Haftalardır televizyonların haber programlarının ana gündemini 1 mayıs haberleri oluşturuyor. 1 mayıstan 15- 20 gün önce tartışmalar başladı, hükümet tarafı provokasyon ihbarı ve tehlikesi nedeniyle kutlamaların Taksim Meydanının dışında alternatifli birkaç alanda yapılmasını önerdi. İşçi sendikaları da hayır biz 1 mayısı taksim meydanında kutlayacağız bu bizim demokratik hakkımızdır kimse engelleyemez diye direttiler. Televizyonların haber bültenleri 1 mayıs sabahına kadar, tarafların tahrik haberleri ile doldu taştı. Hükümet işçi sendikalarının bu tavrını anayasal düzeni zorla değiştirmek olarak değerlendirme noktasına kadar gitti.
Ve nihayet tarih 1 Mayıs 2008, sabah saatlerinde başlayan olaylar gün boyu televizyon programının flaş haberleri oldu ve bazı televizyonlar olayları canlı verdi. 1 mayıs sonrası açıklamalarla ve olayların görüntüleri ile1 mayısın üzerinden günler geçmesine rağmen gündemdeki sıcaklığını hala koruyor ve uzun sürede koruyacağa benziyor.
Yaklaşık bir aydır gündemi meşgul eden 1 Mayıs olayları ile nelerin üstü örtüldü şöyle bir tahlil edelim.
1-301 inci madde meclisten geçirildi.
2-Bir haftada güneydoğuda 13 şehit verildi.
3-Kıbrısta Türklerin aleyhine önemli gelişmeler oldu.
4-Avrupalı yetkililer Fener Rum Patriği Bartlemaus ile ilgili ekümenik ifadeler kullanıyorlar.
5-Dışişleri Bakanı Sayın Babacan Kuzey Iraktaki yerel yönetim yetkilileri ile görüşmeler yapabileceklerini açıklıyor. Bu gelişme kürdistan devletini resmen tanıma anlamına gelir.
6-Hükümetin ekonomik göstergeleri olumsuz sinyaller veriyor.
7-Temel gıda maddelerindeki fiyatlar % 120 ye kadar arttı (pirinç, yağ, ekmek, bulgur vb.)
8- Merkez bankası başkanı üç aylık dış ticaret açığının 18 milyar dolar olduğunu açıkladı, yıllık ortalamaya vurulduğu zaman bu rakam yıl sonu itibarı ile 72 milyar dolardır. Hatırlayalım Ecevit hükümeti döneminde dış ticaret açığı 22 milyar dolar iken anayasa kitapçığı bahanesiyle ekonomik kriz yaşamıştık.
Şimdi insan sormadan edemiyor acaba 1 Mayıs olayları Türkiyenin aleyhine olan bu gelişmeleri kamuoyunun gündeminden düşürmek için mi kurgulandı.İşçi sendikaları başkanları meydanlarda işçilerin hakkını savunmak için konuşmalar yapıyorlar. Kamusenin yaptığı araştırmaya göre bu ülkede açlık sınırı 914 YTL, yoksulluk sınırı 2 420 YTL, asgari ücret ise 435 YTL.
İşçi sendikaları başkanları size sesleniyorum, asgari ücret tespit komisyonunda işçileri temsil eden sizsiniz, 435 YTL asgari ücretin altına imzayı siz atıyorsunuz, sonrada çıkmış meydanlarda işçilerin haklarını savunduklarınızı söyleyen açıklamalar yapıp gösteriler düzenliyorsunuz, siz bu işçilerle ve bu milletle dalga mı geçiyorsunuz? Yoksa hükümet ve medya gibi sizde mi bu kurgunun oyuncususunuz?
Mehmet İNEKÇİOĞLU