İcmal Dergisi yazarlarından bir Celal MISIR hocamız vardı. Rahmetli bir yazısında şunları söylemişti ? toplum üç sınıfa ayrılır 1 ? Ulema (âlimler), 2-Ümera (idareciler), 3 Fukara (halk). Ulemaya fesat girerse ölçü ortadan kalkar, ümeraya fesat girerse adalet ortadan kalkar, fukaraya da fesat girerse ahlak ortadan kalkar.?
Ulemaya (âlime) fesat girdi ölçü ortadan kalktı hakka batıl batıla hak, harama helal helale haram, kâfire mümin mümine kâfir, karaya ak aka kara denilmeye başlandı. Örneğin, ?eğer faiz oranı enflasyonun üzerinde olursa haram enflasyon düzeyinde veya altında olursa helaldir? diyen bazı âlimler var. Oysa oranı ne olursa olsun faiz haramdır, necasetin azı çoğu olmaz azıda pistir çoğu da pistir.
Yine Dinlerarası Diyalog çerçevesinde üç dinde haktır diyerek Yahudi ve Hıristiyanların da hak üzere olduğunun, kurtulup cennete gireceğinin? bazı hoca efendiler hacı efendiler tarafından söylenmesi gibi. Oysa Allah Kuranın Maide suresinde Yahudi ve Hıristiyanların kâfir olduklarını, kâfirlerinse cehennem azabıyla cezalandırılacaklarını ve orada temelli kalacaklarını beyan etmektedir.
Yine Maide suresinde Yahudi ve Hıristiyanların birbirlerinin dostu olduğu bildirildiği halde Yahudi ve Hıristiyan?ları kendilerine dost edinip Avrupa birliğine girmek isteyen siyasilerin istikametlerinin hak üzere olduğunu söyleyen ?âlimlere (hoca efendilere, hacı efendilere)? de fesat girmiştir.
Ümeraya (idareciye) da fesat girmiş, adalet ortadan kalkmış hak haklının değil hak kuvvetlinin olmuştur. Adaletin tanımını daha öncede bildirmiştik. Neydi? Adalet haklıya hakkını vermek haksıza da haddini bildirmektir. Şimdi ülkemizde hak haklının mı yoksa kuvvetlinin mi?
Bir defa ülke kaynaklarının özelleştirilmesi yetmiş üç milyon insanımızın hakkının gasp edilerek yabancı sermayeye ve yandaş kuruluşlara peşkeş çekilmesidir, bu ise kul hakkının gasp edilmesidir. Bunun neticesinde bir kişiye 90 yumurta beklide daha fazla, 90 kişiye de bir yumurta taksim edilmektedir, bu nasıl hak, bu nasıl adalet.
Polis sınavlarındaki, KPSS sınavındaki kopya skandalları ve son YGS sınavındaki şifreleme skandalları ile gündeme gelen şaibelerde bazı yerlere ayrıcalık tanınarak, çalışan öğrencilerin hakkını gasp etmek adaletle bağdaşır mı?
Yoksulluk sınırının 2940 TL açlık sınırının 1117 TL olduğu ülkemizde asgari ücretin 629 TL olması hangi hakla hangi adaletle izah edilebilir. Adını ne koyarsanız koyun ister adalet ister kalkınma isterse başka bir şey fark etmez bir defa içinize fesat girdimi artık sizde adalet olmaz. Beklide adaleti ortadan kaldırtmak için adını adalet koymuşlardır.
Fukaraya (halk) da fesat girmiş ve ahlak ortadan kalkmıştır. Ahlaktan maksat güzel ahlak, ortadan kalkan ise güzel ahlaktır. Peki, kötü ahlak nedir diye soracak olursak şunları söyleyebiliriz, kin, nefret, haset, riya, kibir, gıybet, koğuculuk, ucup, şehvet, dünya sevgisi, mal makam sevgisi gibi duygular kötü ahlaka ait hasletlerdir. Bizde, ahlaksız insan denildiği zaman hep şehveti arzularının esiri olan insan olarak algılanır, oysa az önce saydığımız bütün kötü hasletlere sahip olan insanlara da ahlaksız insan denilir.
Televizyonlarda gazetelerde gün geçmiyor ki gasp, cinayet, hırsızlık, soygun, tecavüz, cinnet, kavga, kundaklama, fuhuş içki, kumar gibi kötü ahlakın neticesi olan ve Türk milletinin örfüne, kültürüne, geleneğine, inancına ters haberler olmasın. Bütün bu nahoş olaylar kötü ahlaka ait hasletlerin, insanımızı esareti altına almasının sonucunda oluşmaktadır.
Halkımıza fesat girmiş ve genelde insanımız nefsinin ve şehveti arzularının esiri olmuştur. Şunu unutmayalım ki biz böyle değildik tarihte bu milletin âlimi, idarecisi ve halkı medeniyetin öncüsü olmuş dünya ya adaletle hükmederek huzuru ve güveni getirmiştir. Bize ne oldu, bizi kimler bu hale getirdi, biz bu hallere düşecek adam mıydık.
Mehmet İNEKÇİOĞLU
[email protected]