Bir tatil gününün bilançosu; 29 ölü,60 yaralı...Evet, rakamlar bunu gösteriyor ve bir trafik savaşının maalesef acı bilançosu gözler önüne seriliyor. Eğer bir savaş olsaydı yine ayni görüntüler belki de daha az zayiatla neticeye gidilecekti. Hâlbuki bir Ramazan ayı kutsallığı içinde, ocaklara düşen bu ateşi telafi etmek mümkün değilse bile, bundan sonra olsun tedbirleri almak ve ona göre gazına bastığınız aracı dinlemek gerekir.
Düşünün bir kere, İstanbul?dan Ağrı iline otuz yolcusu ile çıkan bir münübüsün bu uzun yol sürecinde hiç mi kontrolü yapılmadı. Binlerce kilometrelik bir yol güzergâhında bir Allahın kulu, görevlisi, dur, arkadaş demedi ve otuz yolcusu ila Ağrı ili sınırında tekeri patladı kamyona tosladı 14 can kaybı ve 16 yaralı ile maalesef kan ve gözyaşına ortak oldu.
Hâlbuki görevliler sık sık kontrollerinde karşılarına çıkan bu aracı görüntülediklerinde mutlaka el koyacaklar ve ihtarı çekeceklerdi. Arkadaş, sen ne arıyorsun bu otuz kişiyle bu yollarda ve bu sıcak havada bu minibüsle. İşte bu ihtar vaziyeti kurtaracak belki de bu acı kan ve gözyaşı olmayacaktı. Onun için yolculuğa hazırlanırken hele bu sıcak yaz günlerinde mutlaka aracınızı başta lastikler olmak üzere gözden geçiriniz, gaza basarken olsun bir an için düşününüz insan taşıyor bu konuda geniş tedbirlere ihtiyacınız olduğu kanısına varırız.
Onun için eğitimli ve saygın trafik polislerimiz bu yetkilerini titizlikle kullanarak uzun yolculuklara çıkan şoförleri kontrol etmeleri gerekir. Zira ne kadar güçlü olursa olsunlar, sekiz saatten fazla bir uzun yol şoförü bence bu zorlamaya yanaşamazlar.
O halde tedbir ellerinde bir not defteri işe başladığı saatler ve imzalar, bunları kontrol etmekte saygın polislerimiz her kontrolde, getir defteri dediğinde netice ortaya çıkar ve olumsuz bir kaza haberi önlenmiş olur. Bu acı neticeyle sonlanan kazaları önlemenin yolu trafik polislerimizin dirayetiyle mümkündür. Zira onlar hızlı giden aşırı yolcu alan ve elinde cep telefonu ile konuşan, kemerini bağlamayan, direksiyonda fosur fosur sigara içerek yolcusunu düşünmeyen ve birde uykusuz ve yorgun şoförlerin meydana getirdiği kazaları da düşünürsek yukarıda belirttiğimiz tedbiri almak suretiyle kazaların bir an için önüne geçmiş oluruz.
Dünkü kazaların çoğunluğunu hep lastik patlaması ile kaybolan direksiyon hâkimiyeti meydana getirdiğine göre üzerinde eğri oturup doğru konuşmak gerekir.
Trafik bence ülkenin en önemli sorunlarından biridir. Hele bu günlerde ortaya çıkan tablo korkutucu bir durumdur. Cezalı tedbirler bence sağlam netice vermez onun için, mutlaka ciddi eğitim kuralları gerekir. Eğitim sık sık tekrarlandığında ne şehir içinde ve nede şehir dışı yollarda bu kadar korkunç bilançolu tablolarla karşılaşmayız. O halde bu trafik canavarını yok etmenin yollarından biride devletle millet el ele verecek, ülkenin bu kan seline bir çözüm bulacaklardır. Suriye savaşlarında da günde ayni ölümler savaş hali içinde vuku bulmakta bizde ise trafik savaşı ayni bilanço ile neticeye gidilmektedir.
Bence, her vasıtanın parolası şu olmalı ve bu parola aracın bir köşesine ve şoförün ehliyetine yazılmalıdır:
ERİŞİR MENZİLİ MAKSUDA; AHESTE GİDEN!...
Dileğimiz trafik kazaları olmayan günlerimiz bol olsun ve yuvalar kilitlenmesin?
Nejat TAŞKIN