• Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri
Anasayfa
  • Ekonomi
  • İslam
  • İlçeler
  • Kilis Güncel
  • Analiz
  • Eğitim
  • Siyaset
  • Vefat
  • Spor
  • Bitki Rehberi
  • Güncel Haberler
  • Kültür & Sanat Teknoloji Sağlık Dünya Türkiye Videolar
  • Ara
SON DAKİKA:
17:45
Gaziantep Milletvekili İrfan Çelikaslan’dan Rektör Akman’a Ziyaret!
17:43
Kilis 7 Aralık Üniversitesi'nde Önemli Ziyaret: Milletvekili Dal ile Rektör Akman Bir Araya Geldi
09:50
Dolar - Euro - TL Kuru 30 Haziran 2025
09:50
Altın Fiyatları 30 Haziran 2025
Video Galeri Foto Galeri Yazarlar Üye Paneli
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
  1. Köşe Yazarları
  2. Prof. Dr. Haydar Baş
  3. Allah'a Ulaştıran Tek Yol
Yayınlanma: 25 Temmuz 2024 - 08:49

Allah'a Ulaştıran Tek Yol

25 Temmuz 2024 - 08:49
Yorumlar
TAKİP ETTAKİP ET
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
Prof. Dr. Haydar Baş
Prof. Dr. Haydar Baş

İnsanları Allah'a ulaştıran tek yol; dindir. Bu dinin adı da İslam'dır. İslam, ilk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem ile başlayan İlahî dinin adıdır. 

Hz. Âdem Safiyyullah Efendimizden sonra bütün peygamberlere ve son peygamber Hz. Muhammed Efendimize (s.a.a.) gelen din, yine İslam dinidir. 

Hz. Âdem'le başlayan İslam, bütün zamanlarda itikadî olarak aynı esasları beyan etmiştir.

Peygamberlere gelen dinde itikad, ibadet, muamelat hükümleri ile ilgili ahkâm-ı İlahiye yer almaktadır. Hiçbir peygamber döneminde itikad esaslarında değişiklik olmadığına göre, değişen kural ve kaideler, zamanın ihtiyaçlarına cevap verecek muamelata ait konular, ibadetin şekillerini belirleyen hükümlerdir. Peygamberler hep kendinden evvelkileri doğrulayıcı ve geleceği müjdeleyici olmuşlardır.

Nitekim Kur'an-ı Kerim'de buyuruldu ki: "Bir vakit ki, Meryem'in oğlu İsa, dedi ki: 'Ey isrâiloğulları! Şüphe yok ki ben, benden önce olan Tevrat'ı tasdik edici ve benden sonra Ahmed isminde gelecek bir peygamberi müjdeleyici olarak sizlere Allah'ın Resulüyüm.' Vaktaki, onlara açık mucizeler ile geldi, dediler ki: Bu bir apaçık sihirdir." (Saff: 61/6).

Ahkâm-ı şeriyyeye ait hükümlerin değişmesine "nesh" denir. Son peygamber Muhammed Mustafa'ya (s.a.a.) gelen ahkâm-ı şeriyye, kendinden evvel gelen şeriatların kurallarını neshetmiştir. Bu sebeple mensuh olmuş olduğundan, geçmiş peygamberlerin şeriatlerine göre amel etmek caiz değildir.

Bugün ise, bu meselede şu âyet-i kerime delil gösterilerek Musevî ve İsevi'lerin de Cennetlik olduğu iddia edilmektedir:

"Şüphe yok ki, mü'minler ile Yahudilerden ve Hıristiyanlar ile Sabiîlerden herhangi kimseler Allah Teâlâ'ya, âhiret gününe iman edip salih amellerde bulunmuş olurlarsa, onlar için Rabbleri katında mükâfatlar vardır. Ve kendilerine asla korku yoktur. Ve onlar mahzun da olmayacaklardır." (Bakara: 2/62).

Subki'den rivâyet olunur ki; Bu âyet-i celile Selman-ı Farisî ve arkadaşları hakkında nazil olmuştur. 

Selman, Hz. Resûl'ün huzuruna geldiğinde, arkadaşlarının ibadetlerinden ve çalışmalarından bahsetti ve "Ya Resûlallah! Onlar namaz kılarlar, oruç tutarlar, Sana iman ederler ve Senin hak peygamber olduğuna şehadet ederlerdi" dedi.

Selman onları senadan fariğ olunca Hz. Peygamber, "Ya Selman! Onlar cehennem ehlidirler" buyurdu. Bunun üzerine Allah Azze ve Celle, bu âyet-i celileyi inzal buyurdu.

Yukarıdaki hadiseden anlaşıldığına göre, Resûlullah (s.a.a.) Efendimizi kabul etmiş göründüğü halde, dinlerinden vazgeçmeyenler, nifak ehlinden olup, ikiyüzlü olanlardır. 

Nitekim İbn Hacer-i Askalanî, Ahmed b. Hanbel, İbn Ebi Şeybe ve Bezzar'ın, Hz. Cabir'den rivâyetlerine göre, Hz. Ömer kitap ehli olan bazı kimselerden elde ettiği bir kitabı Peygamber Efendimiz (s.a.a.)'e getirip onu okuyunca (veya okumak isteyince) Hz. Peygamber (s.a.a.) kızmış ve şöyle ikaz buyurmuştur:

"And olsun ki, Ben, size bu şeriati bembeyaz ve tertemiz olarak getirdim. (Din konusunda) onlara hiçbir şey sormayın. Çünkü onlara sorarsanız, icabında hak olan bir şey söylerler de siz, onun yalan olduğunu söylersiniz veya bâtıl bir şey söylerler de siz onu tasdik edersiniz.

Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim, eğer Musa hayatta olmuş olsaydı, Bana uymaktan başka bir yolu olmazdı." (Ahmedb. Hanbel, Müsned, III, 387).

Demek ki, Peygamber Efendimiz'i (s.a.a.) kabul etmek; O'na tâbi olmakla mümkündür. 

Resûlullah Efendimizi (s.a.a.) kabul etmenin tezahürü ise, O'na gelen ahkâm-ı İlâhîyeyi yaşamaktır. Bir âyet-i kerimede, "Ve namazı kılınız, zekâtı da veriniz ve rükû edenler ile beraber rükû ediniz" (Bakara: 2/43) buyurulmaktadır.

Bu âyette İsrailoğullarına namaz kılmak, zekât ödemek ve rükû edenlerle beraber rükû, yani cemaat halinde rükûlu namaz kılma emri verilmektedir. 

Çünkü Yahudilerin namazında rükû yoktur ve namazı cemaatle kılmayıp tek tek kılarlar. Burada Müslümanların cemaati içinde yer alıp onlarla beraber rükûlu namaz kılmaları yani Son Peygamberin dinine uygun ibadet etmeleri emredilmektedir. Herkesin kendi bildiği gibi namazlarına devam etmeleri söylenmemiştir. Dolayısıyla bütün insanlık, en son gelen ve aynı olan namaz şekli ve cemaate çağrılmaktadır.

Bütün bunlardan çıkarabileceğimiz çarpıcı sonuç da şudur:

Peygamber Efendimiz (s.a.a.) kendine gelen dine, bütün insanlığı çağırmıştır. O, davetinde bütün cihanı aynı dine, kendi şeriatine davet etmiştir. Sadece, son dinin kaidelerini kabul için insanları uyarmıştır. (Prof. Dr. Haydar Baş İcmal Dergisi Eylül 2019)

Bu yazı 382 defa okunmuştur.
  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • Atatürk'e sahip çıkmak - 30 Haziran 2025
  • Ayağa kalk Türkiye - 29 Haziran 2025
  • Şark Projesi'ni unutmayalım - 28 Haziran 2025
  • Terör meselesinin halli - 27 Haziran 2025
  • Tek çare - 26 Haziran 2025
  • Tarım kesimi iyi dinlesin - 25 Haziran 2025
  • Yine aynı iftira - 23 Haziran 2025
  • Anayasamıza ve AB'ye aykırı gidişat - 22 Haziran 2025
  • Hangi şartsız zafer? - 21 Haziran 2025
  • Kendimizi kandırmayalım - 20 Haziran 2025
  • Aklı olan - 19 Haziran 2025
  • Atatürk'ün hilafet hakkındaki görüşleri - 18 Haziran 2025
  • İmam Ali'nin hilafeti - 17 Haziran 2025
  • İslam tarihinde ilk fitne - 16 Haziran 2025
  • Gadir-i Hum Bayramınız mübarek olsun - 15 Haziran 2025
  • Gadir Hutbesi Hz. Ali'nin halife tayininin ilanıdır - 14 Haziran 2025
  • Milletin kaybına gelişmeler - 13 Haziran 2025
  • Terörün ve işsizliğin halli BTP ile olacaktır - 12 Haziran 2025
  • Hak arama devletle mücadeleye dönüşmemelidir - 11 Haziran 2025
  • ABD'nin gerçek müttefiki kim? - 10 Haziran 2025
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 99
Köşe Yazarları
Ah !! O eski Kilis Konakları 
Güner Özbalcı
Ah !! O eski Kilis Konakları 
Mehmet Beşe
Mehmet Beşe
DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE GIDA SEKTÖRÜ
Doğruları söylemek… / Taner Tümerdirim
Misafir Kalem
Doğruları söylemek… / Taner Tümerdirim
Prof. Dr. Erdoğan Taşkın
Prof. Dr. Erdoğan Taşkın
Mühim Mevzu Marifetli Matris
Mustafa Çobanoğlu
Mustafa Çobanoğlu
Nefes Alıyorsan Ölüme Koşuyorsun!
Alaaddin Özkar
Alaaddin Özkar
Neden Ehl-Beyt
Prof. Dr. Haydar Baş
Prof. Dr. Haydar Baş
Atatürk'e sahip çıkmak
Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -1-
Uğur Kepekçi
Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -1-
Çok Okunan Haberler
Türk Kimdir?
Türk Kimdir?
Altın Fiyatları 3 Haziran 2025
Altın Fiyatları 3 Haziran 2025
Kürecik’ten İran’a: “Radarlar Kimi Gözetliyor?” sorusu artık ertelenemez!
Kürecik’ten İran’a: “Radarlar Kimi Gözetliyor?” sorusu artık...
Ana Sayfa
Ekonomi
İslam
İlçeler
Kilis Güncel
Analiz
Eğitim
Siyaset
Vefat
Spor
Bitki Rehberi
Güncel Haberler
Kültür & Sanat
Teknoloji
Sağlık
Dünya
Türkiye
Videolar
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Video Galeri
Biyografiler
Vefatlar
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Anketler
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • Analiz
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • İlçeler
  • İslam
  • Kilis Güncel
  • Kültür & Sanat
  • Sağlık
  • Siyaset
  • Spor
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Biyografiler
  • Vefatlar
  • Üye Paneli
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Anketler
  • Hava Durumu
  • Gazete Manşetleri
  • Nöbetci Eczaneler
  • Namaz Vakitleri

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

kilispostasi.com Haber Portalı 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na %100 uygun olarak yayınlanmaktadır. Ajanslardan alınan haberlerin yeniden yayımı ve herhangi bir ortamda basılması, ilgili ajansların bu yöndeki politikasına bağlı olarak önceden yazılı izin gerektirir.