• Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri
Anasayfa
  • Ekonomi
  • İslam
  • İlçeler
  • Kilis Güncel
  • Analiz
  • Eğitim
  • Siyaset
  • Vefat
  • Spor
  • Bitki Rehberi
  • Güncel Haberler
  • Kültür & Sanat Teknoloji Sağlık Dünya Türkiye Videolar
  • Ara
SON DAKİKA:
09:59
Dolar - Euro - TL Kuru 2 Temmuz 2025
09:57
Altın Fiyatları 2 Temmuz 2025
Video Galeri Foto Galeri Yazarlar Üye Paneli
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
  1. Köşe Yazarları
  2. Prof. Dr. Haydar Baş
  3. Cennet Gülü Hz. Fatıma
Yayınlanma: 12 Mart 2022 - 11:52

Cennet Gülü Hz. Fatıma

12 Mart 2022 - 11:52
Yorumlar
TAKİP ETTAKİP ET
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
Prof. Dr. Haydar Baş
Prof. Dr. Haydar Baş

Cennet kadınlarının hanımefendisi Allah Resulünün kızı Hz. Fatıma'dır.
Erkek evladı olmayan Hz. Peygamber'in soyu O'ndan devam etmektedir.
Hatib-i Bağdadi, Hz. Aişe'den şöyle rivayet eder: "Ben Resulullah'a (sav) 'Neden Fatıma geldiğinde O'nu öpüyorsun' dedim. Resulullah, 'Ey Aişe, Ben Miraca götürüldüğüm gece, Cebrail Beni cennete götürdü ve orada Bana bir elma verdi. Ben onu yedim, o Benim sülbümde nutfeye dönüştü.
Yeryüzüne indiğimde Hatice ile bir araya geldim. İşte Fatıma o nutfeden dünyaya geldi. O, insan şeklinde olan bir huridir. Cenneti arzu ettiğim vakit onu öpüyorum" buyurdu.
Cennet gülü Hz. Fatıma'nın doğumu sırasında Cenab-ı Hak, Hz. Hatice'ye yardımcı olması için insanlık tarihinin dört büyük kadınını ona yardıma göndermiştir.
"Ey Hatice! Biz Rabbin tarafından sana gönderilmiş elçileriz. Biz senin kardeşleriniz. Ben Sare, bu da Mezahim kızı Asiye'dir. O senin cennetteki arkadaşındır. Bu da İmran kızı Meryem'dir. Bu ise Musa b. İmran'ın kız kardeşi Gülsüm'dür. Senin doğum esnasında çekeceğin zorlukları hafifletmek için Allah bizi sana gönderdi."
Doğduğunda şehadet getiren Hz. Fatıma, bu hanımlara isimleri ile selam vermiştir.
Hz. Fatıma'nın ilk çocukluk çağı diyebileceğimiz yıllarında hatırında, babasının, annesinin ve akrabalarının inançları uğruna her şeye katlandıkları anlar kalmıştır.
Babası Resulullah'ın yanında O'ndan öğrendiği ilk şey, İslam'ın yayılması için her şeyini feda edilebileceği düşüncesiydi. Bu düşünce babasından O'na da aynen geçmiştir.
Hz. Muhammed'i ve babasının vefatının hemen ardından çıkan hilafet tartışmalarında eşi Hz. Ali'yi hiç yalnız bırakmamıştır. İslam'ın en önemli savunucusu olmuş ve Kuran'da ve sünnet mecrasından çıkarılmak istenen din üzerine oynanan oyunlara karşı tek başına mücadele etmeyi bilmiştir.
Hz. Fatıma, dini gerçek manada sindirmiş ve hayatına doruk noktada geçirmiş büyük bir kadındır.
Ümmü Seleme annemizden şöyle bir rivayet vardır: "Resulullah'ın kızı Fatıma, insanlar içinde yüz ve sima olarak Resulullah'a en çok benzeyen kimseydi. Hz. Peygamber yolculuğa çıktığında, ailesinden en son görüştüğü kimse Fatıma idi ve yolculuktan döndüğünde ilk uğradığı kimse Fatıma idi."
İslam Peygamberi, Hz. Fatıma için şöyle buyurur: "Kızım Fatıma, her iki cihan kadınlarının hanımefendisidir.
Fatıma bedenimin parçasıdır. Gözlerimin nurudur. Kalbimin meyvesidir. Benim ruhum ve canımdır. Fatıma, insan şeklinde bir huridir."
Allah Resulü, Hz. Fatıma'nın dünyaya meyline her zaman engel olmuştur. Bir gün Hz. Peygamber'e halini anlatarak ev işleri için O'ndan bir yardımcı istedi.
Resulullah, "Ey Fatıma! Beni hak ile gönderen Allah'a yemin ederim ki, şu an mescidde yiyecek yemekleri ve giyecek elbiseleri olmayan dört yüz tane adam bulunuyor. Sevabın senden alınıp, yardımcıya gitmesini istemiyorum. Kıyamet günü Ali b. Talib'in, hakkını senden talep ederek Allah'ın huzurunda senden davacı olmasından korkuyorum."
