Milli Ekonomi Modeline göre paranın 4 temel özelliği vardır.
1- PARANIN TAHRİK UNSURU OLMASI :
Modelimizde para, emeği tahrik ederek mal ve hizmet üretimini sağlayan bir araçtır.
Yani para, diğer iktisat ekollerinin iddia ettiği gibi ekonomiler üzerinde etkisiz eleman değildir. Bilakis, işlemci olarak, üretim ve tüketimle ilgili niyetlerin açığa ve ortaya çıkmasına vesile olmaktadır. Bu özellik yalnızca Milli Ekonomi Modeli ile iktisat literatürüne girmiştir.
2- EMEĞİN VE ÜRETİMİN KARŞILIĞI OLMASI :
Günlük hayatta para olmadığında gıda, giyim, barınma, güvenlik gibi temel ihtiyaçlar karşılanamayacağı gibi; yeraltı ve yerüstü kaynaklarını çıkaracak emek de devreye konamaz.
Para, harekete geçirdiği emeğin ürettiği mal ve hizmetin karşılığıdır. Üretimi devreye koyacak paranın başlangıçta karşılığı olmayabilir. Ama üretimle beraber para, kendi karşılığını hatta daha fazlasını oluşturma kabiliyetindedir. Zati değeri olmayan paranın maliyeti, üretim faktörlerini devreye koyarak elde edilecek mal ve hizmetin değerinden çok daha az olacaktır.
Paranın bu vasfı da yalnızca Milli Ekonomi Modeli ile ortaya çıkmıştır.
Milli Ekonomi anlayışında piyasalarda dolaşan para maliyetsiz olduğu için, emeği tahrik edecek ve üretim faktörlerini devreye koyacak para da maliyetsizdir. Başlangıçta zati değeri olmayan para, emeği tahrik etmek ve devreye koymak suretiyle, mal ve hizmet üretimini sağlayarak kendine karşılık bulur.
Emeğin ve üretimin karşılığı olarak devreye girecek olan para, atıl duran insanların emeğini harekete geçirir. Nitekim mesela, yol yapımı için gerekli olan malzemeler dağlardan temin edilerek, yollar insanların hizmetine sunulabilir. Bu sayede hem insanların emeği değerlendirilecek, hem de yol yapılarak ekonomik bir değer oluşturulacaktır.
3- PARANIN DEĞİŞİM (MÜBADELE) ARACI OLMASI:
Piyasada bulunan her türlü mal ve hizmet, para ödenerek satın alınır. Bu, paranın mübadele özelliğidir. Değişimin tam olarak yapılabilmesi için piyasada yeterli miktarda paranın bulunması gerekmektedir.
Liberal ekonomilerde tedavüldeki bu para maliyetlidir. Maliyetli para üretimde kısıntıya neden olur. Talep daralması da görülür.
Liberal anlayışta temel yöntem olan paranın faizle piyasadan çekilmesi, mübadelenin sağlıklı yapılmasını engeller. Paraya olan ihtiyacın emisyonla piyasalara iadesi engellenerek piyasalara para satanların önü açılmış olur. Neticede toplum, tüketim kabiliyetini kaybeder ve en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz olur.
Artan dünya nüfusunun tüketim yapamaması, üretim miktarının yetersizliğinden değil, insanların o tüketimi yapacak paradan mahrum olmalarından kaynaklanmaktadır.
Ekonomi Modelinde mübadele için piyasada olması gereken para maliyetsizdir. Bu sayede paranın piyasalarda dönmesi, serbestçe dolaşımı, reel ekonomiye katkısı sağlanmaktadır. Mübadelenin yaygın şekilde yapılmasını sağlayan Milli Ekonomi Modeli, üretilen mal ve hizmetin değerinde mübadele yapılabilmesi için arz ve talebin dengede olmasını şart koşar.
Milli Ekonomi Modelinde denge, belirli bir matematik ölçüsü içerisinde, arz ve talebin bazen ayrı ayrı, bazen de aynı anda emisyonla desteklenmesiyle sağlanır. Bu yaklaşım ileride ele alacağımız sürekli büyümenin de formülüdür.
(devam edecek)
UĞUR KEPEKÇİ