Kahramanmaraş Kafkas Kültür Derneği Konferans Salonu’nda yapılan panele Gaziantep Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu, Araştırmacı-yazar Alaaddin Özkar ve Hukukçu Yazar Zühtü Kazancı konuşmacı olarak katıldı.
MEM evrensel bir
tezdir
Programda ilk söz alan konuşmacı Hukukçu Yazar Zühtü Kazancı Milli Ekonomi Modeli’nin ekonomi literatürüne girmeyi başarmış evrensel bir iktisat tezi olduğunun altını çizdi. Kazancı konuşmasında; “Milli Ekonomi Modeli ile ismindeki ‘Milli’ kavramı ile tüm devletlerin kendi milli kaynakları ile dış borçlanmaya gitmeden kendi ayakları üzerinde durmasını sağlayan bir modeldir. Her ülkenin olduğu gibi başta Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığını sağlayabilmesi için kendi milli ve iktisadi kalkınmasının sağlayabilmesi lazımdır. Bugün dünyada Amerikan emperyalizminin eli ayağı olan kapitalizm nedeni ile devletler önce ekonomik sonra da siyasi bağımsızlıklarını kaybetmiştir. Borç alan ülkeler sırası ile emir almaya başlamış, boyun eğenler köle haline getirilmiş, boyun eğmeyenler ise terör ve kaos ile iç savaşa sürüklenmiştir” dedi.
Kapitalizmin hıristiyan itikadının ekonomiye bakışı tarzı olduğunu ortaya koyan Kazancı konuşmasına şöyle devam etti: “Kapitalizm, ekonomiye ve temelde insana bakışını hıristiyan itikadını temel alarak gerçekleştirmektedir. Bu şaşı bakış tarzı ile ekonomiye tarif getiren bu sistem, “kaynakların sınırlı ama ihtiyaçların sınırsız” olduğu mantığından yola çıkarak tüm dünyadaki kaynakların birgün biteceğini ve bu ahval ile dünyadaki tüm savaşların bir kaynak kapma mantığından türetildiğini ortaya koymaktadır. Yüce Allah’ın Kur’anı Kerim’inde “saymakla bitiremezsiniz” dediği tabi ve doğal kaynakların bu şaşı iktisat teorisi “yemekle/kullanmakla” biteceğini iddia etmektedir. Oysa Müslüman Türk olan Prof. Dr. Haydar Baş beyin ortaya koyduğu ve bugün 120 ülkede kısmen ve başını Rusya’nın çektiği BRİCS ülkeleri olarak adlandırılan Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika ülkeleri Milli Ekonomi Modeli ile kapitalizmi tarihin karanlık çöplüğüne gömmüşlerdir. Milli Ekonomi Modeli, ortaya koyduğu sosyal devlet projeleri ile kapitalizmin ve iktisat tarihinin asla çözemediği 3 temel hastalığı teşhis ve tedavi etmiştir.
1. Adaletli gelir dağılımı,
2. Sürekli Büyüme
3. Tam istihdam.
Bu üç hastalık tarih boyu ekonomilerin kapanamayan kara delikleri iken Milli Ekonomi Modeli ile artık tarih olmuştur. Başta vatandaşlık maaşı projesi ile adaletli gelir dağılımı, faizin ortadan kaldırılması ile sürekli büyüme ve bir tahrik unsuru olarak, emeğin karşılığı olarak piyasaya sürülen yeni para tanımı ile de tam istihdam sağlanacak ve ekonomilerde işsizlik problemi çözülecektir. Buna en güzel örnek Rusya olarak karşımızda durmaktadır. 2002 yılında ordudaki subaylarına maaşlarını ödemek için tanklarını 100 dolarak satışa çıkaran Rusya bugün ülkemizde yapılan darbe sonrasında sayın Cumhurbaşkanımızın bile ilk çaldığı sağlam ve samimi bir kapı olmuştur. Rusya bu yükselişini Prof. Dr. Haydar Baş beyin Milli Ekonomi Modeli ile yapmıştır. Milletimiz bu gerçeği idrak etmeli ve yaşadığı bu fakirlikten, terör ve kaos ortamından kurtulmak istiyorsa Prof. Dr. Haydar Baş’ın ortaya koyduğu gerek iktisadi gerek siyasi gerekse milli reçete olan Ehl-i Beyt reçetesi ile tedavi yolunu seçmelidir.”
