Umut yoksulun ekmeği. Umut sevenin dileği. İnsanoğlu hayallerle tasarlamış geleceği.
Diye başlar arabesk. Taşradan bin bir umutla büyük kentlere göç eden insanımız biz merkezli anlayışın hakim olduğu kırsal kesimden, ben merkezli anlayışın hakim olduğu metropol memleketlerde kültürel yozlaşmanın içinde bulur kendini.
Varoşlarda yaşayan insanımız ekonomik olumsuzluklar nedeni ile yaşam savaşının içinde bulur kendini. Bu mücadele insanımızın duygu dünyasını alt üst etmiştir. Her şeyin madde planında değerlendirildiği büyük memleketlerde maddi ve manevi boşluğa düşen insanımız, mutsuzluğun getirdiği umutsuzlukla arayış içine girer. Derdine derman olacak sesini duyacak, kendisini anlayacak bu olumsuzlukları ortadan kaldıracak birilerini arar. Bu arayışı fırsat bilen düzenin düzenbazları bunalan insanımızı istismar ederek siyasi, ekonomik milli ve manevi yönden hep sömürmüşlerdir.
Anadolunun yiğit, mert, delikanlı, dürüst insanı büyük memleketlerin düzenbaz, üçkâğıtçı, yalaka, ikiyüzlü, sömürünün hâkim olduğu düzene isyan eder. İşte tam bu zamanda Arabeskin kıralı Orhan GENCEBAY,
Yazıklar olsun, Yazıklar olsun, Kaderin böylesine, Yazıklar olsun.
Her şey karanlık, nerde insanlık. Kula kulluk edene yazıklar olsun.
Batsın bu dünya, bitsin bu dünya Ağlatıp ta gülene Yazıklar olsun
Diye başlayıp şikâyetim yardana diye bitiriyor ve insanımızın duygu ve düşünce dünyasına tercüman oluyor bütün bu olumsuzlukları yaratana şikâyet ediyor zulme maruz kalan insan zalimi kime şikâyet edebilir ki tabiî ki yaratana havale edecek. Bu sese kulak veren insanımız Arabesk müzikte kendini buluyor.
Çıplak gözle bakıldığında ifadelerin manası sanki kadere isyanmış gibi algılanabilir. Ama hiçte öyle değil. İnsanımız kadere isyan etmiyor, kula kulluk edene, düzensizliğe, ekonomik politikadaki sömürü sistemine isyan ediyor. İnsanlığını kaybeden, düşenin elinden tutmayan, yardıma muhtaç olana yardım etmeyen, insanımızın değer yargılarını hiçe sayıp. Kültürel yozlaşmaya isyan ediyor. Yoksa bu milletin; Allaha, kadere, manevi değerlere inancı tamdır. İnsanımızla konuştuğunuz zaman bunu en güzel bir şekilde müsaade edebilirsiniz.
Oğlumuzun yaşı 35 kızımızın yaşı
Yıllarca bu düzensizlik hep yanlış aktarılmış. Kültürel bozulmayı, ekonomik sömürüyü kader gibi algılayıp anlatmışlar insanımıza. Elinden bir şey gelmeyen insanımızda, teselliyi, dertlerine ve duygularına tercüman olan arabesk dinlemekte bulmuş. Ama dertlerine ve problemlerine çözüm bulamamışlar. Birçok arabesk sevdalılarıyla yani Orhancı, Müslümcü, Ferdicilerle, yaptığım görüşmede bana şunları söylediler: Artık dertlerimize çözümü bulduk, Radyo 79 da Prof. Dr. Haydar Başı Meltem TVde Milli Ekonomi Modelini izliyor ve dinliyoruz. Dinledikçe umudumuz artıyor.
Prof. Dr. Haydar Başın Milli Ekonomi Modeli ve sosyal devlet projesiyle ezilmişliğe, sömürüye son veriliyor. Tüm arabesk dinleyicileri; artık fakirlikten dolayı evlenemiyorsanız, evlenip de başınızı sokacak bir eviniz yoksa yoksulluktan dolayı çocuklarınızı okutamıyorsanız, paranız olmadığı için yeterli salık hizmeti alamıyorsanız, çok çalışıp az kazanıyorsanız sizi bu sıkıntılardan kurtaracak Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet projesi geliyor. Artık sahipsiz değilsiniz.
M. İnekçioğlu