Tarih gerçekten de tekerrürden ibaret ancak geçmişte vuku bulan hadiselerden ders alınırsa, devletler ve milletler için bu iyi bir vesiledir.
Irak da Saddam heykelini yıkanlar arasında yer alan Kadum el Caburinin söyledikleri tarihten ders alamayan İslam dünyasının acı kaderini gözler önüne serdi.
Saddam heykelini yıkmak için beş sene uğraştıklarını ifade eden Caburi, Ancak sonraki gelişmeler hiç de eklediğimiz gibi olmadı. Saddam zamanında tek bir diktatörümüz vardı ama can güvenliğimiz temin edilmişti, hırsızlık yoktu, elektrik ve gaz gibi temel ihtiyaçlarımız daha ucuzdu. Bugün can güvenliğimiz yok, hırsızlık ve gasp çok arttı ve mezhep kışkırtmaları ile uğraşıyoruz diye konuştu.
Benzer şikâyetler, halkı tarafından linç edilen Kaddafinin Libyasında da yaşanıyor.
Petrolün halka bedava dağıtıldığı Libyada şu anda bu kaynaklar İtalyanların ve diğer yabancı ülkelerin idaresinde. Halk Kaddafi dönemindekinden çok farklı, aç ve perişan
Arap Baharının esintisine kananlar, Batının demokrasi ve daha iyi bir hayat vaadine aldanarak ülkelerindeki yönetime baş kaldırdılar.
Hiçbir iyileştirme yaşanmayan coğrafyada, Batının işgali ve Müslümanı Müslümana kırdıracak mezhep kavgaları devamlı körüklenmekte.
Bu tablo bize, tarihte Ortadoğuda ajan Humper eli ile başlatılan olayları hatırlattı.
İngilizlerin eli ile Hicaz bölgesi Osmanlıya karşı ayaklanmış ve sonunda bölge Osmanlının elinden çıkarılmıştı.
1710 senesinde İngiliz sömürgeler bakanlığının emri ile Mısır, Hicaz, Irak ve İranda casusluk faaliyetleri işe yaramış, bir taraftan milliyetçilik söylemleri ile Müslümanlar arasında aşiretler Osmanlıya karşı bağımsızlık için kışkırtılmış, diğer taraftan bölgede İngilizlerin şekillendirdiği bir mezhep İslamın karşısında yayılmıştır. Müslümanların ırkçı ve milliyetçi duygularını kamçılamak; içki, kumar, fuhşu yaymak, Sünni ve Şii Müslümanlar arasında birbirine karşı fitne uyandırmak Sömürgeler Bakanlığının bölgeyi parçalamak için hazırladığı yöntemlerin başında geliyordu.
Bu plan işe yaramış, hicaz bölgesi Osmanlıdan koparılmıştır. Neticede bugüne kadar barış ve huzurdan uzak mezhep kavgaları içinde parçalanmış bir Ortadoğu inşa edilmiştir.
Bugünden farkı, senaryonun ismi İngiliz sömürgeler bakanlığının planları değil, Arap Baharı olmasıdır. Bu tablo da Suriye tek istisnadır. Suriyede halk, önündeki Irak ve Libya örneklerinden ders alarak liderini sonuna kadar desteklemektedir.
Suriye kalesinin düşmemesinin nedeni halk ile Esadın birbirini tutmasıdır.
Suriyedeki bu birleşme geçmişten örnek alınarak vücuda gelen ve Batı saldırılarına karşı duracak yegâne kalkandır.
BOPun son halkası Türkiye için Irak veya Libyadaki halk isyanları değil, Suriyedeki devlet - millet kalkanı bizim örneğimiz olmalıdır.