Yurdumuzun neresinde olursa olsun, doktorlara uzatılan ellerin mutlaka kırılması gerekir. İnsan sağlığının bu fedakâr neferlerine bıçak sallamak ve onları tokatlamak elbette büyük bir facianın görüntüsünü teşkil eder. Senin sağlığını ve senin huzurunu her nefes alışında düşünen bu insanlarımızın 24 saatlik zaman dilimi içinde karşılaştıklarını bir düşünmüş olsanız değil tokat, ona her fırsatta karanfil dalı uzatırsınız.
Bir tıp adamının nasıl yetiştiğini ve kaç senesini senin benim sağlığım için verdiğini düşünmüş olsanız, elinize aldığınız bıçağı kendinize saplar ve sıktığınız yumruğu kendi suratınızda patlatırsınız.
Ama ne yazık ki, Gaziantep ilimizde bir doktorumuzu bıçaklayarak hayatının daha bahar yaşında başka dünyalara gönderdiniz. Gaziantep ZAFER gazetesinde ki bildiriyi ibretle okudum ve okuyunca da büyük heyecan duydum. Elbette bu olayın Gaziantep ilinde bu olayın yaşanması elbette benim o güzel hemşerilerimi üzmüştür. Ama benim Gaziantep halkım daima böyle güzel insanları baş tacı eder ve onları bağrına basar. Bu cinayeti işleyen, canavar halinde indirilmiş olsa gerek. Mutlaka bir başka gezegenden inmiş olsa gerek. Gecenin saat ikisinde gelsin 112 çağrısıyla ambulans kapıya dayansın doktorlar kapınızın önünde ve size huzur ve sağlık reçetesi için mücadele etsin ve siz onları koruyacağınıza, onları tokatladınız ve bıçakladınız.
Gaziantepliler için her ne kadar bu olay onur vesilesi olsa da Gaziantep daima duygulu ve çalışkan insanlarım merkezidir. Hele böylesi misafirlerini korur ona hizmet edenleri baş tacı eder.
Hele Van ilimizde bir MİLLETVEKİLİNİN GİRİŞTİĞİ BİR TOKATLAMA EYLEMİ ÇOK DAHA FEÇİ BİR OLAYIN GÖRÜNTÜSÜNÜ TEŞKİL EDER- Bu konuda doğrusu söyleyecek laf bulamıyorum. Bu girişimleri yapan insanlarımızın mazeretleri ne olursa olsun bence kabul edilemez. Ülkemizde zaten çok az sayıda bulunan hekimlerimizin hastanelerde günde yüzlerce hastaya bakmak mecburiyetin d e kaldıklarını düşünecek olursanız onlara el kaldırmanın ne kadar feci bir görünüm yarattığını mutlaka daha iyi idrak edersiniz.
Devlet er ne olursa olsun bu konuda tedbir almalıdır ve hekimlerimiz her türlü saldırıya karşı korunmalıdır. Gecesi nöbetle gündüzü bu tür hasta mesuliyetleri içinde geçen bu güzel insanlarımızın önünde saygı ile durmak ve onları selamlamak varken, bıçak sallayarak ve tokat atarak bir yerlere gelmemiz asla mümkün değildir.
Sizin göreviniz her ne olursa olsun, bir gün mutlaka bu tıp adamları karşımızda sizi karşılayacak ve beklide hastanıza ve hastalığınıza çözüm arayacaklardır.
O halde onların ufak kusurları varsa bile onları nazik bir şekilde karşılamak varken, bu tür girişimleriniz toplum içinde nefret uyandırır. Zira hekim hastasını asla düşüncelerle karşılamaz. Çünkü o, bu kutsal göreve başlarken ettiği yemin bir duygunun bir güzelliğin ifadesidir. Bundan emin olarak ilkemizin neresinde olursa olsun doktorlarımıza uzanan eller kırılsın, diyor ve sizleri adaletin o yüksek terazisine bırakıyorum.
Tanrıdan binlerce rahmet sana merhum doktorum, tokat altında ezilen doktoruma da sesleniyorum. Öğlesine kızarak ben fındık toplarım doktorluğu bırakıyorum diyerek o güzelim mesleğine veda etme. İşte size bir mesajım ve bu mesajımın her kelimesi de bir karanfil dalı olarak sizleri karşılasın. Benim sevgili ve saygın hekimlerim iyi ki varsınız!
Nejat Taşkın