• Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri
Anasayfa
  • Ekonomi
  • İslam
  • İlçeler
  • Kilis Güncel
  • Analiz
  • Eğitim
  • Siyaset
  • Vefat
  • Spor
  • Bitki Rehberi
  • Güncel Haberler
  • Kültür & Sanat Teknoloji Sağlık Dünya Türkiye Videolar
  • Ara
SON DAKİKA:
09:46
Dolar - Euro - TL Kuru 8 Temmuz 2025
09:45
Altın Fiyatları 8 Temmuz 2025
Video Galeri Foto Galeri Yazarlar Üye Paneli
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
  1. Köşe Yazarları
  2. Prof. Dr. Haydar Baş
  3. Cumhuriyet
Yayınlanma: 30 Ekim 2017 - 09:52

Cumhuriyet

30 Ekim 2017 - 09:52
Yorumlar
TAKİP ETTAKİP ET
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
Prof. Dr. Haydar Baş
Prof. Dr. Haydar Baş

1933 senesindeki bir konuşmasında Mustafa Kemal Paşa, cumhuriyeti şöyle tarif eder: “Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemiyle devlet şekli demektir.” 29 Ekim 1923’te ilan edilen Cumhuriyet, milli iradenin tamamen hayata geçmesinin anahtarı olmuştur. 23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi açıldıktan 3 sene sonra ilan edilen devlet şekli ile yetki tamamen millete geçmiştir. Atatürk’ün bizzat el yazısı ile yazdığı veya söyleyerek yazdırdığı görüş ve direktifleri arasında Cumhuriyetçilik tanımı şöyledir: “Demokrasinin tam anlamıyla ideali, milletin tümünün aynı zamanda idare eden durumunda bulunabilmesini, hiç olmazsa devletin son iradesini, yalnız milletin ifade etmesini ve göstermesini ister. Cumhuriyette son söz millet tarafından seçilmiş Meclis’tedir. Millet adına her türlü kanunları o yapar… Millet egemenliğini, devlet idaresine katılmasını ancak, zamanında oyunu kullanmakla sağlar…” (Atatürkçülük, 1. Kitap, Atatürk’ün Görüş Ve Direktifleri, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1983 s.41) Peki, Cumhuriyet fikri, yani yetkiyi millete dağıtma düşüncesi Atatürk’ün kafasında ne zaman şekillendi sizce? Esasen hayatı incelendiğinde, henüz medresede iken kendisine haksız yere kızan hocası nedeniyle okula gitmeyi reddeden bir çocuk çıkar karşınıza. Aynı çocuk, gençlik dönemlerinden itibaren padişahın ve etrafındakilerin umursamadığı; ezilerek ve fakir bir şekilde yaşam mücadelesi veren halkı gözlemlemiş, dini, emellerine alet edenlerin cahil halkı kullanmalarını reddetmiş ve Kurtuluş Savaşı’na giden süreçte ülkeyi işgal eden güçlerle işbirliğine giden sarayı kabul etmemiştir. Bunun yanında karşımızda Ehl-i Beyt soyundan gelen bir lider var. Atatürk’ün padişah ve saltanatta olan yetkileri kendinde toplamak yerine millet egemenliğine devretmesinde dahi gördüğü İslam terbiyesinin etkisi büyüktür. İslam inancında kul, Allah’a karşı mesuldür. Kulluğun gereği aldığı nefesten verdiği nefese kadar yaptıklarının hesabını vereceği inancıyla yaşar. Yine kişi sahip olduklarından hesaba çekilecektir. Yani eli olmayan bir kişiye eliyle yapabileceği hırsızlık için bir sual olmayacaktır. Cenab-ı Hakk’ın (c.c.) Sünnetullah’ı her insan yeryüzünde Allah’ın halifesidir. Herkes Allah’a karşı aynı mesuliyetlere sahiptir. İşte egemenliğin tek kişiden alınıp, milletin tamamına devredilmesi de devlet idaresinden doğacak mesuliyetin herkese yayılması olarak okunmalıdır. Bakınız Mustafa Kemal, egemenliğin millete devredilmesini kendi ifadeleri ile Hz. Peygamber’in (s.a.v.), “kavmine hizmet eden kavmin efendisidir”  hadisine bağlamaktadır: “… Biz ve bütün İslam alemi için yüce ve mukaddes ve manevi bir irtibat noktası olan hilafet makamı dahi bütün İslam