23 Nisan 2003 tarihli kararnamenin süresini bir yıl uzatan yeni kararname Bakanlar kurulu kararından sonra Cumhurbaşlanlığı nın onayı ile hayatiyet buldu.
Dünya ahiret müttefikimiz ABD böylece önemli bir muradına daha ermiş oldu!...
Başka emri varsa buyursun hazır böyle candan dostları bulmuşken!...
İncirlik kararnamesinin basına yansıyan bazı maddelerine göz atalım dilerseniz:
-İncirlik üssü , Irak ve Afganistandaki birliklerin rotasyonu için çift taraflı olarak kullanılabilecek.
-Askerlerin üzerinde sadece standart teçhizatları olan piyade tüfeği bulunabilecek.
-Askerler incirlikte uzun süreli konaklayamayacak.
-Askerler incirlikte kaldığı sürece üs dışına çıkamayacak.
-Kararname çerçevesinde incirlik üssü dışında İskenderun limanından sadece insani amaçlı malzeme naklinde kullanılabilecek.Uçakla getirilmesi mümkün olmayan hacimdeki malzemenin İskenderun limanına getirildikten sonra İncirlike kara yolu ile taşınabileceği öğrenildi.:
Abdullah Gülün açıklamasına göre kararname :Washington un lojistik merkez talebini karşılayacağını , şu anda Irak ve Afganistana yapılan yardımların biraz daha organize şekilde yapılabileceğini sağlayacakmış.
Kararnamenin en ilginç tarafı Resmi gazetede yayımlanmayacak olmasıdır.
Devlet sırrı olarak saklanan kararname bu haliyle içi boş görünmektedir.
Şahsen ben İncirlik kararnamesine çokta iyimser bir bakışla bakmıyorum.Müttefikimiz olduğu dillerden düşürülmeyen ABD ile ilişkilerimiz hiçbir zaman mütakabiliyet (karşılıklı durum) esasına dayalı cereyan etmemiştir.Her zaman sadece Onun çıkarları söz konusu olmuştur.Tezkere hadisesinde ABD kanunla yaptıramadığını uyutma ve avutma mantığıyla iktidarımızla kol kola istediğini yaptırmıştır.Techizatları karadan ,askerleri havadan geçirerek istediğini elde etmişti.Hem de insani amaçlar gerekçe gösterilerek.Yani ABD ve müttefiklerinin rahatını temin , Iraklının vatanını,namusunu talana yönelik insani amaçlı uçuşlar ve geçişler.!?
Iraka demokrasi ve insan hakları getirme adına ABD ile kol kola hareket eden bir iktidardan İncirlik kararnamesindeki tuzakları görmesini beklemek fazlaca iyimserlik olur kanaatindeyim.Paul Wolfowiztin sözleri hafızalardan silinmiş değil.Erdoğan ve Gül ile görüştükten sonra, bir kez daha gördüm ki hükümetinizin TÜRKİYE - ABD ittifakı bu ittifaka taahhüt ve bizimle birlikte olma konusunda en ufak bir tereddüdü yok.Savaşa yönelik somut adımlar atma konusunda da tam bir mütabakat olduğunu gördük.Sayın Erdoğan savaş konusunda bizi cesaretlendirmişlerdir.
Hukuki bir zemin olmadan böyle fecaatler yaşanmışken hukuki zemin oluştuktan sonra çok daha vahim olaylarla karşılaşılmayacağını kim garanti edebilir.
BTP Genel Başkanı Prof Haydar Baş İncirlik konusunda da uyarıyor.Hem de sağır kulaklar duysun diye miting meydanlarından: Birinci dünya savaşına bizi oyunlarla sokanlar bu seferde İncirliki kullanarak İranla savaşa sürükleyebilirler
Şahısların hataları şahısların helakine , yönetenlerin hataları bir milletin yada devletin helakine sebep olabilir.Tarihimiz bunun örnekleriyle doludur.On yedi devlet kurduğumuzla övünürken on altı devletide koruyamadığımızı unutmayalım..Devlet yönetimi basiret ve feraset isteyen bir görevdir.Başka Türkiye yok.