Doç. Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi, Kürecik radar üssü üzerinden Türkiye-İran ilişkilerini ve bölgesel denklemleri sorgulayan dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Kepekçi, Türkiye’nin topraklarından geçen radar verilerinin nasıl bir çatışma mekanizmasına dönüştüğünü gözler önüne serdi.
Uykunun en derin saatinde, bir bombanın Gazze’de, Şam’da ya da Tahran’da bir evin üstüne düşme ihtimali; sadece bir savaş ihtimali değil, bölgesel gerçekliğin ta kendisi. İşte bu korkunun odağında, Malatya Kürecik’te yer alan NATO radar üssü yer alıyor.
Doç. Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi, kaleme aldığı makalede çarpıcı bir soruyla kamuoyunu düşünmeye davet ediyor:
“Radarlar kimi gözetliyor?”
Kürecik Üssü’nün NATO adına kurulduğu ifade edilse de, Kepekçi’ye göre asıl veri ABD’ye, oradan da İsrail’e aktarılıyor. Ve bu veriler, son yıllarda İranlı bilim insanlarının hedef alınmasında, konvoyların vurulmasında ya da hastanelerin bombalanmasında kullanılabilecek nitelikte.
“Bir yanda Filistin’e destek, diğer yanda İsrail’le rekor ticaret”
Makalesinde Türkiye’nin dış politikasındaki çelişkilere dikkat çeken Kepekçi, 2024 yılında Türkiye’nin İsrail’e yaptığı ihracatta rekor kırıldığını hatırlatıyor. Bombaların altında kalan Filistin halkına “kardeş” denilirken, aynı anda İsrail’e inşaat demiri, plastik ve kimyasal ürünler gönderildiğini vurguluyor.
Kepekçi, bu çelişkinin sadece dış politikada değil, iç siyasette de sürdüğünü savunarak, yargının baskı aracı olarak kullanıldığını, halkın ekonomik sıkıntılarla susturulmaya çalışıldığını ifade ediyor.
“Türkiye ile İran düşman değil, potansiyel ittifak ortağıdır”
Doç. Dr. Kepekçi, Türkiye ile İran arasında 200 yıldan fazla süredir sıcak savaş yaşanmadığını, Sadabat Paktı’ndan itibaren iki ülkenin zaman zaman gerilim yaşasa da genel anlamda barışçıl bir denge politikası sürdürdüğünü hatırlatıyor.
Ancak buna rağmen Batı’nın, Türkiye’yi İran’a karşı kışkırtmaya, İran’ı ise Türkiye’ye karşı şüpheli tutmaya çalıştığını belirtiyor. Böyle bir senaryoda asıl hedefin, Türkiye ve İran’ın kurabileceği güçlü bölgesel ittifakları engellemek olduğunun altını çiziyor.
“Haydar Baş yıllar önce uyardı: Türkiye ile İran’ı çatıştırmak istiyorlar”
Kepekçi, yazısında Prof. Dr. Haydar Baş’ın yıllar öncesinden yaptığı uyarıları da hatırlatıyor. Haydar Baş’ın “Türkiye ile İran birlikte hareket ederse BOP çöker” sözlerine yer vererek, bu ittifakın önlenmesi için iki ülkenin birbirine düşmanlaştırıldığını belirtiyor.
Bugün Kürecik ve İncirlik gibi üslerin Türkiye’nin egemenliğini nasıl zayıflattığı, ABD’nin “stratejik ortak” görünürken nasıl baskı kurduğu da makalede detaylı biçimde ele alınıyor.
“Ya tarafsız ve bağımsız olacağız ya da kendi sonumuzu izleyeceğiz”
Doç. Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi, yazısının sonunda, Türkiye’nin gerçek bağımsızlık yolunda net bir duruş sergilemesi gerektiğini belirterek şu ifadeleri kullanıyor:
“Biz bu noktaya radar kimden yana sorusunu hiç sormadan geldik. Ticaretle vicdanı susturarak geldik. Ve Haydar Baş hocamızın uyarılarına kulak tıkayarak geldik.
Ya gerçekten tarafsız ve bağımsız olacağız…
Ya da kendi sonumuza seyirci kalacağız.”
KilisPostası Haber Merkezi