1- "Bir Deist de Allah'a inanmaktadır" yalanı,
2- "Bir Deist de ahiret gününe inanmaktadır" yalanı,
3- "Bir Deist, bir dine değil ama dinlerüstü ortak paydaya inanmaktadır" yalanı,
4- "Bir Deist, İslamiyet ile de ortak ahlaki paydaları yaşamaktadır" yalanı
başlıkları altında değerlendirmelerimize başlamıştık. Önceki yazılarımıza www.yenimesaj.com.tr adresinden erişebilirsiniz. Yazı dizimize kaldığımız yerden devamediyoruz.
5- Deistler'in "bizler Adem ile Havva gibiyiz, onlar için de din yoktu" yalanı:
Deizm ilkesel olarak peygamberleri, kitapları, ahireti reddetmekle birlikte özellikle Müslümanları hedef alan modern sürümünde veya başka bir deyimle 'içimizdeki Deizm misyonerleri' tarafından yenilenen sürümünde İslam'a ait değerler de Müslüman bireylere karşı aklını ve gönlünü çalmak için kullanılmaktadır.
Deizm ilkelerinde yaratıcı ile insanın herhangi bir iletişimi yoktur. Evren yaratılmış ve kendi haline bırakılmıştır ama bu hali ile bir Müslüman'ı kandırmak için hiç de ikna edici değildir. Bu sebeple de 'bizler Adem ve Havva gibiyiz, onlar için de din yoktur' derken öncelikle kendi ilkeleri ile çelişmektedirler. Ama bu çelişkinin kendileri için önemi de yoktur, asıl amaç bireyin Deist olması değil bireyin Müslüman olmamasıdır.
Ayrıca İslam inancına göre Hz. Âdem ile Hz. Havva şüphesiz Müslüman ve aynı zamanda Hz. Âdem Allah'ın peygamberi idi. Müslüman kelimesi özellikle seçilmiş tam doğru ifadedir zira bizler peygamberlerin ümmetleri için farklı isimlendirmelerde de bulunsak 'Allah indinde tek din İslam'dır' ya da başka bir ifade ile Hz. Âdem de, Hz. Yusuf da, Hz. İbrahim de, Hz. Musa da, Hz. İsa da ve Hz Muhammed de peygamber Müslümanlardır (Allah şefaatlerini üzerimizden eksik etmesin).
Ayrıca İslamiyet'i ve herhangi bir dini reddeden bir Deist'in Adem ve Havva isimlerinin kendi için bir manası olduğunu ifade etmesi de çelişki olmasının yanısıra, tamamen art niyet göstergesidir zira hem inanmadıklarından konuşmakta hem de İslam değerleri altına saklanarak bunu Deizm misyonerliği adına kullanmaktadır.
6- Deistler'in 'Kuran aslında Deizm'i teşvik etmez ama açık kapı bırakır (izin verir)' yalanı:
Bir Deist için din, peygamber ve kutsal kitap olmadığına göre İslam'ın Deizm'e kapı araladığı iddiası başlı başına kendi içinde bir çelişki (paradoks) ve aynı zamanda zayıf inançlı bir Müslüman için özellikle seçilmiş tuzak bir cümledir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki; bu yalanın arka planını tahmin etmek de hiç zor değildir. Dinlerarası diyalog ile birlikte gündeme getirilen ve 'Kelime-i Tevhid'in sadece 'La İlahe İllaallah' kısmını söylemek Allah'ın rahmeti için yeterlidir' iddiasının sahipleri ile aynı kaynaktan beslendikleri muhakkaktır.
Dinlerarası diyalog kapsamında Müslüman'ın inancı Hıristiyan rıhtımına bağlanırken şimdi de Müslüman'ın sıfatları İhlas suresinde belirtilen Allah inancı bu sefer Hıristiyanlık'taki tanrı inancı yerine Deizm'deki ilah inancına devşirilmeye çalışılmaktadır.
Kaldı ki bir Müslüman için 'La İlahe İlla Allah, Muhammed'un Resûlullah' tevhidi ayrılmaz bir bütündür ve Resûlullah'ın yaşantısı İslam'dır ve Allah indinde de tek din de işte bu İslam'dır.
İslamiyet inanç yönünden tam bir bütündür; Kur'an-ı Kerim'in herhangi bir ayetini reddetmekle tamamını reddetmek arasında da bir fark yoktur ya da daha farklı bir ifade ile Kur'an-ı Kerim'in bir ayetinin dahi değiştirilmesi onu bir bütün olarak Kur'an-ı Kerim olmaktan çıkarır.
Devamı bir sonraki yazımızda...
Cem Kayalı
Yeni Mesaj Gazetesi
(Kilis Postası Haber Merkezi)