Bağımsız Türkiye Partisi Gençlik Kollarının, ülke çapında düzenlediği
gençlik kamplarından biride, Trabzon Kayabaşı yaylasında 500 gencimizin
katılımıyla gerçekleşti. Kamp, 24 temmuz Pazar günü coşkulu ve duygu dolu
bir törenle sona erdi.
Pırıl pırıl gençlerimize çeşitli sportif faaliyetlerde kazandıkları
ödülleri takdim edildi
BTP genel başkan yardımcısı Ali Gedik bey eğitimde milliliğin esaslarına,
BTP gençlik kamplarında geleceğimizin sahiplerinin sağlam ellerde
yetiştirildiğine değindiler.
BTP Erzurum İl başkanı Aziz Karaca "Nene Hatun diyarı , dadaşların diyarı
Erzurum'dan selam getirdim" Hitabıyla konuşmasına başladı. Genç neslin
mutlaka milli ve manevi duygularla yetiştirilmesi gerektiğini; Nene Hatunun
verdiği vatan mücadelesini duygulu bir şekilde anlattı.Yapılan konuşmalarla
adeta bir duygu seli yaşandı.
Son konuşmayı ikinci kuva-i milliye hareketinin ve Bağımsız Türkiye
Partisinin lideri Prof. Dr. Haydar Baş yaptılar.
Yapılan konuşma aslında " Ulusa Sesleniş" niteliği taşımaktaydı. Sayın
Haydar Baş'ın konuşmalarından birkaç not düşelim:
"24 temmuz Lozan'nın 82. yıldönümü kutlu olsun."
"82 yıl önce Lozan'daki sınırlarımızı kabul etmeyenler, bu konuda hala
fikirlerini sürdürmekle kalmayıp; maalesef bugün sınır komşumuz
olmuşlardır."
" Topraklarımızda gözü olan misyonerler, önceleri dışarıdan
gelirdi.Şimdilerde ise bunu içimizden birlerine yaptırmaktadırlar. Bu
çalışmalar Dinlerarası Diyaloğ çalışmalarıdır.
Katolik inancının kitabı olan Katişizmde Dinlerarası Diyaloğun
Hıristiyanlaştırma faaliyeti olduğu yazılıdır."
"Dinlerarası Diyaloğun amacı önce bölmek, sonra Hıristiyan yapmaktır."
" Batının şark planının şimdiki adı Dinlerarası Diyaloğdur."
" Halk arasında yaymaya çalıştıkları batıl bir anlayış vardır.Neymiş
efendim: Çocuklarımız ateist olacağına Hıristiyan olsunmuş. Bu çok
yanlıştır. Çünkü :KÜFÜR TEK MİLLETTİR. Halbuki batı, evlatlarımız Müslüman
olacağına; ateist olsun tercihinden yanadır."
"BOP la( Büyük Ortadoğu Projesi) Dinlerarası Diyaloğun çok sıkı bağı vardır.
Bu faaliyetlerle Müslüman halkın içi boşaltılacak, işgal gerçekleştiğinde
karşı koyacak gücü bulamayacaktır. Diyaloğa evet diyen iktidar sahipleri
böylece işgalin taşeronluğunu da yapmaktadırlar."
" İktidar sahipleri bir gün; bir Molla Kasımın çıkıp hesap soracağını
unutmuştur.Amma Molla Kasım çıkacak ve de hesap soracaktır."
Dinleyiciler kapkara ülke manzarası karşısında bir an bile yılgınlık ve de
ümitsizliğe kapılmadan konuşmaları can kulağı ile dinlemeye devam ettiler.
Biliyorlardı ki Prof. Dr. Haydar Baş bir felaket tellalı değildir. O,
insanları bulundukları rehavetten uyarmak adına; göremedikleri tehlikeleri
milletine anlatır. Sonunda da kurtuluş reçetesini sunar. Yani O,
sahiplendiği hiçbir meseleyi çözümsüz ve de ortalıkta bırakmaz. Milletimiz
Onun bu özelliğini bildiği için, baştan sona konuşmalarını ilgi ile takip
eder; umutları yeşermiş olarak oradan ayrılır.
Dinleyenler yanılmadılar. Milli ekonomi modeli ve sosyal devlet projesinden
örneklerle ihya oldular. Haydar Baş bey, yakında milli ekonomi modeli
kitabının kamuoyunun dikkatine sunulacağı müjdesiyle, konuşmalarını bitirdi
ve huzurdan ayrıldılar. Millet, lideriyle buluşmanın ve Onu dinlemenin
keyfiyle; mutlu tebessümlerle, yayladan ayrıldılar.