FETÖ çok önceden deşifre
edilmişti
Milli Ekonomi Modeli Panelinde söz alan Araştırmacı-yazar Alaaddin Özkar ise, 15 Temmuz darbe girişimi ile çirkin yüzü tamamen gün yüzüne çıkan FETÖ terör örgütü ile ilgili önemli konulara değindi. Özkar, Fethullah Gülen'in II. John Paul'ü ziyareti ve 10 Şubat 1998 tarihli Zaman gazetesinde de yayınlanan mektubunun FETÖ’nün misyonunu ortaya koyduğunu vurgulayarak, “Bu tehlikeyi daha o günlerden gören ve siyasileri ve milletimizi uyaran tek kişi Prof. Dr. Haydar Baş’tır. Dinlerarası diyalog projesinin, milletin ve devletin yapısını tahribe yönelik bir çalışma olduğununun altını çizen ve bu alanda yıllarca mücadele veren Sayın Prof. Dr. Haydar Baş’ın hakkını teslim etme zamanı gelip geçerken, topyekün herkesin bu tehlikeyi daha kimse farkında değilken sezen kişiye bir özür borcu olduğunu da unutmayalım.
Tahribatlar tamir
edilmeli
Bugün geldiğimiz noktada FETÖ terör örgütünün temizlenmesi devam ederken önemli bir noktayı hatırlatmak isteriz. Elbette bu temizlik yapılmalı ve suçlular cezalarını çekmelidir. Ancak en önemli olan şey, yıllarca bu örgüt tarafından milletimize ve devletimize Dinlerarası Diyalog projesi ile verilen zararlar da tamir edilmeli ve bu zihniyet de temizlenmelidir” diye konuştu.
Bütün Devletler
Kime Borçlu?
Panele konuşmacı olarak Gaziantep Üniversitesinden katılan Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu ise Milli Ekonomi Modeli’nin “Milli Paralarla Ticaret” konusuna değindi. Eyercioğlu şöyle konuştu: “Ülkemizin dış borçlanmasının tarihi seyri ile ilgili bir araştırma yaparken Almanya, Fransa, İngiltere, Kuveyt ve hatta ABD’nin dış borcunun olup olmadığını merak ile onları da araştırdım. Gördüm ki, dünyadaki bütün ülkeler borçlu. İyi de bütün dünya devlet ve milletleri kime borçlu? Bu araştırmanın sonunda gördüm ki bütün dünya bir Yahudi aileye kölelik yapıyor. Bugün dünyada geçerli olan para dolar bile ABD’nin kendi milli parası değil. Üzerine “Federal ReserveNote” yazıyor. Yani doları basan ABD devleti değil bir Yahudi aileye ait özel bir banka. ABD bu bankadan doları borç alarak alıyor ve üzerine kendi karını koyarak dünyaya pazarlıyor. Böylece dünyadaki bütün mal ve hizmet üretimi bu boyalı kağıtlarla karşılık buluyor. Ülkemizde ve dünyanın değişik yerlerinde üretilen her türlü mal ve hizmet boyanan bu kağıtlarile ABD ye transfer oluyor. Bunun en güzel örneği Japonya! Japonya, ABD ile arasında geçen savaştan sonra müthiş bir üretim atağına girişti. Yıllarca teknoloji, oyuncak, mal ve hizmet üretti. Ortaya koyduğu tüm bu üretiminde hemen hemen tamamını ABD’ye sattı! Bu aslında bir ticaret değil boyalı bir kağıt karşılığı bedava kölelikti. Bilgisayar üret karşılığında dolar al. Bilgisayar emek ve teknolojik olarak bir değer iken dolar ise boya ve baskı maliyeti olan bir kağıt parçası. Sadece Japonya değil bütün dünya ülkeleri böylece soyulurken Prof. Dr. Haydar Baş’ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli ile ülkelerin gözlerindeki bu perde kalktı. 2005 yılından başta Çin dünyada altın toplamaya başladı. Kasasında dolar rezervi yaparken bu tarihten sonra altın rezervine gitti. Araştırın o tarihten sonra dünyada altın fiyatları artmaya başladı. Peki ne oldu? Milli Ekonomi Modeli’nde Prof. Dr. Haydar Baş, uluslararası ticarette ülkelerin kendi milli paraları ile ticaret yapmaları esasını ve hukukun ortaya koymuştur. 2005 yılından beri Milli Ekonomi Modelini uygulayan Rusya, 2013 yılında devlet meclisi Duma’ya Prof. Dr. Haydar Baş beyi davet ederek 5 saat süren bir Milli Ekonomi Modeli sunumu ile bürokratını, siyasetçisini, profesörünü, öğrencisini Haydar Hoca ile buluşturarak tam bir beyin fırtınası yapmış ve Rusya, Çin, Hindistan, Brezilya ve Güney Afrika devletleri ile BRİCS birliği kurulmuştur. Bu birlik “Milli Paralar ile Ticareti” esas alan bir birliktir. Rusya Devlet başkanı Putin, Cumhurbaşkanımız ile yaptığı son iki görüşmede ısrarla Rusya-Türkiye arasındaki ticarette milli paraların kullanılması fikrini ortaya atmaktadır. Allah’ın işine bakın ki, ülkemizde yıllardır Prof. Dr. Haydar Baş beyi ve modelini görmezden gelenlere Putin adeta adres göstermektedir.”
(Kilis Postası Haber Merkezi)