Avrupa Birliği hayata geçtiğinde, bendeniz bu Birliğe 15 sene ömür biçmiştim.
2005de İstanbulda gerçekleşen ilk Milli Ekonomi Modeli kongresinde ABnin dağılmaya mahkûm olduğunu ifade etmiştim.
Bu öngörümüzden iki sene sonra, Almanya Heidelbergde 2. Milli Ekonomi Kongresini düzenledik. Hollandadan katılan Prof. Dr. Cornelia Versteegh, 2005 senesindeki ifadelerinizi dinlediğimde bunun hamasi duygularla yapılan bir tespit olduğunu düşünmüştüm. Ancak modeli okuduğumda beni çok etkileyen başlıklara rastladım deme ihtiyacı duymuştu.
Versteegh tebliğinde, Kitabın tamamını okuyuncaya kadar bu şaşkınlığım devam etti. Modelin bize sunduğu perspektif sadece ekonomik değil; ekonomiden öteye bir açılım sunmakta. Bence AB olarak bu kitap çok iyi incelenmeli ve nerede yanlış yaptığımızı bir an evvel bulmalıyız diye konuşmuştu.
Birinci Milli Ekonomi Modeli Kongresinin üzerinden henüz 8 sene geçti. Ve birlik çatırdamaya başlamıştır. Ortak para birimi Euroya geçişi kabul noktasında da zorlanan İngiltere, Birlikten ayrılmayı referanduma götürebileceğini resmi ağızdan dile getiren ilk ülke oldu.
İngiltere Başbakanı Cameron, 2015teki genel seçimi partisinin kazanması halinde ülkesinde AB üyeliğiyle ilgili bir referandum sözü verdi.
İtalya, Portekiz, İrlanda, Slovenya ve Macaristanda derinleşen mali kriz devam ederken; Romanyada ve Yunanistanda halk sokağa dökülerek, ABden ayrılalım diye talep etmeye başladı.
Son olarak İspanyada halk, kötüye giden ekonomiyi protesto etti.
Gelinen nokta, AB dağılacaktırın izahını yaparken altını çizdiğimiz hakikatlerin, Birliği dağılmaya ittiğini göstermektedir.
ABnin nüfusu yaşlanmış, yeraltı kaynakları tükenmiş ve en önemlisi ortak para birimi Euroya geçişle beraber, gayrı safi milli hâsılalarında yapmaları gereken artırımı sağlayacak senyoraj hakkı ülkelerin merkez bankalarından alınmıştır.
Bu, her ülkenin AB Merkez Bankasından para alarak piyasaya sunması manasındadır ki, Avrupa Merkez Bankasına olan bu bağımlılık, Yunanistan örneğinde acı neticelerini göstermiştir.
Yunan ekonomisi kamu borçlarını ödeyemediği için battı; Birliğin oluşturduğu komisyonun elinde idare edilmeye çalışılıyor.
Ülkelerin Almanyadaki Avrupa Merkez Bankasından yıllık gayrı safi mili hâsıla karşılığı alacakları para, bir yıl içinde yapacakları harcama ve yatırımlara kâfi gelmediği için Birlik ülkeleri borçlanmaya gitmektedir.
Sonuçta borçlanan ülkeler, vadesinde borçlarını ödeyemedikleri için tekrar borçlanmaya gitmekte; alınan borçların ödenememesi, bu borçların faizlerinin dahi ertelenmesini gündeme getirmektedir. Birlik ülkelerinin batma sebeplerinden en önemlisi de budur.
Birliğin bu düzende devam etmesi, ABnin tamamının batması manasına gelecektir.
Şartları bu şekilde devam eden ABde halkın sokaklara dökülmesi sürekli bir kader olacaktır. Bu da Birlik için en büyük tehdide dönüşecektir.