• Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri
Anasayfa
  • Ekonomi
  • İslam
  • İlçeler
  • Kilis Güncel
  • Analiz
  • Eğitim
  • Siyaset
  • Vefat
  • Spor
  • Bitki Rehberi
  • Güncel Haberler
  • Kültür & Sanat Teknoloji Sağlık Dünya Türkiye Videolar
  • Ara
SON DAKİKA:
09:46
Dolar - Euro - TL Kuru 8 Temmuz 2025
09:45
Altın Fiyatları 8 Temmuz 2025
Video Galeri Foto Galeri Yazarlar Üye Paneli
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
  1. Köşe Yazarları
  2. Prof. Dr. Haydar Baş
  3. Gizlemek küfrün özelliğidir
Yayınlanma: 09 Mart 2022 - 14:13

Gizlemek küfrün özelliğidir

09 Mart 2022 - 14:13
Yorumlar
TAKİP ETTAKİP ET
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
Prof. Dr. Haydar Baş
Prof. Dr. Haydar Baş

Prof. Dr. Haydar Baş'ın 21.09.2016 tarihli yayımlanan yazısıdır
Ehl-i Beyt külliyatını kaleme alırken hayatını incelediğimiz her imamın gizlendiğini okuduk. Batılın hakkı gizleme gayretinin sayısız örneğine şahit olduk.
İktidar ellerinden gitmesin diye babadan oğula geçen saltanata sahip çıkan Emeviler ve Abbasiler, hilafet hakkı olan masum imamları gizlemiş, halkın nazarında küçük düşürmeye çalışmış ve maalesef bunda da başarılı olmuşlardır.
Çok acı ama güce ve paraya iman etmiş ümmet, dünyalık değerleri hakka tercih etmiştir.
İslam tarihindeki gizleme, esasen Ehl-i Beyt'in başı Hz. Peygamber'le başlar.
Cenab-ı Hak'kın emri ile 3 yıl gizli bir şekilde süren davet döneminin ardından gelen "önce yakın akraba ve hısımlarını ahiret azabı ile korkut" emri ile açık davet devri başlamıştır.
Bu süreçte hakkı tebliğe karşılık Hz. Peygamber'in önünü kesen ilk kişiler amcaları olmuştur.
Hatta akrabaları ile ilk toplantısında Hz. Ali Efendimizi, "Benim kardeşim, vasim ve halifemdir. Onu dinleyin ve itaat edin" diyerek ilan ettiğinde, amcaları Ebu Talib'le, "Oğlunu dinlemeni ve ona itaat etmeni emretti" diyerek alay etmişlerdi.
Gizleme bazen amcası Ebu Leheb'in Allah Resulü'nün ardından giderek, "Ben O'nun amcasıyım. Muhammed sizi atalarınızın dininden döndürmek ister. Sakın O'na inanmayın" demesi gibi sözlü bir karşı çıkış ile kendini göstermiş, bazen de Ebu Cehil'in Hz. Peygamber'in sırtına bıraktığı pislikler gibi maddi taarruz ile ortaya çıkmıştır.
Velid b. Muğire gibileri O'na "Büyücüdür o, kişi ile kardeşi ve karısının arasını açıyor" diye iftira atmış; As b. Vail gibiler, Hz. Peygamber'in oğlu Kasım öldüğünde kendisine ebter (soyu kesilen) diyerek alay ettiklerini sanmışlardı.
Yüzüne kum atanlar, kem sözün, kötü bakışın O'nu tebliğ ettiği İslam'dan vazgeçireceğini umanlar, Allah Resülü'nün "Bir elime ayı, diğerine güneşi verseniz de anlattığım davadan vazgeçmem" demesiyle vücut bulan Müslüman kimliğiyle sonuna kadar mücadele etmişlerdir.
Hakka karşı batılın ilk gizlemesi ve mücadelesi, Allah Resulü'ne karşı reva görülen bu çirkin hallerdir.
Bir dava lideri artık sadece kendinden mesul değildir. Yanındakilerin uğradığı işkencelere, çilelere de tahammül etmek ve dik duruşu ile onlara örnek olmak zorundadır.
Hz. Peygamber'in hayatında her noktada bu tavrı görürüz. Masum imamlar da dedelerini örnek almıştır.
Hz. Ali Efendimiz'in Gadir-i Hum'da ilan edilen halifeliğinin gizlenmesi İslam tarihi açısından, İslam'ın çizgisini değiştiren en önemli gizlemedir.
Zira Cenab-ı Hak'kın Maide 67. ayet ile ilanını emrettiği bu halifelik eğer gerçekleşmiş olsa idi, Hz. Peygamber'den sonra vuku bulan pek çok yanlış ve sapma yaşanmayacaktı.
