Geçenlerde terörle mücadele kapsamında Şırnak?ın Uludere ilçesine yakın Irak?ın kuzeyinde PKK nın kontrolündeki bir yerde 35 vatandaşımız hava kuvvetlerine ait savaş uçaklarımız tarafından alınan istihbarat bilgileri sonucu terörist zannıyla vurularak öldürülmüşledir. Günlerdir hatta haftalardır medyanın ve kamuoyunun gündemi bununla çalkalanıyor.
Herkes bu yanlışlığın sorumlusunu ararken gerçek sorumlular sorumluluktan kaçmak için çeşitli bahaneler öne sürüyorlar. Silahlı kuvvetler kendilerine ulaşan istihbarat bilgilerine göre hareket ettiklerini söylerken, siyasiler istihbarat bilgilerini kimden ve nasıl aldıklarını kamuoyuna bir türlü açıklayamadılar.
Bu netsizliği fırsat bilen bazı ağzı kara millet, devlet ve asker düşmanı ajan, zihniyetli köşe yazarları ve sözde aydın geçinen malum çevre mal bulmuş mağribi gibi yalan ve yanlış yazılarla, sözlerle kamuoyunu yönlendirmeye çalışıyorlar. Yok, efendim asker bunu bilerek yapmışta, terörle yapılan mücadeleyi sekteye uğratmışlarda, asker terörün bitmesini istemiyormuş da, asker bölge halkına kin ve düşmanlık besliyormuş da falanda filanda. Olayın olduğu günün sabahında gazetenin biri sür manşetten haber yapmış ?DEVLET HALKINI BOMBALADI ? el insaf yahu.
Zaman zaman şafak vaktinde baskıya giren böyle taraf gazeteler ve bunların uzantısı olan televizyonlar bu tür haberler ve yazılarla bu milletin birlik ve beraberliğini bombalayarak devlet ile milletin, asker ile sivilin arasını açıp halkın arasına fitne yaymaktadırlar.
ABD de başkan Bush ile sayın başbakanımız Erdoğan arasında imzalanan istihbarat paylaşımını neden bu millete açıklamıyorlar. 35 vatandaşımızın bombalanmasında ABD nin CİA sının heronları tarafından verilen istihbarat bilgilerinin içeriği neden kamuoyundan gizleniyor.
Sayın Beşir Atalay olaydan sonra televizyonda ölen 35 vatandaşımızın ailelerine tazminat ödeneceğini söylüyor. Bu arada Barzani bir yetkilisini göndererek ölenlerin ailelerine 40 000 Dolar tazminat ödediklerini söylüyorlar. Bizim ağzı kara bazı köşe yazarları Türkiye?nin ödeyeceği rakamın şu kadar olması gerek, bu kadar olması gerek tarzında fikir beyan ediyorlar. Neymiş efendim bunlar mazot kaçakçısıymış terörist değilmiş haksız yere öldürülmüşlermiş bunların ailelerine devlet tarafından yüklü miktarda tazminat ödenmeliymiş.
Geçenlerde sabah vakti bir çay ocağında otururken televizyonda sabah haberlerini dinliyoruz tazminatla ilgili haber geçince Kilis?in sınır köylerinden birkaç vatandaş öfkelenerek şunları söyledi. ?Eğer devlet bunlara tazminat öderse bizde tazminat isteriz?. Neden diye sorduğumda ?memlekette iş olmadığından yıllardan beri bizim yakınlarımız mayından Suriye ye geçerek sırtçılıkla ekmek parası kazanmaya çalışmışlardır. Bu geçiş esnasında elini, kolunu, ayağını, bacağını ve hatta hayatını kaybedenler olmuştur. Eğer devlet ölen 35 mazot kaçakçılarına tazminat öderse bizde ödenecek olan tazminatı emsal göstererek devlete tazminat davası açarız? dediler.
Ama onlar savaş uçaklarının açtığı ateş sonucu öldüler sizin yakınlarınızda böyle bir durum söz konusu değil ki dediğimde. ?Ne farkı var onlar orada devletin uçağından atılan bomba sonucunda öldüler bizim yakınlarımızda burada devlet tarafından sınıra döşenen mayınlarla öldüler. Oradakiler çoluk çocuğunun geçimini sağlamak için mazot getiriyorsa, buradakiler de çoluk çocuğunun geçimini sağlamak için çay sigara vs getiriyorlar aradaki fark ne? dediler.
Bu kıyaslama karşısında sustum bir şey diyemedim. Eh ne diyelim vatandaş söylüyor nede olsa ülkemizde demokrasi var. Yaşasın DEMOKRASİ!!!!!
Sahi Türkiye?nin sınırlarının hiç bir yerine mayın döşenmezken neden1954 yılında Suriye sınırına mayın döşendi bilen var mı? Bence Suriye sınırına mayın döşeyen iradeyle Irak?ın kuzeyindeki istihbarat bilgilerini bize veren irade aynıdır.
Mehmet İNEKÇİOĞLU