• Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri
Anasayfa
  • Ekonomi
  • İslam
  • İlçeler
  • Kilis Güncel
  • Analiz
  • Eğitim
  • Siyaset
  • Vefat
  • Spor
  • Bitki Rehberi
  • Güncel Haberler
  • Kültür & Sanat Teknoloji Sağlık Dünya Türkiye Videolar
  • Ara
SON DAKİKA:
09:46
Dolar - Euro - TL Kuru 8 Temmuz 2025
09:45
Altın Fiyatları 8 Temmuz 2025
Video Galeri Foto Galeri Yazarlar Üye Paneli
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
  1. Köşe Yazarları
  2. Prof. Dr. Haydar Baş
  3. Kul, Allah'ı aramaktadır
Yayınlanma: 09 Kasım 2021 - 13:48

Kul, Allah'ı aramaktadır

09 Kasım 2021 - 13:48
Yorumlar
TAKİP ETTAKİP ET
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
Prof. Dr. Haydar Baş
Prof. Dr. Haydar Baş

Prof. Dr. Haydar Baş'ın Hikmetin sırları adlı eseri 1. sohbetten alınmış yazısıdır.

Kul bir arayıştadır. Ne arayışında? Hakk'ı arayışta, Allah'ı arayışta. Doğduğumuz andan itibaren arayıştayız. Dikkat edin her çocuk doğduğu zaman ağlar. Hiç bir çocuk doğarken gülmez. Ameli salih sahibi olan da, dünyayı terk ederken güler.

Allah! Allah! Biri gelirken ağlıyor, biri giderken gülüyor. Ağlayan, "Eyvah! Ben bir esaret haneye düştüm. Oysa ben o padişahın sarayından gelip, bak nereye girdim. Eyvah!" bunu demek istiyor.

Çocuğun kalbi bağları, irade ve nefsiyle Allah'tan uzak olmadığı için dikkat ederseniz her an bir koşuş halindedir. Çocuk ayaklarıyla koşmuyor, gönlüyle koşuyor. Rabbi ile dünya arasına masiva girmediği için hep O'na doğru koşar. Sevinçlidir. Hiç bir insanın sevinci, mutluluğu, çocukluk yaşındaki kadar olmaz.

Çünkü o, kalbi boyutta henüz Allah'tan kopmamıştır. Araya dünya sevgisi, dünya muhabbeti, mal, servet, mevki, şöhret hırsı girmemiş, Allah'tan onu tam koparmamıştır. O yine O'na sevdalıdır. İşin farkında değildir. Onun için çok mutludur.

Hepimizde bir özlem; "Ah! Bir çocuk olabilsem." Onun için evliya-i kiram hazretlerinin hali çocuk halidir. Çocuk gibidir onlar.

Şükür ve sabır

Seni, kul olarak yarattığı için de o Yüce Rabb, seni denemek istiyor. Yarattığı zaman bize sordu: "Ben, sizin Rabbiniz değil miyim?" Biz de; "Evet, Rabbimizsin" dedik.

"Şimdi beni görüyorsunuz. Müşahede ediyorsunuz. İnkarınız mümkün değil. Sizi, dünya denilen yere göndereceğim. Asıl orada 'Sen benim Rabbimsin' diyeceksin ki kıymeti olsun." Şimdi bizi burada, bu alemde Cenab-ı Hak deniyor.

Neyle deniyor?

Hayırlarla deniyor. Servet veriyor, sıhhat veriyor, mevki veriyor, rütbe veriyor. Bazen hastalık veriyor, çile veriyor, meşakkat veriyor, fakirlik veriyor, sıkıntı veriyor. Hepsi de deneme içindir.

Kula burada düşen iki husus var. Bütün bu hayırlar karşısında şükredip; "Sen ne güzelsin ey Rabbim. Ne kadar iyisin, lütufkarsın" der.

Nimetle değil de Rabbi onu farklı yoldan denedi. Çile verdi, fakirlik verdi, hastalık verdi. Orada da ne yapacak? Sabredecek. "Niye beni böyle deniyorsun?" deme hakkımız yok. Hangisi hakkımızda hayırlıdır, onu biz bilemeyiz.

Asıl gaye Allah'ın rızasını kazanmaktır. Nitekim hem günümüzde, hem geçmişte , hayırlara boğduğu kulları, kulluk yapacağı yerde, O' nu hiç tanımamıştır. Ama şer ile denediği kulları hep O'nun kapısında, O'nu anıyor. Bazen o şer, kulun rıhletinde, vuslatında, hayır diye gördüklerimizden çok daha faydalı oluyor.

Onun için ayet-i kerimede Allah: "...Sizin için daha hayırlı olduğu halde bir şeyi sevmemeniz mümkündür. Sizin için daha kötü olduğu halde bir şeyi sevmeniz de mümkündür. Allah bilir, siz bilmezsiniz." (Bakara, 2/216) buyuruyor.

Bu dünya hayatında, işimize gelen oldu mu, "kazandık" diyoruz. Belki de kaybediyoruz. "Kazandık" ölçüsü Allah'ın rızası ile birlikte olursa muteberdir. Kazandığın şey, eğer Allah'ın rızasını sana kazandırıyorsa o muteberdir. Onun için niyetlerimizi Allah'ın rızasına endeksleyeceğiz ki, yaptığımız her işte kazançlı çıkalım.