Hz. Hasan Efendimiz ile halifelik konusunda yarışan Muaviye, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin Efendilerimizi küçük düşürmek ve Peygamber'le olan bağlarını kesmek için, "Onlara Peygamber'in oğulları demeyin, Ali'nin oğulları deyin" diye fitne çıkardığında İmam Hasan, Muaviye'ye delil olmak üzere "Allah Resulü nefislerinden kendisi ile birlikte babamı, oğullarından benim ile kardeşimi ve kadınlarından annem Fatıma'yı bütün insanlardan ayırıp çıkardı. Biz, O'nun ailesi, eti, kanı ve nefsiyiz. Biz O'ndanız, O da bizdendir" demiştir.
Yine İmam Hüseyin, Kufe'den gelen 15 bini aşan mektuba kayıtsız kalamamış, onları kurtarmak için yola çıkmış ama Kufelilerin Yezid'e yani güce olan bağlılığı ile Yezid'in emriyle şehit edilmiştir.
İmam Zeynelabidin, imametinin başında amcası Muhammed b. Hanefiyye ile hilafet konusunda karşı karşıya gelmiş, Cenab-ı Hak'kın lütfuyla Kâbe'de bulunan Hacer-ül Esved, İmam Zeynelabidin'in imametine şahitlik eden bir konuşma yapmıştır.
İmam Muhammed Bakır dönemi 'ced'di imamların gördüğü baskıya göre daha rahat geçmişti. Bu dönemde Halife Ömer b. Abdülaziz, Fedek hurmalığını İmam Bakır'a vermiştir ancak hilafeti gaspı nedeniyle Halife Ömer öldüğünde imameti ehline vermediği için İmam Bakır onun hakkında, "Yer ehli ona ağlıyor ama gök ehli ona lanet ediyor" buyuracaktır.
Şii ve Sünni hadis külliyatının oluşumunda temel diyebileceğimiz büyük imam İmam Cafer de babası ve dedeleri gibi hilafet elimden gitmesin diyenlerin koltuk sevdası uğruna şehit edilmiştir.
Yedinci imam İmam Musa bin Cafer'in Kazım lakabı, karşılaştığı eziyetlere ve kötü muameleye rağmen 'öfkesini yutabilen' demekti. İmam Musa b. Cafer, ömrünün on yıla yakın bir zamanını hiçbir haklı gerekçe gösterilmeden atıldığı zindanda geçirmiştir.
8. imam İmam Rıza döneminde ise Memun halifelik konusunda O'nunla sinsice mücadele etmiştir.
Memun, İmam Rıza'ya, "Ben kendimi halifelikten azlederek onu sana teslim edip sonra da sana biat etmeyi düşünüyorum" diyerek oyun etmek istediğinde, İmam, "Eğer bu hilafet senin hakkınsa ve Allah-u Teala onu sana layık görmüşse, Allah'ın sana giydirdiği hilafet elbisesini çıkarıp başkasına giydirmen caiz değildir.
Ama eğer hilafet senin hakkın değilse, kendine ait olmayan bir hakkı bana verme yetkisine de sahip değilsin" şeklindeki tarihi cevabıyla imametin Ehl-i Beyt'e ait olduğunu ifade etmiştir.
9. imam İmam Muhammed Taki, 7 yaşında imamet makamı ile şereflenmiş; o da Memun'un oyunlarına kurban gitmiştir. Kaynaklarda Memun'un kızı tarafından Hicri 220 yılında henüz 25 yaşında iken zehirlenerek şehit edildiği yazar.
İmam Hasan el-Askeri, üç Abbasi halifesini görmüştür. Diğer Ehl-i Beyt imamları gibi İmam Hasan el-Askeri de halifelerin sıkı baskısı altında yaşamıştır.
Bazı rivayetlerden O'nun yaşadığı mahallede yarenleri ile serbestçe görüşmesine dahi izin verilmediği ve sevenlerinin O'nu görmek için geçiş yollarında beklediği anlaşılmaktadır.
İmam, Samarra'da yaşadığını, Pazartesi ve Perşembe günleri yönetim merkezine Daru'l Hilafe'ye bildirmek zorundaydı.
Batılın hak ile mücadelesi dün böyleydi de bugün farklı mı?
Refahın, bereketin, işin, aşın çözümünü sunup, ey millet gelin her badireyi aşacak projeleri hayata geçirelim diyoruz.
Hem millet hem siyaset bir olup önümüzü kesiyorlar.
30 bin sayfalık dava dosyaları ile üstümüze gelen FETÖ'ye karşı mücadelemiz gizlenmedi mi?
Şu iyi bilinmeli ki, biz gizlendikçe hak gizleniyor.
Biz gizlendikçe birlik gizleniyor.
Biz gizlendikçe millet gizleniyor.
Biz gizlendikçe bereket gizleniyor.
Biz gizlendikçe ülkeyi kalkındırmak gizleniyor.
Oysa Cenab-ı Hak, Bakara suresinin 42. ayetinde, "Hakkı batıl ile örtmeyin ve hakkı gizlemeyin" diye emreder.
Ne diyelim, Allah hidayet versin.
 

