Araştırmacılar Ekim ayı sonunda Physics of Fluids dergisinde, aerosol adı verilen küçük parçacıkların, COVID-19'a neden olan virüsü, nefes verildikten sonra hızla yere düşen daha büyük damlacıklar kadar etkili bir şekilde yaymadığını bildirdi.
Araştırmacılar, sağlıklı
insanlar konuştuğunda ve öksürdüğünde üretilen büyük ve küçük damlacıkların
miktarını ve hacmini ölçmüşler. Ardından aerosollerin havada nasıl hareket
ettiğini ve solunduğunu tahmin etmek için matematiksel modeller kullanmışlar.
Bu yeni araştırma, havadan bulaşmanın "gerçekleşebileceğini"
öne süren kanıtlar sağlıyor. Yani,
COVID-19 virüsü sadece aerosol iletimi ile bulaşmıyor.
Dünya Sağlık Örgütü'ne göre, insanların COVID-19'u
yakalamalarının birincil yolu, enfekte bir kişiyle yakın temas halinde olmaktır. Temas
sırasında enfekte kişinin nefesi ile etrafa yaydığı virüs miktarı bulaş
riskinde önemli bir faktör. İnsanlar nefes aldığında, konuştuğunda, şarkı
söylediğinde, hapşırdığında veya öksürdüğünde üretilen virüsü taşıyan solunum
damlacıklarının boyutları hep değişir. Yazıldığı sıra ile etrafa en az
virüs yayılması nefes alma ile olurken; hapşırma veya öksürme sırasında etrafa
yayılan virüs miktarı oldukça artar.
Küçük aerosollerde sıvı hızla buharlaşır ve geride havada asılı
kalacak ve iki metreden daha uzaktaki insanlara ulaşacak kadar hafif bir
kalıntı bırakır.
Araştırma direktörü Bonn "Tehdit
de bu, çünkü bu aerosolleri üreten ve enfekte olan bir kişiyle odadaysanız, tüm
bu aerosolleri uzun süre soluyorsunuz," diye belirtiyor. Yani havadan
bulaşmanın söz konusu olabileceğini ifade ediyor. Bu sonucun günlük hayatta
bize yansıması “Virüs, enfekte bir kişi
odayı terk ettikten sonra iki saate kadar havada kalabilir ve bu da virüsü
olağanüstü derecede bulaşıcı hale getirir.”
Pandemi boyunca, bazı veriler de virüsün bu şekilde yayılabileceği
endişelerini artırıyor. Yakın tarihli bir örnekte, Başkan Donald
Trump'ın Yargıç Amy Coney Barrett için düzenlediği Rose Garden töreni sonrası 30'dan fazla kişide COVID-19 pozitif olarak test edildi. Yine
pandeminin ilk aylarında 5.000'den fazla COVID-19 pozitif vakadan oluşan bir
grup Güney Kore'deki bir kilisede aynı ayine katılmışlardı.
Başlangıçtan
beri havadan bulaşmanın rolü kabul edilmekle
birlikte bunun üzerinde çok durulmuyor idi. Açıkçası havadan bulaşmanın çok da
ön planda olmadığı ifade ediliyor idi. Dünya Sağlık Örgütü, yeni koronavirüsün
özellikle yetersiz havalandırılan alanlarda bu şekilde yayılabileceğini
yansıtmak için son aylarda kılavuzlarını güncelledi .
Bilim insanları bu kafa karışıklığının bir nedeninin damlacık
boyutunun bir birbiri ardına süreklilik içinde sonsuz değişmesi olduğunu söylüyor. Çünkü
bilim çevrelerinde hala ne kadar miktar virüse maruz kalmanın hastalığa yol
açtığı konusunda bir fikir birliği yok.
Araştırmada, ağızdan çıkan büyük damlacıklarda küçük damlacıklara
kıyasla milyon kat daha fazla virüs parçacığı olabileceği belirtiliyor. Yani, biri
konuştuğunda sadece aerosol üretirken, öksürdüğünde daha büyük damlacıklar da
üretiyor. Bu büyük damlacıklar, o kadar ağırlar ki öksüren kişiden birkaç metre
uzakta yere düşüyorlar.
Araştırmacılar daha sonra, enfekte bir kişi öksürdükten sonra bir
kişinin tuvalet gibi küçük, havalandırılmamış bir alana girdiği bir durumda ne
olacağını hesaplamışlar. Yüz maskesi
takmanın "havadaki küçük
parçacıkların sayısını büyük ölçüde azaltacağını ve göreceli riski azaltacağı"bu araştırmada da ifade ediliyor.
Enfekte bir kişi eğer "yüksek yayıcı" grubunda bir kişi
değilse bir kez öksürdükten sonra odada “12
dakikadan daha az zaman geçirmek” nispeten güvenli. 17 kat daha fazla tükürük
üreten süper yayıcı bir kişi söz konusu ise “güvenli süre” oldukça kısalıyor. Diğer
yandan enfekte kişi tekrar tekrar öksürürse veya konuşursa, temasta olanların
enfekte olması için 2-3 dakika bile
yeterli. “Ama hepsi oda büyüklüğüne ve COVID hastasının yaptığı öksürük
miktarına vb. bağlı. Bu nedenle kesin rakamlar vermek zordur."
“Yüksek yayıcı” bir kişi öksürdükten hemen sonra odaya giren
kişinin enfekte olma ihtimali çok yüksek.
Araştırmacılar, COVID-19'un havadan bulaşmasının farklı koşullar
altında ne kadar riskli olduğunu belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç
olduğunu söylüyorlar.
Araştırmanın sonuçlarını özetlemek gerekirse;
· COVID-19 ile
havadan bulaşma söz konusu değildir demek yanlış olur.
· Modern bir
binada iyi havalandırılan ( 2-3 dakikada bir ortamın havasını tamamen
değiştiren ve belli partikülden büyük parçacıkları filtre edebilen havalandırma
sistemleri mevcut ise) değişen bir odadaysanız, aerosol enfeksiyonları
konusunda çok fazla endişelenmenize gerek yoktur.
· Ancak kötü
havalandırılmış odalarda iseniz - küçük toplantı odaları, asansörler, umumi
tuvaletler – endişelenmelisiniz.
· Bir asansöre
tıkılmak yerine merdivenleri kullanmak, pencerelerinizi açmak gibi havasız
alanlarda vakit geçirmekten kaçınmak gibi önlemler önemli olsa da yeni bulgular
iyi havalandırmanın önemini vurgulamaktadır.
· Kışa girdiğimiz
şu günlerde kapalı alanlarda daha çok zaman geçireceğimizden bu durum önemli
bir unsur olacaktır.
· COVID-19'a
karşı en önemli önlemlerin maske takmaya ve sosyal mesafe koymaya devam etmek
olduğu UNUTULMAMALIDIR! Bu, hepimizin paylaştığı havadaki irili ufaklı parçacıkların
sayısını sınırlayacaktır.