Hazreti Ali Efendimiz günün birinde;
-Allahım beni Senden başkasına muhtaç etme şeklinde dua etmişti. Sevgili Peygamberimiz:
-Ya Ali sen ölmek mi istiyorsun? diyerek müdahalede bulunur. Sonra da;
-İnsanlar birbirlerine muhtaç yaratılmıştır. Allahım beni namerde muhtaç etme şeklinde dua etmen daha doğrudur diye nasihatte bulunmuştur. Demek ki insanoğlu mutlaka diğer insanlarla birlikte yaşayacak ancak birlikte yaşayacağı, özel manada arkadaşlık yapabileceği kişileri iyi seçmek zorundadır.
İnsanların ilişkilerini sınıflandırmak istersek, üç grupta toplayabiliriz. Bunlar; İnsan-i ilişkiler, iman-i ilişkiler, ihvan-i ilişkilerdir. Konumuzu biraz açacak olursak.
İnsan-i ilişkiler; İnsanların hayatiyetini sürdürmek için dünya işlerinde, yapmak zorunda oldukları işleri vardır. Bunlar maddi varlıklarını sürdürmek için oluşan; ticari ilişkiler, komşuluk ilişkileri, devletler ve milletler arası ilişkilerdir. İnsan olan ve konusunun uzmanı olan her dil,ırk ve dinden kişiler bu ilişki kapsamındadır.
İman-i ilişkiler; Sosyal yaşantının özele dönüşmeye başladığı, ilişkilerin daha mahreme doğru yol aldığı kısımdaki ilişkilerdir. Buradaki ilişkiler, dinin esasları üzerine bina edilir ve başka dinden olanların bu ilişkide yeri yoktur. Ancak başka dinden olanlara kendi dininin öğretilerini(emir ve yasaklarını) sunmak için tebliğ, irşat ve nasihat bağlamında oluşacak ilişkilere müsaade vardır.
İhvan-i ilişkiler; İhvan sözlük manası itibariyle, kardeş demektir.
Arkadaşlığın zirve hâli; birbirinde yok olma noktasıdır. Arkadaşının çıkarını kendi çıkarından üstün gördüğü hâldir.
İnandıkları-inanmadıkları, sevdikleri-sevmedikleri, özelde sırların dahil her şeyin rahatlıkla paylaşılabildiği noktadır burası
İnsanın yaşamı süresince hayatın çilesini, keder ve neşesini birlikte paylaştıkları oranda güçlendiği bu ilişki, sağlam temeller üzerine oturduğu taktirde, bu dostluğun uzantısı ahiret yurdunda bile devam edecektir.
Sahabe efendilerimizden biri, ölünce peygamberimizden ayrı düşeceği aklına geldiği zaman çok ağlıyordu. Onu teskin etmek için yüce Peygamberimiz;kişi sevdiği ile beraberdir buyurmakla, birbirini sevenlerin öldükten sonra da ahiret yurdunda birlikte olacaklarının haberini vermiştir.
Dostluklar madem ki daimi kalacak o zaman dostumuzu gayet güzel bir şekilde seçmemiz gerekmektedir. Dostluktaki sevgi sıradanlıktan çıkmakta, birbirinin hali, birbirini etkilemektedir. Dostlar farkında olsun yada olmasın;huyları, davranışları, zevkleri, tercihleri ve inançları birbirlerine benzemeye başlamaktadır.
Sadi Şirazi Hazretleri dostların birbirlerini etkileme hâlini Gülistanında şöyle izah eder;
Bir gün hamama gittim, temizlenmek için bir miktar kil aldım. Baktım ki o kil diğerlerinden farklı olarak mis gibi gül kokuyordu. Kile lisan-ı hâl ile sordum; ey kil nedir bu halin. Kil cevap verdi ben bir gül ağacına arkadaşlık ettim. Koku bana ondan geçti. Yoksa ben sade bir toprağım, koku onun kokusudur dedi
Alemlere Rahmet Hazreti Muhammed(sav) Efendimizin sözü ile yazımızı bitirelim ki Onun şefaatinden ve dostluğundan pay sahibi olalım: "Kişi arkadaşının dini üzeredir. O halde herkes kiminle arkadaşlık yaptığına baksın." (Ebu Davud, Tirmizi)
UĞUR KEPEKÇİ