Reyhanlı; Hatay ilimizde güzellikler taşıyan, sevgi dolu insanları ile bezenmiş bir güzel ilçedir. Maalesef geçtiğimiz günlerde bu şirin ilçemizde meydana gelen patlamalarla, onlarca insanımız onlarca insanımız öldüğü gibi, onlarca insanımız da ağır yaralı olarak hastanelerde yaşam mücadelesi veriyor. Suriye’deki savaş dolayısı ile hudut yakınındaki bölgelerde sığınmacı olarak Suriyelilerin bulunması sebebiyle meydana gelmiş olması ziyadesiyle endişe vericidir.
İşte bu endişeler içinde, Allah korusun, Kilis ve Gaziantep illerimizde de sıkı tedbirler alınması gerekmektedir. Hudut kapılarının yolgeçen hanına döndürecek hiçbir önlem alınmaz ise olaylar hızını arttırır ve kan ve gözyaşı dursun dediğimiz bir dönemde Suriye toprakları üzerinden kan ve gözyaşı akar. Benim anlamadığım tek konu mutlaka ve mutlaka güvenlik ve kontrol zafiyetinin oluşmasıdır.
Zira ben bir emekli askerim. Eşimle birlikte elimdeki hüviyetimle birlikte bir askeri tesisin kapısından içeriye girerken, güvenlik kamerası ve kontroller altından geçiyor, arabamızın bagajı didik didik aranıyor da bomba yüklü araçlar nasıl oluyor o giriş kapısından Suriye plakalı olduğu halde ellerini kollarını sallayarak geçiyorlar. Onun için titiz bir güvenlik olmalı. Kim olursa olsun. Nasıl ki cezaevi ziyaretlerinde en ufak ayrıntıya kadar kontrol ve arama ile giriliyorsa bu hudut kapılarından geçişte de mutlaka aynı özende kontroller yapılmalı, güvenlik görevlilerine eğitim verilmeli…
Yıllar evvel orduda görevli iken birliğime bağlı mühimmat depolarını gece kontrol edip, kontrol edildiğine dair imza atma gereği vardı. Bir gece nöbetim sırasında tepedeki mühimmat deposuna bir askeri jeep ile 30 metre yaklaştığımda, nöbetçi er ‘’dur, yaklaşma’’ dedi. ‘’Parola ve işareti söylemeden hareket etme’’ dedi. O er nöbetini benim yazdığım ve oraya gönderdiğim askerdi. ‘’Oğlum ben komutanın Taşkın, gelip defteri imzalayıp döneceğim, parolayı almadım.
Bekletme beni’’ dedim. ‘’Tanımaya tanıdım ama yine de parola ve işaret vermeden yaklaşma’’ dedi ve piyade tüfeğine mermiyi sürdü. Ben şoföre emir verdim ve geri dönüp erin nöbeti bittiğinde odama getirilmesini söyledim.
Er içeri girdi, selamını verdi. Üzüldüğümü anlamıştı ve şu sözleri söyledi; ‘’komutanım, yüzbaşım bugün bir ara bizleri topladı ve bilhassa dedi, mühimmat depolarına yaklaşan kim olursa olsun, parolayı bilmiyor ve yaklaşmaya ısrar ediyorsa silahını ateşle ve bana gel dedi’’ Evet, eli kınalı Mehmetçik görevini titizlikle ve heyecanla yapar.
İşte bu görüntülerden yola çıkarak eğer o yıllar evvelin görev titizliği bu sınır kapısına yansımış olsa idi, bu günahsız insanlar şimdi yaşıyor olacaklardı… Onun için karada, denizde ve havada Türk askerinin mantığına müdahale etmeyiniz ve bırakınız o güzel disiplinlerini uygulasınlar. Diğer hudut kapılarımızda önlemleri alalım, oradaki askerimizi de barış falan diyerek ot yolmaya, çiçek dikmeye, bahçe bellemeye yöneltmeyelim.
Reyhanlı halkına derin baş sağlığı diliyor, ölenlere Allah’ın rahmetini vermesini dilerken, yaralılara acil şifalar temenni ediyor ve dualarımı gönderiyorum. Tanrı ülkemizi korusun ve sulh, sükûn gelsin!
Nejat Taşkın