiyecek dağıtıyoruz" (3) diyerek bu fonun faaliyetlerini anlatmışlardır.

Sosyal Devletin temel amacı adaletli gelir dağılımı ile asgari geçim koşullarının devlet tarafından garanti edilmesidir. 

Türkiye'de son yıllarda her ne kadar yıllık gayri safi milli hâsıla değerleri artmış olsa da; bu rakamlar kendi öz kaynaklarımıza dayanan üretimle değil de ithalata bağlı olduğu ve hükümetlerin uyguladığı sosyal politikalardaki hatalar nedeniyle çok küçük bir mutlu azınlığın haricinde toplumun kahir ekseriyeti fakirleşmiştir. Ve çok ilginç bir veri 2002 yılı ile 2022 yılları arasında "Sosyal Yardım ve Primsiz Ödemeler" başlığı altında devletin vatandaşa dağıttığı paranın toplam yıllık gayri safi milli hasıla rakamına oranı tam 3 katına çıkmıştır (4).  

İşte tam da işin bam teli bu noktadır. 

Görüldüğü gibi ülkemizde son iktidar döneminde katlanan sosyal yardımlar, gittikçe daha da fakirleşen toplumda insanlar damgalanarak ve paternalist yaklaşımla verilmektedir. Bir önceki yazımızda da belirtiğimiz gibi paternalizmin ruhu "elinden ekmek yedirme" zihniyetidir. Ama ne var ki; esas sosyal devlet olabilmek için, hakların tüm vatandaşlara eşit olarak verilmesi gerektiğini daha önce ifade etmiştik. 

Anne rahmindeki bebek anneye bağımlıdır  

Anne rahmindeki bir bebeği düşünün, doğum vaktine kadar yaşamını sürdürebilmesi için tüm ihtiyaçlarını anneden sağlar. Bebek anneye bağımlıdır, yani. Anneden bebeğe gerekli olan vitamin, mineral ve besinler aralarındaki kordon denilen bir bağla sağlanır. 

Eğer vakti gelmeden halk arasında eş denilen plasenta, anne rahminden ayrılırsa; bebeğin yaşamı imkansız hale gelir. İşte paternalist yaklaşımda; bebeğin yaşamı için anneye muhtaç olması gibi; vatandaş kendine yardım eden, ona destek veren iradeye kendini muhtaç hisseder. Hiç farklı bir düşünce aklına gelmez bile. Paternalist yaklaşımda bu irade hep hükümetler yani idareciler olur. Çünkü bu destekler, herkese verilmemektedir. Kendisi bir şekilde bu yardımlara ulaşmayı başarmıştır. Şimdi yapması gereken koşullarını korumasıdır. 

Şimdi bir de düşünün bazı şartlarla değil, sadece o ülkenin vatandaşı olduğunuz için siz "tüm vatandaşlarla eşit bir destek alıyorsanız", mevcut hükümete ya da idarecilere bir göbek bağınız olmaz. Olsa olsa bu sefer bağınız sizlere vatandaşı olmanız nedeniyle bu hakkı veren devletle olur. Artık kordon bağı ile bağlı olduğunuz hükümet iradesi ya da bir şahsın, grubun iradesi değil, "devlet" denilen yüce kurumun iradesidir. 

İşte o zaman, yöneticilerinizi de inandığınız fikir ve ideolojilere; aday siyasetçinin projelerine göre seçmeye başlarsınız. Ve size vatandaşı olduğunuz için destek olan, özet ifade ile "babalık" yapan devlete sadakatiniz, bağlılığınız daha da artar. Artık ana gayeniz, o devlete hizmet etmek olur. Ve artık siz devlet, devlet de siz olursunuz.

Türkiye Cumhuriyetinin tüm vatandaşlarını kapsayacak şekilde; bireysel ve eşit olmalı; özürlü ya da zayıf olup özel ihtiyaçları olan kişiler (şehit yakınları, gaziler, çocuklu anneler vs.) için ilaveler yapılmalıdır. İnsanlara rasyonel tercih yapma imkanı tanıyacak bir biçimde verilmelidir. İşte bu durum ancak BTP'nin parti programına dahil ettiği Prof. Dr. Haydar Baş'a ait Milli Ekonomi Modeli'nin devreye girmesi ile uygulanabilir. 

Kalın Sağlıcakla...

