Bir ülkeyi, milleti, vatanı ayakta tutan en önemli unsur eğitimdir. Sadece eğitimle yanlışlar doğruya, kötülükler iyiliğe, haksızlıklar haklıya dönüşebilirler.
Hayatı güzelleştiren, iyileştiren ve anlamlı kılan faktörlerin başında eğitim-öğretim vardır. Ülkelerin maddi kazançlarını bir yana bırakıp gelişmişlik sürecini düşündüğümüzde; gelişmemiş- az gelişmiş- gelişmiş ülke kategorisine göre ayırmamızda en önemli öncül EĞİTİMDİR. Eğitim-öğretimi desteklemek ülkenin gelecek hesabına yatırım yapmak demektir. Ne kadar çok eğitime yatırım yaparsak ve bunu anlamlı bir şekilde devam ettirirsek ülkemiz gelişmeye açık – huzurlu bir yaşam alanı olur. Dolayısıyla eğitim seviyesi yüksek huzurlu mutlu yaşayan bireylerin de mutlu ve başarılı çocukları olur. Sonra o çocuklar büyüyüp ülkeyi yönettiklerinde rehaf seviyesi yüksek bir ülke ve mutlu yaşayan bir halk olur. (Yani hasret kaldığımız tablo…)
Eğitim- öğretim yuvalarımız okullarımız camiler gibi toplumların mabedi misalidir. Okullar ve camiler düzenli- güzel eğitim verdiği sürece bir millet, bir vatan yıkılmaz her şeye ve herkese rağmen. Oysa günümüze baktığımızda okullarımıza, camilerimize bombalar yağmaya başladı hiç yoktan. Okullarda çocuk kahkahaları ve zil seslerini; camilerde ezan seslerini duymak yerine bomba seslerini duyduğumuz gün bu ülke en büyük acısını yaşadı. Okul bahçesinde oynayan, koşturan masum çocukların cesedini, yaralı bedenlerini toplamak mı kaldı bize şehitlerimizden atalarımızdan yadigar! Bu ülke uğrunda binlerce can verildi ki vatan için millet için gelecek nesiller için.(di).
Gelecek nesil artık tedirgin, korkulu ve bir o kadar öfkeli. Yarınlardan umutsuz ve okullara küskün oldu. Bir gün önce yan sırasında oturan arkadaşının üzerine yağan ölüm bombalarının onun da üzerine düşmesinden endişeli ve korkuyor okula gitmekten sokağa çıkmaktan. Ya da evinde otururken üzerine bombaların düşmesinden ve ölmekten. Sahi ölüm neydi? 80 yaşına gelmiş yaşlı nine- dedelerin hastalanıp huzurlu yolculuğa çıkmayı vs. değil miydi? Böyle anlatmışlardı ona oysa çocuk diye. Çocukların başına ölüm hiç gelmez ya da gelmesin diye düşünerek. Bilemezdi kimse eğitim öğretim görmesi için okula bıraktığı yavrusunu öldü mü yaralı mı korkusuyla okuldan almaya gideceğini.
Bu vatan bu millet böyle bir acıyı, kalleşliği bir daha hiç yaşamasın inşallah. Bizi en masum, en zayıf noktamızdan “sevda yerimizden vuranları” iki cihanda da Rabbimin Kahhar ismiyle kahretmesini diliyorum. Bu yazı okullara atılan bombalarda yaralanan ve ölen tüm Müslüman kardeşlerimize ithafen yazılmıştır.
NEZİHE KARA
28 OCAK 2016