Sonra Peygamber O'na tesbih namazını/duasını öğretti.
Bunun üzerine Fatıma'ya, Hz. Ali şöyle der: "Sen Resulullah'tan dünya malını istemek için gittin, Allah bize ahiret sevabı verdi."
Hz. Peygamber'e, "Ya Resulullah! Fatıma sadece kendi asrının mı üstünüdür?" dediklerinde şöyle buyurdular:
"Kendi asrının üstünü olan Meryem'dir. Kızım Fatıma gelmiş ve gelecek kadınların en üstünüdür."
Gelmiş ve gelecek kadınların en üstünü olan Hz. Fatıma'ya reva görülen eziyetlerle bitirelim:
Hz. Peygamber'in rihletinin hemen ardından Sakife'de Hz. Ebubekir, halife seçildikten sonra Hz. Ali Efendimizden biat alınmaya çalışıldı.
Ehl-i Beyt kaynaklarından biat alınması anında yaşananlar şöyledir:
"Bilahare, Hz. Ali'yi yakaladılar ve iple bağlayarak çekerek mescide götürdüler. Hz. Fatıma da Hz. Ali'nin tehlikede olduğunu görünce ileri atılarak sıkıca Ali'nin elbisesine asıldı ve 'kocamı götüremezsiniz' diye bağırmaya başladı.
Hz. Ömer'in amcasının oğlu Kunfuz, Hz. Fatıma'nın Ali'nin elbisesini bırakmayacağını görünce kamçısıyla O'nun nazenin koluna vurmaya başladı. Öyle ki hazretin pazısında bir pazıbent gibi görülmekteydi. Bu arada Fatıma halkın izdihamı neticesinde kapı ile duvar arasında öyle bir sıkıştı ki, kaburga kemikleri kırıldı ve bu darbe sonucunda rahminde olan çocuk da düştü."
Belazuri, Taberi, İbn-i Hizabe, İbn Abdurrabbih, Cevheri, Mesudi, Nezzam, İbn-i Ebi Hadid, Hafız İbrahim gibi Sünni âlimler de Hz. Fatıma'nın çocuk düşürme hadisesini detaylı olarak aktarırlar.
El Mesudi, Ehl-i Beyt dünyasında ve Sünni dünyada kabul gören bir tarihçidir. El Mesudi'nin 'Muruc-uz Zeheb' adlı eserinde bu olay şöyle nakledilir: "Derken Hz. Ali'ye saldırdılar. O'nun evinin kapısını yaktılar ve evde bulunanları zorla çıkardılar ve hanımlar efendisi Hz. Fatıma'yı ise kapı ile duvar arasında sıkıştırdılar. Bu esnada Muhsin adlı çocuğunu düşürdü."
Hz. Fatıma'nın (as) karnındaki çocuğu kaybetmesine sebep olan olayın neticesi ile ilgili olarak Hz. Zeyneb'in (as)  çocuk düşürdüğü saldırı olayını aktarırlar: "Resulullah (sav), yaşlı olan Zeyd bin Harise'yi, Zeyneb'i Medine'ye getirmesi için onunla birlikte Mekke'ye gönderdi. Müşrikler Peygamber'in kızı Zeyneb'in (as) Medine'ye hareket ettiğini öğrenince, Ebu Süfyan'la birlikte bir grup süvari onları takip etmeye koyuldu.
Müşrikler 'Zi-Tuva' denilen yerde onlara ulaştılar.
Hebbar bin Esved isminde bir şahıs, mızrağını Zeyneb'in (as) tahtırevanına sapladı; öyle ki mızrağın ucu Zeyneb'in sırtına isabet etti. Zeyneb (as) korku ve vahşetten dolayı rahmindeki çocuğunu düşürdü. 
Zeyneb (as) Medine'ye ulaşıp bu olayı Resulullah'a (sav) nakledince, Hazreti Peygamber haddinden fazla rahatsız oldu. Bunun üzerine Hebbar'ın bu katı kalpliliğinden dolayı onun kanını mübah ederek eliyle kolunun kesilerek öldürülmesini emrettiler."
Sünni âlim İbn-i Ebi'l Hadid'in "Nec'ul Belağa Şerhi" kitabında 3. cilt, 351. sayfasında yer alan bir bilgi şöyledir: "Üstadım Ebu Cafer'e; Hebbar bin Esved'in süngü ile Hz. Resulullah'ın (sav) kızı Zeyneb'in (as) tahtırevanına saldırıldığında, Zeyneb'in (as) çocuk düşürdüğü haberi Resulullah'a (sav) ulaştığında Resulullah (sav) Hebbar'ın kanını mübah kıldı" dedim.
Ebu Cafer bu söze karşılık, "Eğer Resulullah (sav) hayatta olsaydı, Fatıma'yı (as) korkutup O'nun çocuğunun düşmesine sebep olan şahsın da kanını mubah kılardı" dedi.
Allah bu büyük annenin şefaatinden ayırmasın.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın 22.06.2016 tarihli yayımlanan yazısıdır
 