Kaynaklar: 

1. Karaca, C., & Çam, Y. (2019). Türkiye'de sosyal devlet anlayışının değerlendirilmesi. Maliye Dergisi, 176, 72-97.

2. https://www.aile.gov.tr/sygm/genel-mudurluk/sosyal-yardimlasma-ve-dayanismayi-tesvik-fonu/

3. https://www.haber46.com.tr/10-bininci-mikro-kredi-kahramanmarasliya

4. https://www.sbb.gov.tr Sosyal Harcamalar-Miktar-Tr-Ora 

Bu yazı 673 defa okunmuştur.
  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • Depremi "Unutmayalım!" - 17 Şubat 2023
  • Geçmiş Olsun Türkiye'm! - 10 Şubat 2023
  • Kaynaklar sınırsız, ihtiyaçlar sınırlıdır, sınırsız olan ihtiraslardır! - 23 Aralık 2022
  • Kullanım Kılavuzu - 19 Aralık 2022
  • Biz Önce Asgari Ücretin Tanımını Değiştirmeliyiz? - 09 Aralık 2022
  • Yine Maden Yine Satış - 01 Aralık 2022
  • Nobel Ödülü ile Kurtarılmaya Çalışılan Kapitalizm - 14 Ekim 2022
  • Asgari Ücret Artışının Kime Ne Faydası Var? - 03 Ekim 2022
  • Tokiyye - 20 Eylül 2022
  • Ekonomide Büyük Devrim: Dün Makarna, Kömür, Bugün Doğalgaz - 08 Eylül 2022
  • Sabit-i Kadem Olmak - 18 Nisan 2022
  • SARS-CoV-2'nin Omicron varyantına karşı bağışıklık koruması için takviye dozu olarak mRNA aşıları öneriliyor - 07 Ocak 2022
  • Hep asgari ücreti konuşuyoruz, ya efektif ücret - 17 Aralık 2021
  • Efendilik mi Uşaklık mı? - 06 Aralık 2021
  • Güçlendirici doz nedir? - 06 Aralık 2021
  • Hekim ücretlerine zam gelmiş! - 04 Aralık 2021
  • Hani %70 ile toplumsal bağışıklık kazanılacak idi! Sorun ne? - 29 Kasım 2021
  • Karar sizin - 27 Kasım 2021
  • Suçlu vatandaş mı? - 18 Kasım 2021
  • Şu renkli harita ne işe yarıyor? - 17 Kasım 2021
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 9
Köşe Yazarları
Prof. Dr. Haydar Baş
Prof. Dr. Haydar Baş
Yarı başkanlık sistemi ve parlamenter sistem
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi
Prof. Dr. Ata Selçuk hocamızı uğurladık
Alaaddin Özkar
Alaaddin Özkar
Çanakkale Kahramanı Atatürk.
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi
Depremi "Unutmayalım!"
Ramazan Muhasebesi
Uğur Kepekçi
Ramazan Muhasebesi
Mustafa Çobanoğlu
Mustafa Çobanoğlu
Deprem Olmuş Kime Ne!
Krala Ateş Edeceksen Öldüğünden Emin Ol…
Selim Baytürkmen
Krala Ateş Edeceksen Öldüğünden Emin Ol…
Ah !! O eski Kilis Konakları 
Güner Özbalcı
Ah !! O eski Kilis Konakları 
Hava Şehidi Ali Büyükdicle Hatırasına
Misafir Kalem
Hava Şehidi Ali Büyükdicle Hatırasına
Çok Okunan Haberler
Kilis Belediyesi Depremden Zarar Gören Binaları Yıkıyor
Kilis Belediyesi Depremden Zarar Gören Binaları Yıkıyor
Altın Fiyatları 27 Şubat 2023
Altın Fiyatları 27 Şubat 2023
Kilis'teki Park ve Bahçelerde Bahar Hazırlıkları
Kilis'teki Park ve Bahçelerde Bahar Hazırlıkları
Ana Sayfa
Ekonomi
İslam
İlçeler
Kilis Güncel
Analiz
Eğitim
Siyaset
Vefat
Spor
Güncel Haberler
Kültür & Sanat
Teknoloji
Sağlık
Dünya
Türkiye
Videolar
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Video Galeri
Biyografiler
Vefatlar
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Anketler
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • Analiz
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • İlçeler
  • İslam
  • Kilis Güncel
  • Kültür & Sanat
  • Sağlık
  • Siyaset
  • Spor
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Biyografiler
  • Vefatlar
  • Üye Paneli
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Anketler
  • Hava Durumu
  • Gazete Manşetleri
  • Nöbetci Eczaneler
  • Namaz Vakitleri

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

kilispostasi.com Haber Portalı 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na %100 uygun olarak yayınlanmaktadır. Ajanslardan alınan haberlerin yeniden yayımı ve herhangi bir ortamda basılması, ilgili ajansların bu yöndeki politikasına bağlı olarak önceden yazılı izin gerektirir.