alemiyle beraber, bütün milletimiz tarafından belki daha kuvvetli derin hissiyat ile yüce ve mukaddestir. Fakat efendiler, bu yüce makamın kutsiyetini hürmetkârane takdis etmiş olmakla beraber, bu makamda oturacak zatı hiçbir vakitte efendi yapmak söz konusu değildir. Şeriat-ı garra-yı Muhammediye (İslamiyet) ile bağdaştırılabilir değildir. “Seyyidül kavmi hadimihüm” buyurmuşlardır. Millete efendilik yoktur, hizmet etmek vardır. Bu millete hizmet eden onun efendisi olur…” (Atatürk’ün Bütün Eserleri, 2012, c.12, s.124). Mahmut Esat Bozkurt, İzmir Mebusu iken, 31.3.1934 tarihinde Mazhar Müfit Kansu’dan öğrencilere doğru bilgiler vermek adına, “cumhuriyet” fikrinin ne zaman ilk defa bahsi geçtiğini sorar. Sayın Kansu, Mustafa Kemal’den de aldığı izinle hatıratlarından şu bölümü gönderir: "20 Temmuz 1335 (1919): Bugün Mustafa Kemal Paşa ile öğle yemeğinden sonra bazı meseleler hakkında müzakerede bulunduk. Kongrenin temmuzun yirmi üçüncü günü açılmasını muhakkak sayıyoruz. Müzakerelerin sona ermesinden sonra, yine o kafamdaki her vakit ki fikri sabit harekete geçmiş olmalı ki Paşa'ya yine bir fırsatını getirerek: - Paşam, muvaffak olacağımıza inanıyorum. Bu kanaatim kat'idir. Bunun için de emriniz altında bulunuyorum. Refakatinizde sonuna kadar çalışmaya ve gereğinde ölmeye azim ve yemin etmiş bulunuyorum. Arkadaşlarımız da bu inanç ve bu imanı muhafaza ediyorlar. Aramızda her şeyi görüştük. Görüşmeye de devam ediyoruz. Fakat, muvaffakiyet takdirinde, ki bundan şüphem yok, hükümet şekli ne olacak? diye bir kere daha sordum ve ilave ettim: - Muhakkak ki, mevcut şekli hükümet bu memleketin refah, saadet ve terakkisine kâfi gelmeyecektir. Başka bir hükümet şekli arayıp bulmamız lazım geldiği kanaatindeyim. Paşa, devamlı şekilde benim bu nokta üzerinde dolaşmamdan usanmış olacak ki gülerek ve fakat kat'i ifadesini vererek: - Açıkça söyleyeyim, şekl-i hükümet zamanı gelince, Cumhuriyet olacaktır dedi. Çok sevinçliyim. Nihayet, bütün kat'yeti ve ciddiyeti ile Paşa'ya bunu söyletmiş bulunuyorum.” (Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber, c.1, Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1997, Ankara, 4. baskı, s.74). Atatürk’ün henüz Erzurum Kongresi’nden önce fikir olarak kafasında var olan cumhuriyet şeklini muhafaza etmek bugün hepimizin vazifesidir. Hacı Bektaş Veli’nin İslam hamuru ile bir ettiği Türk, Kürt, Laz, Çerkez hepimiz Türk Milleti olarak biriz, beraberiz. Bugün Gazi’nin Kurtuluş Savaşı’nı başlattığı dönemden daha vahim ve elim bir hal içerisindeyiz ve mesuliyet fedakârlığı yapacak milletindir. Yaşadığımız coğrafya, Büyük Ortadoğu Projesi’nin, sonrasında değişen adı ile Arap Baharı’nın merkezindeki kilit yer… Bölgemiz parçalara ayrılmamak için direnen devletlerle dolu… Memleketin her köşesi fiilen işgal edilmiş olmasa da işgalin eşiğindeyiz. Ekonomik darboğaz, etnik ayrımcılık, mezhep kavgaları, emperyalist zihniyetin sömürge ülkeleri üzerinde oynadığı hangi oyun varsa üzerimizde deneniyor. Tüm bu zor şartlara rağmen halen ABD ve AB diyenlerce idare ediliyoruz… Hakikat, devletimizin ve milletimizin içinden geçtiği çok zor günlerde Atatürk’e ve O’nun da güç aldığı Ehl-i Beyt sevgisine bağlı topyekûn bir milli hamleye ihtiyacımız var. Halkın iradesinin yıldönümünü tebrik ederken, milletimizin önümüzdeki günlerde cumhuriyeti bugünlere getiren değerlere daha sıkı sarılmasını temenni ediyorum. Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.

