Sebebi ne olursa olsun, yüzlerce insanın hayatını kaybettiği Soma faciası Cumhuriyet kurulduğundan beri, depremler hariç en büyük faciadır.
Bu konuda yazı yazmak için kalemi elime aldığında, önce başlık aradım sonra kelime aradım. Hangi kelimeye el atsam acıları dindiremeyeceğimiz için, gözlerimde biriken yaşı silerek ancak ölenlere, kaybettiğimiz bu güzel insanlara Allah’tan binlerce rahmet yakınlarına ve ülkece baş sağlığı dileyerek köşeme bu acı olayı son olması dileğimle yazmaya çalışıyorum.
Maden Ocaklarında 1600 tl aylıkla çalışan bu işçiler ekmek parası uğruna yerin iki km. derinliğinde çalışmak mecburiyeti içinde olması, akla ihmal kelimesini getirdiğinde derin derin düşünmeye başladım. Zira dünyada 3. sıraya Avrupa’da 1. sıraya aldığımız bu maden ocakları kazası, neden sorusuna akla getiriyor ve çeşitli ihmaller yüreğimizi parçalıyor.
Televizyon kanallarından Trafo patlaması denirken, bir Yüksek makine mühendisi başka ihmaller olduğunu ve trafo olayının kurtarıcı olarak seçildiğini belirtmekte doğrusu acıların derecesi daha büyümektedir.
Acılar ve ülkemizin hak etmediği bu yaşantılar eğer ciddi bir ihmalden doğuyorsa doğrusu vicdanların sızlaması gerekir. Elbette yüzlerce insan maden ocaklarında can veriyor ve ülke yas içinde bütün temennimiz verilen o ölüm haberlerinin artmaması…
Şöyle oldu, böyle oldu demek yerine bu faciaların bundan sonra yaşanmaması için tedbirler alınmasını bekliyoruz. Evet bayraklar yarıya indi ve şu an 200 insanın vefat haberi geldi. Allah daha fazla ölüm haberi almadan sağlıklı insanlara kavuşmak istiyoruz.
Feryatlar yükseliyor…
Gözyaşı dinmiyor…
Çoluk çocuk ve tüm aile fertleri ve tüm Türkiye ağlıyor, spiker ifade ediyor. Sığınaktan üstü battaniye ile çıkan sedyeler ölüm getiriyor. Eğer yüzü açıksa yaralı geliyor diye heyecanla bir sevgi ifadesi sunuyor.
Bütün kanallar bu görüntüler içinde ambulanslar vızır vızır yaralı ve ölü taşıyor. Şimdi bütün Türkiye yasta ne diyelim Allah’tan sabır ve metanet diliyoruz. Allah ülkemizi bu tür felaketlerden koru, duasını sık sık yapıyor, ama kaderin ördüğü bu ağları Allah’ım ne olur ülkemizden uzak tut diyoruz.
Yazarken kalemim ve elim titriyor, daha fazla yazmadan bu acılı köşe yazıma nokta koyuyorum. Allah ülkeyi korusun ve ihmaller araştırılsın bir daha böyle olaylar olmasın. Allah ailelere sabırlar versin. Tek temennimiz devlet ve ilgililer, bu yarları hiç olmazsa biraz olsun dindirmek için sarsınlar ve aileleri hiç olmazsa biraz rahatlasın.
Eve ekmek taşıyacak insanların yaraları sarılsın, yoksulluklar giderilsin ve tekrar bütün ülkenin başı sağ olsun diyerek Allah bizi felaketlerden koru diyerek köşe yazısını yarıya inen bayraklar karşısında sizleri selamlayarak noktalıyorum.
Nejat Taşkın