Mesela; uyuyorsun. "Allah, benden razı olsun" diye uyuyorsun. "Öyle şey olur mu Hocam?" diyebilirsiniz. Şimdi bazı aklı evveller çıktı. Allah' ı koydular kainatın bir kenarına, orada oturuyor. (haşa) Oysa Allah her zaman seninle. Hiç senden ayrıldığı yok. Senin hiç bir anın O'nsuz değil ki.

O halde "Ben, O'nun rızası için uyuyorum." Bu ne demek? "Dinleneceğim. Sabah erken kalkacağım. Namazımı kılacağım. O namazı sıhhatle kılabilmem için istirahat etmem lazım. Namazdan sonra, çoluk çocuğumun rızkını kazanıp, onların maişetini temin etmem için de istirahat etmem lazım."

Dikkat et, bu maksatla, "euzu-besmele" de çekiyorsun, uyumaya başlıyorsun, ibadet oluyor. İşinde çalışıyorsun. Bu iş çöpçülük de olabilir, çiftçilik de olabilir, mühendislik de olabilir, muallimlik de olabilir, siyaset de olabilir. Hepsini Allah rızası için yaparsın. Yaparken de, "Ben şunu yaparsam şu hayrım olacak. Şu zararları önleyeceğim. Şu faydalı konulara yardımcı olacağım. Allah da benden razı olacak" gibi bir niyetin olursa o zaman bu çalışman da ibadet oluyor.

Yani insanın hayatında hiç boş bir zaman yok, hepsi doludur. Müslümanlık, işleri insanın lehine öyle bir fatura ediyor ki, kaybetmek diye bir endişe, korku yok. Her anın ibadet oluyor. Yeter ki, "O, benden razı olsun. O'nun rızası için ben bu işleri yapmam lazım" diye inan ve niyet et."

Bu yazı 1060 defa okunmuştur.
  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • Büyük oyun -1 - 08 Temmuz 2025
  • Kerbela'yı anlamak ve anmak - 07 Temmuz 2025
  • Şehitlerin efendisi İmam Hüseyin - 06 Temmuz 2025
  • İmam Hüseyin ve Kerbela vahşeti - 05 Temmuz 2025
  • İmam Hüseyin kimdir? - 04 Temmuz 2025
  • İftira, iftira yine iftira - 03 Temmuz 2025
  • Hüseyni mantığı kavrayabilmek - 02 Temmuz 2025
  • Bir varmış, bir yokmuş... - 01 Temmuz 2025
  • Atatürk'e sahip çıkmak - 30 Haziran 2025
  • Ayağa kalk Türkiye - 29 Haziran 2025
  • Şark Projesi'ni unutmayalım - 28 Haziran 2025
  • Terör meselesinin halli - 27 Haziran 2025
  • Tek çare - 26 Haziran 2025
  • Tarım kesimi iyi dinlesin - 25 Haziran 2025
  • Yine aynı iftira - 23 Haziran 2025
  • Anayasamıza ve AB'ye aykırı gidişat - 22 Haziran 2025
  • Hangi şartsız zafer? - 21 Haziran 2025
  • Kendimizi kandırmayalım - 20 Haziran 2025
  • Aklı olan - 19 Haziran 2025
  • Atatürk'ün hilafet hakkındaki görüşleri - 18 Haziran 2025
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 99
Köşe Yazarları
Ah !! O eski Kilis Konakları 
Güner Özbalcı
Ah !! O eski Kilis Konakları 
Mehmet Beşe
Mehmet Beşe
DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE GIDA SEKTÖRÜ
Doğruları söylemek… / Taner Tümerdirim
Misafir Kalem
Doğruları söylemek… / Taner Tümerdirim
Prof. Dr. Erdoğan Taşkın
Prof. Dr. Erdoğan Taşkın
Mühim Mevzu Marifetli Matris
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi
Emekliler Baş Tacıdır, Hakkı Teslim Edilmeli!
Alaaddin Özkar
Alaaddin Özkar
Bugün 10 Muharrem, Gelin Bugün Ağlayalım.
Mustafa Çobanoğlu
Mustafa Çobanoğlu
Fatıma Ana Ve Gerdanlığı
Prof. Dr. Haydar Baş
Prof. Dr. Haydar Baş
Büyük oyun -1
Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -9-
Uğur Kepekçi
Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -9-
Çok Okunan Haberler
Kürecik’ten İran’a: “Radarlar Kimi Gözetliyor?” sorusu artık ertelenemez!
Kürecik’ten İran’a: “Radarlar Kimi Gözetliyor?” sorusu artık...
"İsrail'in elinde 90- 100 tane nükleer silah var"
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş’tan Talat Paşa çıkışı
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş’tan Talat Paşa çıkışı
Ana Sayfa
Ekonomi
İslam
İlçeler
Kilis Güncel
Analiz
Eğitim
Siyaset
Vefat
Spor
Bitki Rehberi
Güncel Haberler
Kültür & Sanat
Teknoloji
Sağlık
Dünya
Türkiye
Videolar
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Video Galeri
Biyografiler
Vefatlar
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Anketler
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • Analiz
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • İlçeler
  • İslam
  • Kilis Güncel
  • Kültür & Sanat
  • Sağlık
  • Siyaset
  • Spor
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Biyografiler
  • Vefatlar
  • Üye Paneli
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Anketler
  • Hava Durumu
  • Gazete Manşetleri
  • Nöbetci Eczaneler
  • Namaz Vakitleri

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

kilispostasi.com Haber Portalı 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na %100 uygun olarak yayınlanmaktadır. Ajanslardan alınan haberlerin yeniden yayımı ve herhangi bir ortamda basılması, ilgili ajansların bu yöndeki politikasına bağlı olarak önceden yazılı izin gerektirir.