Bu yazı 4969 defa okunmuştur.
  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • Büyük oyun -1 - 08 Temmuz 2025
  • Kerbela'yı anlamak ve anmak - 07 Temmuz 2025
  • Şehitlerin efendisi İmam Hüseyin - 06 Temmuz 2025
  • İmam Hüseyin ve Kerbela vahşeti - 05 Temmuz 2025
  • İmam Hüseyin kimdir? - 04 Temmuz 2025
  • İftira, iftira yine iftira - 03 Temmuz 2025
  • Hüseyni mantığı kavrayabilmek - 02 Temmuz 2025
  • Bir varmış, bir yokmuş... - 01 Temmuz 2025
  • Atatürk'e sahip çıkmak - 30 Haziran 2025
  • Ayağa kalk Türkiye - 29 Haziran 2025
  • Şark Projesi'ni unutmayalım - 28 Haziran 2025
  • Terör meselesinin halli - 27 Haziran 2025
  • Tek çare - 26 Haziran 2025
  • Tarım kesimi iyi dinlesin - 25 Haziran 2025
  • Yine aynı iftira - 23 Haziran 2025
  • Anayasamıza ve AB'ye aykırı gidişat - 22 Haziran 2025
  • Hangi şartsız zafer? - 21 Haziran 2025
  • Kendimizi kandırmayalım - 20 Haziran 2025
  • Aklı olan - 19 Haziran 2025
  • Atatürk'ün hilafet hakkındaki görüşleri - 18 Haziran 2025
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 99
Köşe Yazarları
Ah !! O eski Kilis Konakları 
Güner Özbalcı
Ah !! O eski Kilis Konakları 
Mehmet Beşe
Mehmet Beşe
DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE GIDA SEKTÖRÜ
Doğruları söylemek… / Taner Tümerdirim
Misafir Kalem
Doğruları söylemek… / Taner Tümerdirim
Prof. Dr. Erdoğan Taşkın
Prof. Dr. Erdoğan Taşkın
Mühim Mevzu Marifetli Matris
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi
Emekliler Baş Tacıdır, Hakkı Teslim Edilmeli!
Alaaddin Özkar
Alaaddin Özkar
Bugün 10 Muharrem, Gelin Bugün Ağlayalım.
Mustafa Çobanoğlu
Mustafa Çobanoğlu
Fatıma Ana Ve Gerdanlığı
Prof. Dr. Haydar Baş
Prof. Dr. Haydar Baş
Büyük oyun -1
Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -9-
Uğur Kepekçi
Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -9-
Çok Okunan Haberler
Kürecik’ten İran’a: “Radarlar Kimi Gözetliyor?” sorusu artık ertelenemez!
Kürecik’ten İran’a: “Radarlar Kimi Gözetliyor?” sorusu artık...
"İsrail'in elinde 90- 100 tane nükleer silah var"
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş’tan Talat Paşa çıkışı
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş’tan Talat Paşa çıkışı
Ana Sayfa
Ekonomi
İslam
İlçeler
Kilis Güncel
Analiz
Eğitim
Siyaset
Vefat
Spor
Bitki Rehberi
Güncel Haberler
Kültür & Sanat
Teknoloji
Sağlık
Dünya
Türkiye
Videolar
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Video Galeri
Biyografiler
Vefatlar
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Anketler
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • Analiz
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • İlçeler
  • İslam
  • Kilis Güncel
  • Kültür & Sanat
  • Sağlık
  • Siyaset
  • Spor
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Biyografiler
  • Vefatlar
  • Üye Paneli
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Anketler
  • Hava Durumu
  • Gazete Manşetleri
  • Nöbetci Eczaneler
  • Namaz Vakitleri

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

kilispostasi.com Haber Portalı 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na %100 uygun olarak yayınlanmaktadır. Ajanslardan alınan haberlerin yeniden yayımı ve herhangi bir ortamda basılması, ilgili ajansların bu yöndeki politikasına bağlı olarak önceden yazılı izin gerektirir.