En önemli sorun gündemde…
Yüzlerce üniversiteli genç, her gün bankaları, belediye başkanlıklarını ve daha sonra devlet yazılı sınav odaklarını arşınlayarak iş ve aş diyor…
Bu deyişin ancak yüzde onu bir kapıdan içeriye girebiliyor, diğerleri yine başı önde eğerek okuduğu üniversiteyi izleme altına alıyor.
Çok yakınlarımdan biliyorum, banka giriş sınavlarına paralar yatıyor ve yüzlerce insan müracaat ediyor, para basıyor ve sonra ancak 3-5 kişi çağırılıyor, diğerleri yine gökyüzündeki yıldızları sayıyor…
Kimi sözlü, kimi nişanlı erkeklerin çoğu vatani görevini yapmış durumda ama yine beklemede. Bu bekleme ne kadar sürecek…
Kız-erkek iş ve aş derken, bu deyişe devletimizin çözüm üretmesi gerekmez mi?
Adam varsa iş var, devri de kapandı gibi geliyor bana. O kadar çok hemşeri dayanışması içindeyim ki, aylardır bir yakına iş bulmak için çalmadığım kapı kalmadı. En sonunda yine çok sevdiğim büyüğüm el uzatarak çözüm buldu bulmasına ama, daha yüzlerce gencimiz üniversite bitirdikleri halde boş gezmeleri doğrusu biraz garipseniyor. Onun için mutlaka bol iş yerleri açmak ve bu iş yerinde istihdam etmek gerekir.
Genç insanların en büyük ümit kapısı iştir. Baba ne kadar varlıklı olursa olsun, onun kendi işini yönetmesi ve aşını kaynatması gerekir.
Mutlaka ve mutlaka çözüm üretmek aşırı işsizliğe iş bulmak gerekir. O halde hükümet yetkilileri mutlaka gerekli tedbirleri almaları gerekir.
Çalıştığım yurt binasında her yıl onlarca çocuk üniversiteyi bitirerek mezun oluyorlar. Çoğu iş peşinde ve mezun olanlar karşıma dikiliyor: ‘’keşke mezun olmasaydık, hocam.’’ Diyorlar, aş ve iş istiyorlar...
Son söz…
Hükümetimiz büyük düşünecek, tedbir alacak ve gündemi başka yönlere çevirmeden iş kurma yolunda adım atacaklar…
Onun için üç çocuk tavsiyesini vurgulayan güzel insanlarımıza aş, ekmek ve iş kapılarını da göstermelerini haklı olarak isteyeceğiz.
Yoksa boş gezen insandan her türlü kirli hareket beklenir.
Onun için iş ve aş veren çevreleri çoğaltmak mecburiyetindeyiz…
Nejat Taşkın