Tembel öğrenci; ah babacığım ben kardeşlerimle aynı odada kalıyorum onların gürültüsü dikkatimi dağıtıyor ayrı bir odam olsa ve ben dersimi orada çalışsam çok daha başarılı olurum demiş. Babası hemen evin bir odasını oğluna tahsis etmiş kardeşlerine de rahatsız etmeyin diye tembihlemiş.
Aradan biraz zaman geçmiş baba bakmış ki oğlu yine başarılı değil oğluna evladım sana isteğin üzere ayrı bir oda verdik ama yine başarısızsın. Haylaz oğlan başlamış yine bahane üretmeye, ah babacığım eğilerek çalışamıyorum belim ağrıyor odamda bir çalışma masam olsa o zaman daha başarılı olurdumdemiş. Baba hemen o gün borç harç oğlunun odasına büyük bir çalışma masası almış.
Aradan yine biraz zaman geçmiş baba bakmış ki oğlu yine başarısız. Oğluna oğlum bak odana çalışma masası da aldık ama görüyorum ki yine derslerin iyi değil nedir bu senin halin dediğinde oğlu, babacığım odanın ışığı çok fazla ışık gözümü kamaştırıp dikkatimi dağıtıyor masamın üstünde ders çalışmak loş ışık olsa sen beni o zaman gör nasıl başarılı olurum demiş. Babası hemen o gün masa üstü çalışma lambası almış.
Bir zaman sonra bakmış ki haylaz ve tembel oğlu yine başarısız. Oğluna evladım ne istedinse verdim yine başarısızsın nedir bu halin. Oğlan bu defa ilginç bir bahane üretmiş. Babacığım ders çalışırken sinekler beni çok rahatsız ediyor sineklerden ders çalışamıyorum AH ŞU SİNEKLER OLMASA.
Bu hikâyeyi lise yıllarımda okuduğumda hikâyenin öğrenciler için yazıldığını düşünmüştüm. Son yıllardaki gelişmeleri takip ettiğimde bu hikâye hükümetin başarısızlığını öyle güzel resmediyor ki. Hükümet ve taraftarları önceleri orduyu bahane ederek ne yapsınlar ordu hükümetin karşısında adamlar rahat çalışamıyorlar diye bahaneler ürettiler. Fakat aradan geçen zamanda demokrasiye bağlı olan ordumuz hükümete hiçbir müdahalede bulunmadı aksine eski genelkurmay başkanına hükümetle aranız nasıl diye sorulduğunda şiir gibi uyumluyuz cevabı verilmişti
Bahane üretmeye alışmış taraftarlar başarısızlığın nedenini Cumhurbaşkanlığı makamına yüklemek suretiyle kendilerini temize çıkardılar. 2007 seçimlerinde halk hükümete cumhurbaşkanlığına istedikleri kişiyi getirecek desteği verdi. Sn. Abdullah GÜL AKPnin ve MHPnin desteği ile Cumhurbaşkanlığı makamına oturdu. Fakat sonuç yine başarısızlık
Bu defa taraftarlar YÖKü bahane ederek üniversitelerin hükümeti rahat bırakmadıklarını söylemeye başladılar. Sayın Cumhurbaşkanı YÖK Başkanlığına hükümetin kendi adamlarından birini atadı. Fakat sonuçta yine başarısızlık devam etti.
Tembele bahanemi yok hükümet ve taraftarları başarısızlığın nedenini anayasa mahkemesine yüklemeye başladılar, ne yapsak önümüze anayasa başkanı çıkıyor demeye başladılar. Anayasa başkanlığının süresi dolunca Sn Cumhurbaşkanı Abdullah GÜL anayasa başkanlığına hükümetin istediği isim olan kişiyi atadı. Netice yine aynı sıfıra sıfır elde var sıfır.
Aradan geçen koskoca bir yedi yıl ülkenin geldiği nokta içler acısı, tarım ve hayvancılık bitmiş, işsizlik resmi olmayan rakamlara göre %40 lara ulaşmış, esnaf iflas etmiş sanayiciler bir bir intihar etmeye başladılar. Otomotiv sanayisi birer birer üretimi durduruyor dış ticaret açığı 50 milyar doları bulmuş kısacası ekonomi dibe vurmuş. Neden başarısızsınız diye sorduğumuzda aldığımız cevap hazır, ah şu küresel kriz olmasaydı.
Eee tembel öğrenciye bahanemi tükenir
Ah şu sinekler olmasa(!)
Mehmet İNEKÇİOĞLU