Yüce Allah'ın gerek kutsal kitaplarıyla gerek peygamberleriyle haber verdiği tevhit inancında en temel konulardan biri imtihandır.
Aslında yaratılış gayesinin temelinde de ruh, akıl ve nefisle donatılmış insanoğlunun kendisine verilen görevleri yerine getirip getirmediği konusunda imtihan edileceği haber verilmiştir.
Öncelikle insanın yaratılış gayesinden başlayarak imtihan sürecini anlamaya ve izah etmeye çalışalım müsaadenizle…
İnsanın yaratılış serüveni yüce Allah'ın insanı yaratmaya karar vermesiyle başlamıştır. Bu sürecin nasıl başladığı bir hadisi kutside "Ben gizli bir hazine idim, kâinatı beni tanımaları için yarattım" ifadesiyle bizlere haber verilmiştir.
Yaratmaya muktedir olan yüce Allah, Kur'an'da bu süreci şöyle haber veriyor:
"Hatırla ki Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım, dedi. Onlar: Bizler hamdinle seni tesbih ve seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun? dediler. Allah da onlara 'Sizin bilemeyeceğinizi herhalde ben bilirim', dedi." (Bakara/30)
"Allah Adem'e bütün isimleri, öğretti. Sonra onları önce meleklere arz edip: Eğer siz sözünüzde sadık iseniz, şunların isimlerini bana bildirin, dedi." (Bakara/31)
"Melekler: Ya Rab! Seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz, senin bize öğrettiklerinden başka bizim bilgimiz yoktur. Şüphesiz alim ve hakim olan ancak sensin, dediler." (Bakara/32)
İnsanı yaratmaya karar veren yüce Allah, yarattığı insan ve cinleri başıboş bırakmayacağını, onlardan ne istediğini de yine başka bir ayeti kerimede haber vermiştir:
"Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım." (Zariyat suresi/56)
Kulluk şuurunun oluşması için başta insanoğlunun kendisine kitap ve peygamberle sınırları çizilmiş esaslara inanması gerekmektedir. Tevhit inancının esası inanmakla başlamaktadır.
Daha sonra neye ve nasıl inanacağı da yine ilahi buyruklarla haber verilir.
İhlas suresinde yaratıcı olan Allah'a nasıl iman edileceği de şöyle haber verilmiştir: "De ki: O, Allah birdir. Allah Samed'dir. O, doğurmamış ve doğmamıştır. Onun hiçbir dengi yoktur." (İhlas/1-4)
İman bir iddia olduğu için insanın iman etmekteki kararlılığının imtihanı, iman ettim dedikten sonra başlamaktadır.
"İnsanlar, denenip imtihan edilmeden, sadece 'İman ettik' demekle bırakılacaklarını mı sanıyorlar?" (Ankebut/2)
Bu imtihanın bir döneme ait olmadığının ve hatta kıyamete kadar devam edecek dünya serüvenine dahil olan bütün insanları kapsayacağına dair bilgi de hemen yukarıdaki ayetin peşinde haber verilmiştir:
"Andolsun ki, biz onlardan öncekileri de imtihandan geçirmişizdir. Elbette Allah, doğruları ortaya çıkaracak, yalancıları da mutlaka ortaya koyacaktır." (Ankebut/3)
Kötülük yapanların, yaptıklarından Allah'ın haberdar olunduğu da hemen peşindeki ayetle haber verilmektedir.
"Yoksa kötülükleri yapanlar bizden kaçabileceklerini mi sandılar? Ne kadar kötü (ne yanlış) hüküm veriyorlar!" (Ankebut/4)
Kulluk imtihanının çeşitlilik içereceği de Kur'an'da haber verilmiştir.
"Andolsun ki sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz. (Ey Peygamber) Sabredenleri müjdele." (Bakara/155)
İmtihanın şekli, konumu ve şiddeti ne olursa olsun yüce Allah'ın kullarından sabır göstermelerini istediği de yine ayeti kerime ile haber veriliyor:
"O sabredenler, kendilerine bir belâ geldiği zaman: Biz Allah'ın kullarıyız ve biz O'na döneceğiz, derler." (Bakara/156).
Ve sonunda iman edip güzel amellerle kulluk imtihanından zaferle çıkacakların, bağışlanarak rahmetle mükafatlanacağı da haber verilmiştir:
"İşte Rablerinden bağışlamalar ve rahmet hep onlaradır. Ve doğru yolu bulanlar da onlardır." (Bakara/157).
Kulluk yolunda iman imtihanını başarıyla tamamlayıp Allah'ın rızasına erenlerden olmayı murat ederiz.