Bu yazı 453 defa okunmuştur.
  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • Bir varmış, bir yokmuş... - 01 Temmuz 2025
  • Atatürk'e sahip çıkmak - 30 Haziran 2025
  • Ayağa kalk Türkiye - 29 Haziran 2025
  • Şark Projesi'ni unutmayalım - 28 Haziran 2025
  • Terör meselesinin halli - 27 Haziran 2025
  • Tek çare - 26 Haziran 2025
  • Tarım kesimi iyi dinlesin - 25 Haziran 2025
  • Yine aynı iftira - 23 Haziran 2025
  • Anayasamıza ve AB'ye aykırı gidişat - 22 Haziran 2025
  • Hangi şartsız zafer? - 21 Haziran 2025
  • Kendimizi kandırmayalım - 20 Haziran 2025
  • Aklı olan - 19 Haziran 2025
  • Atatürk'ün hilafet hakkındaki görüşleri - 18 Haziran 2025
  • İmam Ali'nin hilafeti - 17 Haziran 2025
  • İslam tarihinde ilk fitne - 16 Haziran 2025
  • Gadir-i Hum Bayramınız mübarek olsun - 15 Haziran 2025
  • Gadir Hutbesi Hz. Ali'nin halife tayininin ilanıdır - 14 Haziran 2025
  • Milletin kaybına gelişmeler - 13 Haziran 2025
  • Terörün ve işsizliğin halli BTP ile olacaktır - 12 Haziran 2025
  • Hak arama devletle mücadeleye dönüşmemelidir - 11 Haziran 2025
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 99
Köşe Yazarları
Ah !! O eski Kilis Konakları 
Güner Özbalcı
Ah !! O eski Kilis Konakları 
Mehmet Beşe
Mehmet Beşe
DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE GIDA SEKTÖRÜ
Doğruları söylemek… / Taner Tümerdirim
Misafir Kalem
Doğruları söylemek… / Taner Tümerdirim
Prof. Dr. Erdoğan Taşkın
Prof. Dr. Erdoğan Taşkın
Mühim Mevzu Marifetli Matris
Mustafa Çobanoğlu
Mustafa Çobanoğlu
Nefes Alıyorsan Ölüme Koşuyorsun!
Alaaddin Özkar
Alaaddin Özkar
İmam Hüseyin İçin Gözyaşı Dökmek.
Prof. Dr. Haydar Baş
Prof. Dr. Haydar Baş
Bir varmış, bir yokmuş...
Kerbela ile alakalı bilinmesi gerekenler -2-
Uğur Kepekçi
Kerbela ile alakalı bilinmesi gerekenler -2-
Çok Okunan Haberler
Altın Fiyatları 3 Haziran 2025
Altın Fiyatları 3 Haziran 2025
Kürecik’ten İran’a: “Radarlar Kimi Gözetliyor?” sorusu artık ertelenemez!
Kürecik’ten İran’a: “Radarlar Kimi Gözetliyor?” sorusu artık...
"İsrail'in elinde 90- 100 tane nükleer silah var"
Ana Sayfa
Ekonomi
İslam
İlçeler
Kilis Güncel
Analiz
Eğitim
Siyaset
Vefat
Spor
Bitki Rehberi
Güncel Haberler
Kültür & Sanat
Teknoloji
Sağlık
Dünya
Türkiye
Videolar
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Video Galeri
Biyografiler
Vefatlar
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Anketler
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • Analiz
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • İlçeler
  • İslam
  • Kilis Güncel
  • Kültür & Sanat
  • Sağlık
  • Siyaset
  • Spor
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Biyografiler
  • Vefatlar
  • Üye Paneli
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Anketler
  • Hava Durumu
  • Gazete Manşetleri
  • Nöbetci Eczaneler
  • Namaz Vakitleri

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

kilispostasi.com Haber Portalı 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na %100 uygun olarak yayınlanmaktadır. Ajanslardan alınan haberlerin yeniden yayımı ve herhangi bir ortamda basılması, ilgili ajansların bu yöndeki politikasına bağlı olarak önceden yazılı izin gerektirir.