O'nun söylediklerine bakalım:
"Gençler! Cesaretimizi kuvvetlendiren ve devam ettiren sizsiniz. Siz, almakta olduğunuz eğitim ve kültür ile insanlık meziyetinin, vatan sevgisinin, fikir özgürlüğünün en değerli simgesi olacaksınız." (1924-Dumlupınar)
"Bu kadar kuvvetli ve zinde bir gençlik içinde kendimi gördüğümden dolayı mutluyum. Türk gençliği gayeye, bizim yükselme idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir. Ey yükselen yeni nesil!.. Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yaşatacak yükseltecek olan sizsiniz."
Atatürk, 19 Mayıs 1919'dan itibaren 1927 yılına kadar olan sürede yaşananları, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş ve gelişme aşamalarına ait temel bilgi ve belgeleri 15-20 Ekim 1927 tarihleri arasında toplam 36,5 saatte Ankara'da verdiği söylevde toplayarak, tarihimize ışık tutan temel kaynağı tarihe altın sayfalarla yazmıştır.
"Ulusum için ve gelecekteki evlatlarımız için dikkat ve uyanıklık sağlayabilecek bazı noktaları belirtebilmiş isem, kendimi mutlu sayacağım" diyerek; Gençliğe Hitabesi'nde, istiklâlimizin ve istikbalimizin teminatı olarak gördüğü Türk gençliğine, eserlerini ve geleceği emanet etmiştir;
"Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen Türk istiklâlini ve Türk Cumhuriyeti'ni ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir… Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur."
Şemsettin Günaltay (Başbakan-1949), Atatürk'ün izinde olduğunu "Türk genci, dünya meselelerine Büyük Atatürk'ün gözü ve ruhu ile bakan delikanlıdır" sözleriyle ifade etmiştir.
Tarihe ve bayrama vurgu yaparken sosyal gerçekliği de sütunumuza yatıralım:
Türkiye genç karakterli bir nüfus yapısına sahiptir. 0-35 yaş grubu, nüfusun %59'unu oluşturmaktadır. İstanbul gibi bir sanat, eğitim, kültür ve endüstri kentinde bu oran daha da artmaktadır. Çünkü eğitim ve endüstri nedeniyle bu kentte üniversiteli ve çalışan gençler daha fazla yer almaktadır.
Gençlik denilince akademik çevrede akla daha çok öğrenci gençlik ve üniversiteli gençlik gelmektedir. Ancak toplumsal düzeyde düşünüldüğünde çalışan/işçi gençlik grupları da söz konusudur.
Daha çok dar gelirli ailelerin çocukları olan işçi gençler temel eğitim sonrasında ya eğitim imkânı bulamamaktadırlar ya da büyük kentlerde yaşamalarına rağmen çevre etkisiyle eğitime sıcak bakmamaktadırlar. Böylece toplumda, hızlı bilgi, teknoloji, iletişim ve ekonomi değişimleri karşısında yetersiz eğitimle yer alan gençler ortaya çıkmaktadır.
Aile, ekonomik güçsüzlüğü nedeniyle gençlerin hatta
çocukların çalışmaya başlamasını istemektedir. Eğitimsiz ya da az eğitimli
ana-babaların çocuklarını eğitime ve mesleğe yöneltmede iyi rehberlik
yapamadıkları malumdur.
Ayrıca, gençler ergenlik dönemi çatışmalarını yaşarken, köy-kent kültür farklılığının çatışmalarını da yaşamaktadır. Ve hepsinden önemlisi ekonomik kriz sarmalında iş/işsizlik stresi yaşamakta ve yaşam karşısında adeta sıkışmaktadırlar.
Ülkenin geleceği gençler için insanca yaşama çizgisini yükseltecek tedbirleri alamazsak Atatürk'ün vasiyetine de ihanet etmiş oluruz.
19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramları, büyük önderimizi anma, anlama ve sorumluluklarımızı ulusal bilgi ve bilinçle bayraklaştırma zamanıdır. İçinden geçtiğimiz tüm olumsuz koşullara rağmen Bayramımızın 101.yılı kutlu olsun!
Prof. Ali Ünal Emiroğlu
(Kilis Postası Haber Merkezi)