Bu yazı 678 defa okunmuştur.
  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • Büyük oyun -1 - 08 Temmuz 2025
  • Kerbela'yı anlamak ve anmak - 07 Temmuz 2025
  • Şehitlerin efendisi İmam Hüseyin - 06 Temmuz 2025
  • İmam Hüseyin ve Kerbela vahşeti - 05 Temmuz 2025
  • İmam Hüseyin kimdir? - 04 Temmuz 2025
  • İftira, iftira yine iftira - 03 Temmuz 2025
  • Hüseyni mantığı kavrayabilmek - 02 Temmuz 2025
  • Bir varmış, bir yokmuş... - 01 Temmuz 2025
  • Atatürk'e sahip çıkmak - 30 Haziran 2025
  • Ayağa kalk Türkiye - 29 Haziran 2025
  • Şark Projesi'ni unutmayalım - 28 Haziran 2025
  • Terör meselesinin halli - 27 Haziran 2025
  • Tek çare - 26 Haziran 2025
  • Tarım kesimi iyi dinlesin - 25 Haziran 2025
  • Yine aynı iftira - 23 Haziran 2025
  • Anayasamıza ve AB'ye aykırı gidişat - 22 Haziran 2025
  • Hangi şartsız zafer? - 21 Haziran 2025
  • Kendimizi kandırmayalım - 20 Haziran 2025
  • Aklı olan - 19 Haziran 2025
  • Atatürk'ün hilafet hakkındaki görüşleri - 18 Haziran 2025
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 99
Köşe Yazarları
Ah !! O eski Kilis Konakları 
Güner Özbalcı
Ah !! O eski Kilis Konakları 
Mehmet Beşe
Mehmet Beşe
DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE GIDA SEKTÖRÜ
Doğruları söylemek… / Taner Tümerdirim
Misafir Kalem
Doğruları söylemek… / Taner Tümerdirim
Prof. Dr. Erdoğan Taşkın
Prof. Dr. Erdoğan Taşkın
Mühim Mevzu Marifetli Matris
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi
Emekliler Baş Tacıdır, Hakkı Teslim Edilmeli!
Alaaddin Özkar
Alaaddin Özkar
Bugün 10 Muharrem, Gelin Bugün Ağlayalım.
Mustafa Çobanoğlu
Mustafa Çobanoğlu
Fatıma Ana Ve Gerdanlığı
Prof. Dr. Haydar Baş
Prof. Dr. Haydar Baş
Büyük oyun -1
Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -9-
Uğur Kepekçi
Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -9-
Çok Okunan Haberler
Kürecik’ten İran’a: “Radarlar Kimi Gözetliyor?” sorusu artık ertelenemez!
Kürecik’ten İran’a: “Radarlar Kimi Gözetliyor?” sorusu artık...
"İsrail'in elinde 90- 100 tane nükleer silah var"
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş’tan Talat Paşa çıkışı
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş’tan Talat Paşa çıkışı
Ana Sayfa
Ekonomi
İslam
İlçeler
Kilis Güncel
Analiz
Eğitim
Siyaset
Vefat
Spor
Bitki Rehberi
Güncel Haberler
Kültür & Sanat
Teknoloji
Sağlık
Dünya
Türkiye
Videolar
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Video Galeri
Biyografiler
Vefatlar
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Anketler
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • Analiz
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • İlçeler
  • İslam
  • Kilis Güncel
  • Kültür & Sanat
  • Sağlık
  • Siyaset
  • Spor
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Biyografiler
  • Vefatlar
  • Üye Paneli
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Anketler
  • Hava Durumu
  • Gazete Manşetleri
  • Nöbetci Eczaneler
  • Namaz Vakitleri

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

kilispostasi.com Haber Portalı 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na %100 uygun olarak yayınlanmaktadır. Ajanslardan alınan haberlerin yeniden yayımı ve herhangi bir ortamda basılması, ilgili ajansların bu yöndeki politikasına bağlı olarak önceden yazılı izin gerektirir.