Gerçek gündemin takipçisi, doğru haberin öncüsü, yeni mesaj gazetesinde çıkan bir haber, Kıbrısla ilgili gerçeklerin birileri tarafından geçte olsa anlaşıldığını gösteriyor.
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, AB Daimi Temsilciler Komitesine (COREPER) sunulan taslak metnin, Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünü, adanın bölünmesini sürekli kılan ve Kıbrıs sorununun zeminini değiştiren bir taslak olduğunu ifade ederek, Rum tarafının gayretiyle Kıbrıs sorunu tamamen başka bir mecraya doğru çekilmektedir ve AB eliyle Kıbrıs sorunu çözümsüzlüğe itilmektedir dedi.
Denktaş ve Onun gibi düşünen insanları çözümsüzlükle suçlayan kendileri değimliydi? AB çözümün adresidir diyen, Kıbrıs halkını yılların dava savunucusu, Kıbrıs sevdalısı Sayın Denktaşa karşı cephede yer almaya zorlayan kendileri değimliydi? Sayın Denktaş feryat ederken eyvah Kıbrıs elden gidecek, yanlış yapıyorsunuz Annan planına hayır deyin, bu bir tuzaktır dediği zaman, bizim Başbakanımız bile Onu suçlamıştı.
Denktaş, engin devlet tecrübesi olan büyük bir devlet adamıydı. AB süreciyle sağlanmaya çalışılan suni gündemin asıl gayesinin Kıbrıs Türkünün adadaki varlığını yok etmek olduğunu defalarca dile getirmesi, Onun ileri görüşlülüğünden kaynaklanmaktaydı.
Kıbrıs Cumhurbaşkanı, Mehmet Ali Talat, Rumların AB ile birlikte hazırladıkları tuzaklara, Kıbrıslıların düşürülmesinde sanki payları yokmuş gibi, pişkin pişkin AB eliyle Kıbrıs sorunu çözümsüzlüğe itilmektedir diyebilmektedir. Sakın böyle bir ifadeyi bir daha kullanmayın Sayın Talat, ABli dostlarınız ne der sonra
Hele biraz daha zaman geçsin, AB sevdası uğruna yeni tavizler istendiğinde, verilecek her tavizle gelinecek noktanın hayali bile pek hoş olmasa gerektir.
Kıbrıs için milli mücadele verenler, AB sürecinin ne Kıbrısa, ne de Türkiyeye bir fayda sağlamayacağını söylediklerinde, çözümsüzlüğü savunmakla suçlanmışlardı.
Aslında Kıbrısta sorun falan yoktu. Yılardır iki toplum kavgasız dövüşsüz yaşıyordu. Sayın Denktaşın yılarca verdiği ferasetli mücadeleyi, AB sevdası uğruna bir anda silip atanlar, sadece vicdanlarında değil, tarih huzurunda da hesap vereceklerdir. Devletlerin bekasını sağlamak kolay bir iş değildir. Yanılmışız demekle devletler kaybettiklerini geri alamazlar. Kıbrısı ve Kıbrıslıyı daha çok kötü günler beklemektedir.
ÇARŞAMBANIN GELİŞİ, PERŞEMBEDEN BELLİ OLURMUŞ
Geçtiğimiz günlerde Ülkemize gelen Denktaş, gazetecilere yaptığı açıklamalarda; Rumların Güney'deki Türk şehitliklerini yerle bir ettiğini, camileri yıktığını açıklamıştı. Asıl çözümün de nasıl olacağını kesin olarak beyan etmişti:
Kıbrıs sorunu, herkesi yakından ilgilendiren milli davadır. Kıbrıs'ta iki devlet vardır. Meselenin çözümü, bunun kabulüne bağlıdır.
AB sürecine girildiğinden bu yana Kıbrısta pekte hayırlı bir gelişme olmamıştır.
ZARARIN NERESİNDEN DÖNÜLSE KÂRDIR.
Gelinen noktaya baktığımız zaman; Denktaşın haklılığı açıkça ortaya çıkmıştır.
Yapılacak en akıllıca iş; Kıbrıs için bir tarih abidesi olan, Sayın Denktaştan en verimli şekilde istifade etmektir. Sadece Kıbrıslıların değil, Türkiyenin bile bu konuda tekrar Denktaşın fikirlerine müracaat etmesi, Ülkelerimizin geleceği açısından çok önemlidir. Çünkü olaylar ve geçen zaman Onu haklı çıkarmıştır.
UĞUR KEPEKÇİ