Yüce Allah?ın taktiri içerisinde var olan, belli bir düzen içerisinde seyreden, bazen beklenen sıraları bozan, bazen hiç arzulanmayan, bazen beklenen ve aranan şey; ölümdür. Kim ne derse desin ölümün yüzü soğuktur. Soğukluk, ayrılıktandır besbelli?
Çünkü giden gelmiyor, bir haber bile vermiyor.
Belki de bir haber, birden fazla mesaj veriyor ama bizler duymuyor, bizler anlayamıyoruz?
Dünyada her gün binlerce insan doğuyor, binlercesi ölüyor. Bazen tabii afetlerde, onlarca yüzlerce binlerce kişi bir anda ölüyor. Eğer ölenler arsında tanıdık bildik birileri yoksa, ölüm sıradan bir olaymış gibi geliyor insana...
Ancak, eğer tanıdık bildik bir sima, bir dost, bir arkadaş, bir yar, bir yaren olunca ölen; o zaman ateşin düştüğü gibi yakıyor insanı?
Gönlüme ateşin düştüğü bir anda bu satırları yazmaya çalışıyorum. Çünkü yakın bir arkadaşımı, yakın bir dostumu, ta çocukluktan bu yana tanıdığım, beraber okuduğum, 25 yıl aynı işyerinde beraber çalıştığım, emekli olduktan sonra da birlikte oturup sohbet ettiğim, cennet bahçeleri hükmünde olan zikir meclislerinde ara sıra da olsa birlikte olduğum, dürüst ve samimiyetine kefil olabileceğim bir dostumu Akif Pekmez?i kaybettim.
Yaklaşık bir yıl önce yakalandığı amansız hastalıktan ha kurtuldu, ha kurtulacak umudu ile beklerken, yapılan ilik nakli son anda tutmadı ve yavaş yavaş ölüme doğru gitti.
Son günlerinde hastanede yaptığım ziyarette kendi ellerimle Hac dan getirdiğim zemzemi yudum yudum içirdim. Sonra da ona nasihatte bulundum. Dedim ki; ?Akif, kimin kimden önce öleceğini Allah bilir ancak şu anda sen biraz daha yakın görünüyorsun. Sana birkaç tavsiyem olacak; sakın ola dilini Allah?ın zikrinden, Gönlünü Allah?ın sevgisinden rahmetinden eksik bırakma, sakın korkma! Ölüm meleği sana geldiğinde eğer zikir ve tefekkür üzere olursan, sana iyi muamele yapar. Hem sen amansız bir hastalığa yakalandın. Eğer sabır ve şükür etmeye son nefese kadar devam edersen, Şehit olursun. Çünkü Peygamberimiz, amansız hastalığa yakalananlar ölünce şehitlerle haşir olur. Buyurmuştur? deyince?
Açmakta zorlandığı gözlerini açtı ve ?sahi mi? Öyleyse artık korkmam? dedi?
Ve gözleri ışıl ışıl parlarken derinden ?Allah? diye seslendi.
Helalleştik, alnından öptüm ve ?merak etme, seni dualarımızdan eksik etmeyeceğiz? dedim ve ayrıldım. Birkaç gün sonra durumu daha da ağırlaştı, yoğun bakıma kaldırıldı. Son deminde gözlerini açıp, şahadet ve tekbirlerle ruhunu Yaratanına teslim ettiğini duydum. Nasipse vasiyeti gereği kendisinin defin işlerini ben yürüteceğim ve dostumu ebediyete yolcu edeceğim.
Kim bilir ne zaman, nerede görüşmek nasip olur. İnşallah cennet ve Cemalullahta dostlarla, dostların yanında buluşuruz.
Mekanın cennet olsun Akif kardeşim?
UĞUR KEPEKÇİ